31 Aralık 2009 Perşembe

Sevelim, Sevilelim... :)

Eeuheueh süper ya... Senenin son günü olduğu için değil. Şirketteki ortam yüzünden. Yoksa son günmüş değilmiş çok da dert değil benim için. Yani diğer günlerden çok bir farkı yok. Maç olsa bugun benim için daha önemli olabilirdi yani sen anla!

Dün şirketin göbeğinde duran Sanalika "Çocuğu"nu süsledik. Acayip bişi oldu. Çam ağacı vardı ama onun yerine bunu süsleyen -benim başımı da dertten derde sokan- sevgili Volkan'ı tebrik ediyorum. :)

Sanalika "Çocuğu" neye benzer?Yalnız bu resimde eksiklikler var. Sonra da Ozan gibi bir fazlalık var. Çok şeker çıkmışlar yahu. :)
Hediyelerin geri kalanı da bugün eklendi. Onları da yükleyeceğim. Don't worry, be happy :)

NOT : Gani Müjde'yle tweetleştim mutluyum. Tamam mı? :)
NOT (bi daha) : Yeni yıl dileğim benim aşktı ama herkes öyle ottan bottan şeyler diledi ki utandım söyleyemedim.
NOT (bi bidaha) : Dün birine evlenme teklifi ettim. Beklemedeyim. :P




Dün akşam ben şirketteki içki ortamında sadece 2 tekila, yarım bardak da kokteyl içtim. Yani bişi olmadı.




Şirketin Clark Kent'i (yukarıda resimde sigarayı yakmaya çalışan vatandaş kendisi) benle sarhoş diye dalge geçip durdu. Bugün şirkete bir gelişi var yürüyemiyor... Hahahahah...

Bende dalga geçince

" Bak kızım dün ne içtiysem aynısından sana içiririm bugun. Görürsün yarın!!" dediği anda;

" Hakan noluyor? Nuri Alço musun len sen? Kıza gizli gizli içiyorsun?" sorusuyla Onur ortamı yıktı geçti.

Nasıl bi şirkettir bu değil mi? Üstüne üstlük ben dün erken kaçtım diye azar işittim yahu. Eğlence yarım bırakılıp gidilmez. Neyse 2010'un 31 Aralık'ına kısmetse.. :)

30 Aralık 2009 Çarşamba

Happy Hour...

Vay anasını sayın seyirciler...

Şirkette yapılan "happy hour" pek bir hoş. Pek neşeli yahu...

Yılbaşı çekilişi sonucu kimin bana ne aldığı sorusu dışında herkesi çözmüş durumdayım. Ay ay ay! Hani benim hediyem? Kim almış? Ne almış?

Neyse neyse... Keyifler iyi... Yarın akşam bir sürü yere davet edildim ama izin alabilir miyim evden? Bilmiyorum. Bol keyifli, bol eğlenceli yeni bir yıl dilerim... Pek muhterem efendiler sözlerime burada şimdilik! son verirken; öpücükleri demet demet sizlere gönderirim. ( bu cümle olmadı sanki :S )

NOT : Yeni yılda Bepanthen denen kremi piyasadan kaldırmalarını, aldığım ilacların dudaklarımı ve cildimi kurutmamasını diliyorum.

Veeeeee ve başka dileklerim de var ama onları sonra sıralarım... :)

Everbody Knows...

John Legend - Everbody Knows'la başladık güne... Haydi rast gele...

One more try...

Bu adamın sesiyle acayip bişi oluyor sanki. Çok garip eskileri hatırlayıp kendi hatalarıma gülümseyebiliyorum. Hatta bazen onun sarkılarına eslik ederken aglayabiliyorum.. Çok yetenekliyim. Ama onun sesiyle ağladığım zaman yanlış hatırlamıyorsam geçen yıl şubat-mart civarıydı. O çocuk bana John'un albümünü verdiğinde...

"Nefret aşkın bir adım gerisindedir" diye okumuştum bi yerde çok önceden. Çocuğa aşık olmadım ama ondan bi anda nefret edebildim. Nasıl yaptım? Bilmiyorum.

Hani bişey vardır sizi içten çökertir. Nedenini bir türlü anlamanıza izin vermez. Sebepsiz yere mutsuz olursunuz. Yaşlıdır ruhunuz. Şu an aynen öyle...

Kapat gözlerini,
Sustur herşeyi
Bul bir bir sebepleri
Anlatır belki
Sonuçlar seni...

Sevgilerrrrrrrrrrrrrrrrrr, Merve.. :)

29 Aralık 2009 Salı

Kaderim...

Az gittim, uz gittim, eğri gittim düz gittim
Yar sen sen diye bittim,
Uçurum gözlerinde, açık saçık sözlerinde
İhanet yüzlerinde yittim
Kaderim kastın mı var, ya sen gel yada beni aldır
Yeminin ahtın mı var, hasretten yüreğim hardır
"Ya bu ateşi söndür ya beni öldür
Ya da bu kalbimi bu bedenden sür..."

Bu sözler şu an beynimde çınlamakta. Neden? Niye? Sormuyorum saldım zaten... İçip içip sızan biri olmayınca da bu sorular hep bi yankı halinde beynimde. Çıkmak istemiyor. Çıkmıyor. Yalan yere güler yüzlü davranmakta pek koyuyor insana. "Senin düşündüğün gibi değilim" diyemiyorsun. Üzülüp üzülüp " olmadı bana birşey. Acımadı ki" diyebiliyorsun.

Saçmalığın daniskası ne biliyor musun? Sadece etrafındakileri değil de kendini aldatıyorsun. Gözünün önünde olan herşeyi yok sayabiliyorsun. Acıdı işte canın. İçinde bir parça yine yerle yeksan. Bu kısır döngüde senin sözün, senin aldatmacan. Üzül üzülebildiğin kadar. Ama nedense tek başına! Birinin yanında olursa, "güçsüzsün" damgası yiyebilirsin. En azından ben öyle sanıyorum.

O kadar uzun zaman oldu ki gerçekten istediğim için ağlamayalı. Bütün kırıklıklarıma, kırgınlıklarıma, hayatıma, kararlarıma, kayıplarıma, bana, benliğime, kendime ağlamayalı o kadar çok zaman oldu.

Başım Ağrıyor!

Feci bir baş ağrısıyla savaşıyorum. Mümkünse bir daha dün geceki vukuatımı tekrarlamayacağım. Hatta ve hatta bir daha olmaması için ne gerekliyse yapacağım. Ama bu kadarı bana bile fazla?!

Dün akşam saçmaladım da. Hem de az buz değil. Bayağı bir saçmaladım. İlginç olanı pişman değilim. Hatta birine sarılma ihtiyacımı bile karşıladım diyebilirim. Canım istedi sarıldım birine. O da sarıldı.

Durun yahu! Bir şey yok. Bi arkadaşıma sarıldım. Omzunda ağlamışım. Mutsuz olduğumu söylemişim. Gitmek istediğimi... Nereye gitmek istediğimi de anlatmışım sanırım. Rahatladım akşam akşam. Mutlu mesut yattım, uyudum.

Uyandığımda bir baş ağrısı. Ama korkunç. Canım acıyo yaa... Beynimin içine bıçaklar saplanıyor sanki!

Bu kadar zor olmasa herşey. Zorlamasa beni. Daha basit olsa çözümler...

Soruyorum işte "Hayaaaaaaaaaaaaaaaat beni neden yoruyorsuuuuuuuuuuuuuun???"...

28 Aralık 2009 Pazartesi

Aşk Bizi Niye Bulmuyor Ya ???

Aşk deyip duruyor herkes. Tamam ben de dedim. Ama sorun bi "niye?" dedim. Herkes aşık oluyor, karşılık da alıyor. Biz niye alamıyoruz?

Eksik miyiz? Yarım mıyız? Garip miyiz?

Nedir eksiğimiz anlamadım ki... Sevmeyi sevilmeyi haketmemek için yaptığımız bir hata mı var? Bi eşeklik yaptık da farketmedik mi?

Har vurup harman savurduk da o yüzden mi çıkmaz oldu karşımıza? Nedendir yahu?

İçimizden geldiği gibi davranmak yerine daha içten pazarlıklı mı olsak? Daha planlı programlı? Avcı taktiği izleyen kızlar gibi mi olsak acaba? Yani şöyle bir bakınca bizden daha mutlular gibi geliyor bana...

Biz dediğime bakmayın kendimden bahsediyorum. Yani nedir? Niyedir? Bi bilen varsa bi akıl lütfen...

Masal...

Hala masallara inandığımı farkettim de...

Kocaman kazık kadar kız oldum. Hala mutlu sonların olabileceği, bizim kerevete çıkabileceğimiz masallara inanıyorum.

Durup durup aklıma gelmesine izin veriyorum. Aklıma gelince gitmek bilmiyor. Üzgünüm diyorum. Üzgünüm herşey için.

Canımı yakmana izin verdiğim için.
Seni düşünüp yaralandığım için.
Senle ilgili bi gelecek düşlediğim için.
Sahte sevinçlerle kendimi oyaladığım için.
Sana inat edemediğim için.
Herkese söken keçiliğim sana sökmediği için.
Sana bakarken tebessüm etmeden duramadığım için.
Yarınlarımda hep sana dair bi umut taşıdığım için.
Her an her dakika senle konuşmaya devam etmek istediğim için.
Uzun süre senle konuşmadan duramadığım için.
Beni farketmediğin için.
Seni sevdiğimi gerçekten anlamadığın için.
İçimden boynuna atlamak geldiği halde başımı çevirdiğim için.
Kendime kızdığım halde seni azarlamaya kalktığım için.
Sana dair herşeyi öğrenmem gerektiğini düşündüğüm için.
Seni çokça zorladığım için.
Ve sensiz yaşamak istemediğim için...

Herşey için özür dilerim. Hepsi için.

Hayatımda ilk defa aşık olup bu kadar acı çekmeme neden olan bu insana hala aşık olduğum için de özür dilerim. Laf kalabalığı yaptığım ve sorgusuz sualsiz, aptalca, bencilce, herşeyi yazma isteğiyle dolu olduğum için özür dilerim.

Masalımızın sonu burası! Henüz çıkacak bir kerevet de, düşecek 3 elmayı da bulamadım. Bulduğum elmaların yarısı çürük diğer yarısı da kurtlu... Sağlamını bulan varsa tecrübelerinden yararlanmak isterim.

R. R. E. E. I. :D


Evvet kısaltmaların uzun hali... :

Ricky Rubio'yu Evlat Edinmek İstiyorum. :)

Dün geceki Real- Barça maçından sonra söylediğim bi sözdü. Kısaltması da süper. :D

Hani şöyle afacan çocuklar vardır ya... Saçlarını karıştırmak istersin, bıcır bıcır konuşmaya müsait. Aynen öyle bi görüntüsü var çocuğun. :D

Karıştır saçlarını, sarıl öp. Bende o hisleri uyandırıyor bu çocuk. :D

Evlat edinmek istiyorum onu. Böyle gözümün önünden ayırmayayım. Kimse yaklaşmasın. Bir de tanıdık bi havası var ama çözemedim şu an. Hatta uzunca zamandır çözemiyorum.

Neyse İspanyol bi sevgili bulayım ben... :D

Ricky'nin blogundan alıntı son söz... :

"Thank you from the bottom of my heart."

NOT : Ayyyyyyyyyy çok tatlı bişi buuuuuuuuuuuuuu! :D

25 Aralık 2009 Cuma

da da da da, da da da da da da da, da da da da da, da da.. :)

Pleaseeeeeeeeeee Don't Leavvvvvvvvvvve Meeeeeeeeeeeeeeee !!!

Bunu diyeceğim bir kişi bile yok yahu. He ama biliyorum ben süper insanlar buldum şu ana kadar. Kesin yenisi de eskilerin önüne geçer iyilik konusunda.

Evet evet. Müthiş yeteneklerimi artık bu konuda da kullanacağım. Haha doğru enerjiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii..... :)

Gelsin biri gitsin biri silicem gelmişi geçmişi... Haha ortaya karışık bir ruh hali... Evvet doğru.

Acısıyla tatlısıyla bu böyle. Benim hayatım işte. Bi inişte bi çıkışta, bi neşede bi hüzünde, bi güzellikte - ki olmadı sanırım öyle bişey- bi çirkinlikte...

Bu böyle işte.. Bi dikiş tutturamadık işte... Bi aynı olmuyo bi iş de.... :)

Sinir !

Hani şu "abi" vardı ya.. Hani çok iyi çok komik dediğim. Konuşmuyorum. Küstüm. Bitti...

Evet ona da küstüm. İlgilenmiyorum. Devam etsin o!

Çok saçma bi nedenden küstüm biliyorum ama öyle istedi.

Düzeltmeeeeeeeeeee : Küsmemişiz. Kendisi megalomanlığın tavan yapmış hali olduğundan havalara girmiş "azıcık".

Tamam tamam. Siz erkeklerin bu havalara girme huyunuzdan nefret ettim bi kez daha. Üstüne üstlük "Türk kızlarının egosu yüksek" yalanına da kendiniz söyleyip kendiniz inanıyorsunuz. Egosu yüksek mahlukatlar sizlersiniz canım. Hem de öyle böyle değilllllllllllll !!!

Hem "Türk kızları havalı" oluyor da erkekleri "megaloman" olmuyor mu? En alası oluyor... Bu kızları havaya sokan siz değil misiniz? Aylarca peşlerinden koşturup bi gece için yalvaran? Eeeeeeeee bu kızlar nasıl havalı olacak arkadaşım? Sen yapıyorsun.

He bir de "Bu Türk kızlarının bi tarafını kaldıran siz değil misiniz?" diye sorduğumda " Ben kimsenin bi tarafını kaldırmadım!" diyen yaratıklar var. O konuya girmiyorum...

Etiket...

Şu tshirtlerin, gömleklerin, elbiselerin, cartın, curtun etiketi olmasa hayat bayram olacak ama nerdeeeee???

Vallahi katil ederler insanı! Kaşınıp duruyorum. Hadi bi tane diktiniz arkadaşım sol yanındaki o bi tomar etiket de neyin nesi?

Yok yahu katil ederler insanı. Evet asabım bozuk! Evet sinirliyim sabah sabah! Nolmuşş??? :@

24 Aralık 2009 Perşembe

Ohhh Shit!

Evvet bugun berbattı. Felaketti. Bok gibiydi.

Yataktan çıkmak istemedim. Mutsuzum. Keyifsizim. Mecburen işe geldim. Ama iş yok. Var da yok. Sıkıcı...

Poffffffffffffff diyorum. Ayyyyyyyyyyy diyorum. Heeeeeeeeey diyorum. Yok!

Sonunda şunu anladım. Kendi kendimi boşuna yiyorum. Bi an şüpheye düşecekken toparlandım. Ne oluyor yahu?

Abilerim sizlerle konuşuyorum. Çünkü çok komiksiniz. Çok eğlencelisiniz. Gülmekten konuşamıyorum sizinle konuşurken. He ama bu durum yüzünden de "hımmmmmm... nerden cıktı bu?" gibi sorular sormuyorum sanmayın. Hatta arkadaslarımdan biri benim durumuma şu şekilde yorum yaptı.

"xxxx: ben olsam evli olmasa yasina ragmen asik olurdum bu kadar ilgi fazla yani xD"

Evvet aslında bende normalde o potansiyele sahip bir insan evladıyım da bu adamların geyiklerine alıştığım için olması mümkün değil.

NOT : "Boşandım, geldim." diyorsa heeeeeeeeeeee o zaman bi durup düşünelim. :P


Ama süper insanlar ya ciddiyim. Her türlü muhabbet etmekten keyif alıyorsunuz. Beklemediğiniz cevaplar, sorular, hitaplar... Süper...

Hımm bi düşünelim aşık olma olayını... Düşündüm, taşındım evvet. Kararım şu :

BU YARATIKLAR ADAM OLMAZ!!! YORMAYIN GÜZELİM KENDİNİZİ! EVLENDİ, BANA BAĞLI DEMEYİN! NE NANELER YEDİKLERİNDEN HABERİNİZ YOOOOOOOOK! BENİM DE YOKTU SAĞOLSUNLAR DETAYLI DETAYLI NEYİ, NASIL YAPTIKLARINI AÇIKLADILAR... :)

Bela2...

Dün akşam gittiğimiz bir etkinlikte çok çok çok tuhaf bi olay daha oldu. Ay yine bi yabancı!

Evet gidip bi turist bulayım ben Sultanahmet'ten evleneyim. Oh sende kurtul bende! Bu ne yaa...

Tamam Türk'ler benim gibi kızlara alışık ondan bakmıyorlar. İyi deee bu adamların ilgisini çekecek de bir özelliğim bir farklılığım yok. Hani oturduğum yerden kalktığım yok. Hatta bazen öyle oluyor ki çok sıkıldığım için yanımdakiler dışında bir şeyle ilgilendiğim yok.

Bırakın onun bana göz kırpmasını, el sallamasını ıyhhhhhhhh diyorum sadece...

Tamam birini atlatamadan 2.si çıktı. Yuhhhhhhhhhh bana....

He bir de aklıma gelmişken şu durum var ki sanırım kaşar filan gibi görünüyorum. Yani bu ara etrafımda benle ilgilenen insanlar abuk subuk kişiler. Saçmalıkkkkkkkk....

Acısız Aşk Olur mu?

Aşk diyorlar ya hani. Bunun acı vermeyeni hep mutlu edeni yok mu? Varsa bize niye yok?

"Haketmiyorsun!" desin biri ben de "Herkes hakettiği için mi sahip aşka?" diye sorayım. Cevap versin biri.

Ay ayyyyyyyyy yine saçmalamaya başladım. Tamam kesiyorum. Kestim!!!

23 Aralık 2009 Çarşamba

Bi Kız Vardı...

Manga ve İz Bırakanlar Unutulmaz...

Ben deliyim ya. Cidden bi mail geldi diye sevindirik oldum. Sonra başka birine mail attım. Deliyim evet evet evet...

Şundan 4-5 ay öncesine kadar nasıl biriydim diye bi düşündüm de daha umutluydum herşeyden. Verdiğim karşılıkları alacağımdan... He şimdiyse ne düşünüyorum bilmiyorum.

Yüzümde sivilceler çıktı ağlamaya başlamak için geç kaldım ama tam 1 buçuk aydır yüzümdeler. Berbat durumda. Eskiden makyaj yapmadığımda ne kadar mutluydum simdiyse saçlarımla kapatıyorum yüzümü. Ah bir de unutmadan bu sıra saçlarımı çok beğeniyorlardı. Saçım da da kepekler olmaya başladı. Hayırlı uğurlu olsun...

Yazık yazık yazık...

Kimse benim herhangi bir şeyimi beğenmesin rica ediyorum ya. Ellerim dediler, yara bere içinde kaldı, yüzüm dediler sivilce doldu, saçım dediler ahanda şimdi kepek oldu. Yuh ya ne göz var kardeşim sizde !!! Çirkinim yahu bunu kabul edin dönün gidin lütfen...

22 Aralık 2009 Salı

Hastayım Sanırım, Yani...

Evet bütün gece lavabo ve yatak arasında mekik dokudum. Hayır evde yan gelip yatmıyorum. İşteyim çalışmaya çalışıyorum.

Gözlerimin etrafı mosmordu, yüzüm bembeyazdı. Bi de sabah sabah makyaj yaptım. Offff kapanıyor gözlerim tutamıyorum.

Öğlende ne yediysem o akşam bişey de yemedim midemi bulandıracak. Uykumu kaçıracak.

Heh bir de dünden beri şunu anlamış bulunuyorum. Kendi yaşıtlarım veya benden 1-2 yaş büyük erkeklere hitap etmiyorum. Yok yok ciddiyim.

Bu ara konuştuğum her "abi" benim ne kadar hoş olduğumdan bahsediyor. Ve standart laf " tanımıyor olsam asılırdım" höh yani...

"Asılmış kadar oldunuz efendim." diyemiyor insan tabi. Hele içlerinde bir tanesi var. Güldürüp duruyor beni.

Dün gece çok fenaydım işte. Facebook'ta status bildirdim. "Uyumak istiyorum ama uyuyamıyorum. :(" diye. Arkasından yastığa başımı koydum ama telefon çalıyor. Açtım.

"Eee eee eeee ee dandini dandini dastana" diye ninni söylüyor bu komik insan. Öyle kahkahalar attım ki direk " Sus kız! Evdekileri uyandıracaksın. Sonra konuşuruz. Hadi iyi geceler." diye sıraladı. Bende anca " tamam iyi geceler." diye kıkırdayabildim.

Sonra Facebook'tan mesajlaştık. Niye telefondan mesajlaşmadık bilemiyorum tabi. :D

Hayır o değil de benim kadar başka biriyle uğraşıyorsa hanımı bunu bir temiz dövmeli. :D

O'nun söylediği sözü yazayım da tam olsun.

" Erkek milleti yapaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarrrr..."

Yapın yapın aferin size...

21 Aralık 2009 Pazartesi

Cumartesi...

Cumartesiler hep bi aksiyon dolu oluyor yahu...

Geçen hafta Swiss Otel macerası, bu hafta Twitter'ı birbirine katmış olmam. Sakin olamıyoruz. :)

Cumartesi günü 2. işim olan danışmanlık için Büyükçekmece denen nerdeyse "pasaport" isteneceğini düşündüğüm taaaaaaaaa annesinin nikahındaki yere gittim. Ordan 3buçukta çıktığım halde maça zar zor ilk yarı sonuna doğru yetişebildim.

Neyse maç bitti. Ne mi oldu? Tabiki yendik. Arkadaşlar aradılar Kanyon'a yol aldım. Eve gidecekken... Donduk ama resmen donduk. Dışarıda oturduk sigara içen kendini bilmez, sivri zeka arkadaşlarım sayesinde. Eh tabi eve bi gittim ısınamıyorum. Kaç kat hırka giydiysem yok.

Sonra tabi sürekli twitter kontrolündeyim ya. Millete laf yetiştirip durdum. Çooooooook komikti ya... :D

Önümüzdeki cumartesi de hareketli geçeceğe benzer...

Dilek Keki...


çıptım çırptım karıştırdım
kendimi onla yarıştırdım
kimse kimseye benzemez
kendimi kekle yatıştırdım
oturdum ellerimle
sana kek yaptım...

Evvet kek yaptım. Eh güzel de oldu...

Keşke O'na da yapabilseydim. Ama yapmam. Sevgilisi yapsın ya banane...

Meyve Kurulu Kek :P

3 yumurta
2 bardak toz şeker
1 bardak yoğurt
1 bardak sıvıyağ
2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
3,5 veya 4 bardak un.
Yarım limonun suyu ve 1 portakalın kabuğu :)

Yapılışı :

Yumurta şeker çokça çırpılır. Sonra yoğurt, yağ eklenir, tekrar çırpılır. Sonra un, kabartma tozu, vanilya elenir. ve cırpılmaya devam edilir. Sonra meyve kuruları, limon suyu, portakal kabugu eklenir. Kaşıkla karıştırılıp kalıba dökülür. Ben 200 Derece'de pişiriyorum. Ama siz nasıl isterseniz öyle yapın. Fırını ısıtın yeter. :) Ah bi de unutmadan bu benim kek kalıbım için ölçü karıştırmayalım. :)

18 Aralık 2009 Cuma

Merak Ediyorum..

"Yıllar geçtikçe sıradan mı olacaksın?
Yoksa yenilmeyip zamana
Sevdiğim gibi mi kalacaksın?"

Candan Erçetin - Merak Ediyorum

Valla sizde merak ediyor musunuz? O aşık olduğunuz kişinin yıllar sonra değiştiğini? Buruştuğunu :) Kilo aldığını? Zayıfladığını?

Ağırbaşlı, sakin, sessiz bi insan olduğunu? Çocukları, torunları olduğunu? Saçlarının beyazladığını ya da kel olduğunu? :)

Güzel olur sanki. Onu o haliyle görmek. Tabi onunla yaşlanmak varken sonradan karşılaşmak çok koyar insana diye düşünüyorum. Eski halini anar durursunuz bi zaman. Sonra alışırsınız ama o hali size yetmez.

Eskisi gibi olsun istersiniz. Gülsün yine gözleri, sıcacık olsun. Size bakarken içi titresin. Sessizliği sevmesin.

Yok benim biriyle yaşlanma hayalim fln. Neden mi? Ben evde kalacağım. Ciddiyim. Kimse beni beğenmeyecek, kukumav kuşu gibi tek başıma yaşlanıp; tek başıma öleceğim. İşte sizlerde şahitsiniz.

Kimse de hayatıma girmeyecek 1 yıl boyunca. Bu kadar! Bitti!!!

Not : Yanlış oldu. 1 yılda yaşlanamam o kadar. 30 yıl boyunca diyeyim ben :P

Cuma...

Cuma günü sevinçle karşılanır. Ama şu an ona bile halim yok. Yorgunum sanki, içten içe yaşlanmışım. Göçmüşüm, tüm herşeyi gömmüşüm belki ama hala varlıklarını hissediyorum. Sevmediklerim sevdiklerimin önüne geçmiş. Deli gibi düşünceler beynime akın etmiş. Ağlamamak için zorluyorum kendimi. Hayır ağlasam sebebi belli değil ki...

Sizde de aynı mı? Düşünceleriniz, fikirleriniz sizi yoruyor mu? Kendinize yalan söylemeyi düşünmemek için başka yollar secmeyi denediğiniz oluyor mu?

Uykuluymuşsunuz gibi gösterip aslında olmayan şeyler için yas tuttuğunuz oluyor mu? İçin için, gizli gizli ağlayıp herkese gülücükler dağıttığınız oldu mu? Oluyor mu?

Genç olmadığınızı farkettiğiniz? Aslında 50 yaşındaki biri gibi fikirleriniz olduğunu anladığınız?

Hahahaha evet cuma cuma sıyırdım balataları... Sıyırmayanımız kaldı mı ki? :D

Olsun..

İstediğimiz her güzel şey olsun. Haha yine polyannacılık günleri değil mi? Evet aynen öyle...

Gözlerim artık kör gibi. Görmek istemiyor kendiliğinden belki. Gün geçip giderken arkasından seyrediyoruz diye düşünüyorum. Ne yapıyoruz ki kendimiz için? Olsun varsın olsun yaşıyoruz işte. Avutmayalım kendimizi. Yaşadığımız bi an bile yok kendimiz için.

Bir şeyleri yapmış olmak için uğraşıyoruz. Eee yaptık sonuç ne? Hüsran değil mi? Eh değilse şanslısınız demektir...

Umut? Bazen var bazen yok...

Dün akşam maça gittiğime gideceğime bin pişman oldum. Rezil, kepaze bi oyun. Eskiden deli gibi hayranı olduğum 2 tane oyuncu vardı. Biri Harun Erdenay ki hala çok severim. Bir diğeri Kerem Tunçeri. 2. seçeneği dün geceden itibaren tekrar gözden geçirmeye karar verdim.

Yenilmekte var yenmekte olsun demek gelmiyor içinden. Olsun ama yenelim. Olsun eve rahat gidelim. Olsun artık bişeyler olsun...

Not : Hanım kız olamadım maalesef...

17 Aralık 2009 Perşembe

İsterdim.

Şu anda acayip mutlu olmak isterdim. Sevdigim insanlarla kahkahalar atmak isterdim. Güzel günlerin geleceğini düşünüp kendimi avutmak yerine; o günlerin varlığına inanmak isterdim.

Umudum olduğunu herkese duyurmak, istediğim herşeyi yapmamak için tek engel ben olduğumu söylemek isterdim.


Bu akşam yine maça gidiyorum. Evet gitmeyeceğimi söyledim ama vazgeçtim. İkna kabiliyeti çok yüksek insanlar tanıyorum. Ve ya dayak yemek zorunda olacaktım ya da maça gidecektim. ( ki çaktırmayalım maça gitmeyi acayip istiyordum.)

He ama arkada oturup sakin sessiz maç izleyeceğime söz veriyorum. Öyle ayakta hanım kızların işi gücü olmaz. Cıx cıx cıx...

Pink'ten gelsin ozaman "Pleaseeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee don't leave meeeeeeeee"... Evet öpücükler de sunuldu... :D

16 Aralık 2009 Çarşamba

Unut!

Unutmak gerek olanları, konuşmaları, gülüşmeleri...

Şimdi doğru olanı yapma zamanı. Düşünmemeli. Düşündürmemeli. Gülmeli. Eğlenmeli.

Tüm bunlara kim engel ki? Kendi kendime koyduğum engellere bir dur demeli. Bir durdurmalı. Dünyanın sonu gelmeden...

Gezmeyi eğlenmeyi bilmeli, arkadaşlarının değerini anlamalı, gülümsemeyi unutmamalı...

Zamanın nasıl geçtiği önemli! Onu nasıl gördüğün, nerde gördüğün, sana nasıl baktığı...

Farkettirmeden sevmeyi öğrenmeli belki de... Gözlerini kapattığında onun gülümsemesi senin yol göstericin olmalı.

O diyorum ama illa karşı cins olması gerekmez. Sevdiğin herhangi biri, bir şey, keyifli olduğun herhangi bir resimde gözünün önüne gelebilir. Sen yeterki mutlu olmayı dene. Sen yeter ki mutlu olmayı iste... Olmaman için herhangi bir sebep var mı???

Pink - please don't leave me sarkısı süpermiş bu arada... Ben dinlemek için geç kaldım.. :)

15 Aralık 2009 Salı

Alıntı.

insan ya hayrandır sana ya düşman, ya hiç yokmuşsın gibi unutulursun, ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan. (bkz: nazım hikmet)
---------------------------------------------------------------
bir şey var aramızda
senin bakışından belli
benim yanan yüzümden
dalıveriyoruz arada bir
ikimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki

gülüşerek başlıyoruz söze
bir şey var aramızda
onu buldukça kaybediyoruz isteyerek

fakat ne kadar saklasak nafile
bir şey var aramızda
senin gözlerinde ışıldıyor
benim dilimin ucunda

nahit ulvi akgün


-----------------------------------------

Eksi sözlük'te gördüm bunları da cok beğendiğim için burda da olması gerekir diye düşündüm...

Hadi Be!

Bu olayı duyanın kullandığı söz öbeği. Ya da "Yorumsuz" diye kalıyorlar... Valla ben bile kitlenip kaldıysam geri kalana bişi diyemem zaten.. :)

Şu aralar bende çok kullanmaya başladım. Nasıl? Ne şekilde? Neden? Niye?

Hepsine tek cevap "Hadi Be!"...

Ne garip insanlar var... Uzaktan bakıp tanıdığını düşünenler, her hareketi farklı yorumlayanlar, ne gülmekten ne kızmaktan anlayanlar...

Seviyeli olalım rica edeceğim. Yani azıcık... Çok değil... Biraz...

14 Aralık 2009 Pazartesi

Tey Tey Tey...

Evvet bazı alışkanlıkların bitme zamanı gelmiş. Farkettim de pek iyi değil alışmak birşeylere...

Hıhıııııııı... Anladığınızı düşünüyorum. Bitmeli. Bitti.

Anlamadın mı? Maçlara gitme durumum artık riskli. 2 işte birden çalışırken çok fazla eğlence olayına giremem sanırım. Uyku da lazım, dinlenmek de...

Bu yüzden de arkadaş gezmelerini değil ama Efes Pilsen Basketbol maçlarını es geçebilirim. Yani bazen, belki giderim. Bazen, belki izlerim. Ama geçen yılki gibi hep orda olmayabilirim.

En azından fanatik olmadığımı kanıtlamış olabilirim. Değil mi?

Tey tey teyyyy... :D

Anladım ki..

Boşuna canımı sıkıyorum. Yani sıkmak için yer arıyorum. Şöyle bir bakalım.

1. Arkadaş olarak düşündüğüm bazı insanların öyle olmadığını anladım. ( N'olmuş? Olabilir.)
2. Erkeklerin güvenilmez olduklarını anladım. (Herkes için geçerli. Erkekler için değil sadece.)
3. Düşünmenin fayda etmediğini öğrendim. ( Bazı şeyler kendiliğinden oluyor.)
4. Tatil çok güzel bir şey. ( Olmadığını söyleyen oldu sanki.- Türkçe'de anlatım bozuklukları örneği...:)
5. Kendin olmanın keyfi, göz göre göre mutlu olmayı hakettiğini anlamak. ( Bu yaşta anca.)
6. Yaşlı gibi davranmaktan vazgeçmeliyim. ( Çok fazla düşünmemeye gayret etmeli tabi.)
7. İnsanın değerini kendi belirlermiş. Yanındaki arkadaşlarıyla hemde. (Çok geç anladım, hatalıyım evet...)

Yanımda olan, arkadaşım olan herkese ama herkese teşekkür ederim... :)

Şok 1...



Kızların haftalık Swiss ziyaretlerine bende katıldım. Katılmaz olaydım demeyeyim de katılmakla pek iyi bir şey yapmamışım. Neden?

Biz orda otururken daha dogrusu süper ötesi pizzalarımızı yerken turistler geldi. Öyle bakıyorlardı ki... Bende içlerinden birisine gülümsedim. Allah'ım eşekliğime bak...

Adam beni yanına çağırdı. Tabi ki saftirik bende gittim. İngilizce bilip bilmediğimi sordu. Çok az bildigimi söyledim. Anlamakta problem yok da konuşurken tekleme durumu var. Neyse adam bi süre konuştu bende " evet, hayır, belki, sanmıyorum, bilmiyorum" diye kestirme cevaplar verdim.

Sonra adam bana otel odamın numarasını sordu.. "Hı?" dedim direk. Bi kez daha sordu tekrar inanamadıgımdan aynı cevabı verdim. Sonra ingilizce anlayıp anlamadıgımı sordu. Çok çok iyi anladığımı söyledim. Elini sıktım direk arkamı döndüm. Masaya tabi nasıl bir gidişim olduğunu görmeliydiniz. Ama tahminde güçlük çekmezsiniz.

"oha oha ohaaaa!!!! ohaaaaaaaaaaa hatta" diye gittim ve sandalyeye yıgıldım. Ve bütün 2 gün o muhabbet üzerine döndü. Yanımda 3 tane daha şahidim olmasaydı. Adam elimi tutup bırakmadığında görmeselerdi kimseyi inandıramazdım. Ki adam bir de... Ay neyse bee... Nasılsa bir daha karşılaşma ihtimalim sıfır... Ya da yakın...

Cumartesi günü resmen manyak gibi gezdik İzmir'de. Forum Bornova süperdi. Alışveriş merkezindeki yere yansıtılmış ışıklar da müthişti. Deniz annesinden odası için istedi. Hahah. :D

İzmir ve gevrek diyorum... Başka da bir şey istemiyorum... :)

İzmir'de Sevdiklerim...

İzmir'de tanıştığım nerdeyse herkesi sevdim.

Deniz'i, Cansu'yu, Elif'i ilk sırada tutuyorum ama... Deniz'in ailesine de herşey için burdan teşekkür etmeliyim tabi. Akşam eve gidip damla sakızlı kahvemi test edeceğim. :)

Kordon çok çok çok güzeldi.

Gevrek müthişti.

Kumru da güzeldi. Ama ben martı cinsiyim sanırım. Gevrek daha bi güzel geldi bana... :)

Watsons'taki üzümlü kremler süperdi. Ben ordan aldım tamam mıııı? Hıh... :D

Swiss'te yediğimiz margarita müthişti. Ama yarısını anca yiyebildim. Çok büyüktü ya...

Yağmurda Forum Bornova'yı gezmek hatta neredeyse ıslanmak bile güzeldi.

O kadar çok şey yaptık ki hangi birinden başlasam anlatsam bilemiyorum... :)

Sondan Başlıyorum..

İzmir'den dönmek için havaalanına beni Deniz ve Deniz'in babası bıraktılar. Deniz'le beraber Check in kuyrugunda bekliyorduk. Bi sıra daha az diye gectik durduk. Ama ohoo bi adam var bekle bekle bitiremedi işini. Şöyle kafamızı bi çevirdik Enka Su Topu Takımı... :)

Haha zaten çok az macera yaşamıştım İzmir'de; bir bu eksikti. Neyse velhasıl aldım biletimi. Son kontrolden gectim gecip boş buldugum yere oturdum. Allah'ım yanıma bi adam geldi kel, lensli, küpeli bi tuhaf...

Telefonla ugrasıyordum bende siliyordum gelen ıvır zıvır msjları. Adam konusmaya zorluyor. "Of puf" diyorum ııh faydası yok. Neyse tam ben telefona gömülmüşken "canım" dedi birisi sırtıma elini koydu. "Yok artık" dedim noluyoruz şöle bi baktım "hı?" dedim. Her zamanki gibi... "Aaa Mervecim"- gözlerini kocaman kocaman açmış caktırma gibi-" iyi ki bi laf ettik hemen küstün" dedi. Mal gibi etrafıma bakıyorum bende.

Aldı sırt cantamı grubun ortasına oturduk. Sonra ben kahkaha tufanından zor kurtuldum tabi. Hepsi cocuk gibiydiler. Onlar kamp için gelmişler ve biz aslında bi yerde karsılasmısız onlarla. "Yok "dedim karsılasmadık. "Niye?" diye sordu "görsem hatırlardım" dedim sonra da pişman oldum. Uçakta da onların yanında oturdum. Bi de o konusmaya çalısan adam var yaa ucakta yanımdaydıı... Çocuklardan birini oraya attılar izbandut gibi benide aralarına aldılar...

Bir de maçlarını Enka'da izleyebilmem için davetiye verdiler. Yanımda her maça 6 kişi götürebilirmişim. İyi de maça gidecek zaman mı var? :)

12 Aralık 2009 Cumartesi

Şok Şok Şok....

Bugun hayatımın dumurunu yasadım yalnız...

Kimseye anlatamayacağım amma velakin dumur dumur dumur...

Çok garipti felaketti... :S Ben ben anlayamadım zaten. Noldu? Niye oldu?

Ben birşey yapmadım bari... Şahitlerim de var... Vallahi birşey yapmadım...

Yazın kızlar siz gördünüz... :( Bir kabahatim varsa yazın...

11 Aralık 2009 Cuma

Bu Kadarı Fazla !?

Yeter. Sıkıldım. Bu hal ve hareketlerden, kendini bilmez davranışlarından, ne yaptığını anlayamamaktan.

"Senle ilgilenmiyorum." demek için karşısına geçmeyi bekliyorum. Sıkıldım yahu yeter. Bi dursun! Bi karışmasın!

Hayatımda ondan daha aptal birini görmedim. Ne yapmak istiyorsa alelade yapmak varken bu niye? Bilmece gibi davranmak, kurmaca öyküler yaratmak, sebepsiz laf atışlar...

O kadar keyifli günümü de hiç etti. Neden mi? Konuşmayı aynen naklediyorum...

Kararsız.:
hop.
uç.
mmerrvve...:
hı ?
Kararsız.:
izmire gitmiyo muydun sen?
mmerrvve...:
gidiyorum.
Kararsız.:
kaçta?
mmerrvve...:
16.30
Kararsız.:
sabiha mı?
mmerrvve...:
hayır atatürk.
Kararsız.:
şahaneymiş o zaman.
mmerrvve...:
evet bencede.
Kararsız.:
sen kaçta havalimanında olcan?
belki sana bi kıyak geçebilirim?
mmerrvve...:
bu yagmurda motorla bi kıyak cekemezsin sanırım.
Kararsız.:
hayır.
mmerrvve...:
3 gibi fln olurum herhalde.
yada öglende cıkıp denizin annesine hediye almam lazım.
ne kadar sürer bi fikrim yok.
Kararsız.:
peki, sen bilirsin.
havalimanına gidince bana bi mesaj at, çaldır bişey yap.
mmerrvve...:
aynı ucakta olucaz demek mi bu?
Kararsız.:
saçmalama.
mmerrvve...:
ben maksat nedir anlamadım. sacmaladıgımı da sanmıyorum.
Kararsız.:
bende 15:00 gibi havalimanında olucam.
mmerrvve...:
22.30'da gitmiyor muydun sen?
erken gibi geldi o saat.
Kararsız.:
uçak geriye doğru rötar yaptı.
mmerrvve...:
cok mantıklı.
Kararsız.:
seninle aynı uçakta uçabilmek için uçağımı değiştirdim.
mmerrvve...:
sacmalayanın kim oldugu ortaya cıktı
tebrik ederim.
Kararsız.:
diyosun.
acaba izmire mi gidiyorum?
acaba bi yere gidiyo muyum?
belkide birini karşılamaya gidiyorum?
mmerrvve...:
olabilir.
Kararsız.:
belki de sein yolcu etmeye gidiyorum?
mmerrvve...:
oldu.
Kararsız.:
belki de gerizekalıyım, can sıkıntısından havalimanına gidiyorum.
mmerrvve...:
büyük ihtimal.
Kararsız.:
yada en mantıklısı uçaktan inen turistlere yazmaya gidiyroum.
mmerrvve...:
zor.
Kararsız.:
en sonyazdığım mantıklı oldu.
neyse işte, sen gidince bi haber et, iyi anımda olursam çekerim bi kıyak.
mmerrvve...:
peki.
Kararsız.:
budur.


Bu bence karaktersizlik göstergesidir. Neden mi? Sen birinden hoşlanmıyorsan niye böyle saçma sapan konuşmalar yaparsın? Yada böyle bi konuşma yapar mısın?

10 Aralık 2009 Perşembe

Ellerine Sağlık...

Ellerine sağlık, hadi durma kutla bu zafer senin
Yüreğine sağlık, yalan dünyanda tek safirin
Onu kaybetme, onu kirletme, hırsınla süsleme

Ellerine sağlık, hadi durma kutla bu zafer senin
Yüreğine sağlık, yalan dünyanda tek safirin
Onu kaybetme, onu kirletme, hırsınla süsleme

Hadi seni sevdim diyelim bir daha,
Gözümü karartıp yeniden taptığımda
Değişecek misin söyle, değişebilecek misin zalim?
Değişecek misin söyle, değişebilecek misin zalim?

Zalim oyun bozan, sen de bu büyü de yalan gelip de bir tanem olmaya ne hakkın var?
Zalim oyun bozan, sen de bu büyü de yalan gelip de bu canda hükmetmeye ne hakkın var?
Gelip de birtanem olmaya ne hakkın var?


Ellerine sağlık O'nun. Çok güzel yaptı herşeyi. Çok güzel oldu bana. Ohhh olsun hatta. Benim neyime? Benim neyime aşık olmak? Ohhhhh ellerine sağlık! Ellerin dert görmesin. Ah sen olmasan ben hala hayal aleminde olacaktım. Hala peri masallarına inanacaktım. Şükür ki olmadı öyle bir şey...

Düşüncelerimin değişmesine ihtiyacım var. Terapiye ihtiyacım var. Sinirlenmemeye ihtiyacım var. Hayal kırıklıklarıma çare bulmaya ihtiyacım var.

İnanıp inanmamak bana kalmış değil mi?

İstediğimi yaparım, yaptırırım. Bu kadar! Üzmek deeeee üzülmek deeeeeeeee istemiyorum. Tüm sevdiklerimden uzak dursun mutsuzluklar.

Gözyaşlarıma değer mi? O onu bu kadar düşünmeme değer mi? Sevgime, aşkıma? Hiç birine değmez. Hiç birine... Olduğu yerde kalsın. Bu masal da böylece kapansın...

Acıktım Sanırım.

Yok dün öğlenden beri birşey yemedim de kendime eziyet için. Ondan büyük ihtimal. Son yaşadığım hüsrana ek olarak bir de açlık hissiyle boğuşmaktayım.

Garip değil. Tuhaf hiç değil. İçim acıyo. Tahminimce o da yemek yememi engelliyor.

Zor bu günleri atlatmam. Zor saatlerin geçmesi. Zor neşeli rolü yapmam. Zor güçlü durmaya çalışmam. Zor hayatıma farklı anlamları yüklemem.

Bitti biter. Gitti gider bi diyebilsem...

Son...

Hani bu yazılara başlama sebebim vardı ya. Bitti. Gitti.

Kendim olmaya yeniden başlamalıyım sanırım. Ama ağlamak geliyor içimden. Ne yapsam ne desem faydası yok. İçimden geldiği gibi davranamıyorum.

Dün aklımı dağıtmama yardımcı olan arkadaşlarıma teşekkür borçluyum. Biri askere gitti. Diğeri burda tabi ki. O da Ocak'ta gidecek bi yerlere.

Yahu ben bu kadar güçsüz müyüm???

9 Aralık 2009 Çarşamba

Bugünü Duvara Toslama Günü Ilan Ediyorum.

Bugun kimle ne konuştuysam duvara tosladım. Bu kadar yanlış anlaşılma yaşadığım içiin bugunu tarihe altın harflerle yazıyorum.

O evet o! Hani hayal kurmak istediğim var ya... Bana "seni tanımıyorum" dedi. Çok güzel. Süper hatta...

Evveeeet... Bi çöp daha! Cümlemize hayırlı ugurlu olsun.

Üzülmeyeyim değil mi? Evet üzülmemek en iyisi. Tabi şirket içinde üzülmemeli insan. Bi dışarı çıkayım başlarım üzülmeye ağlamaya. Ne olacak canııım??? Alt tarafı ilk defa asık olmuştum. Ne olacak yaniiii?

Üzülmüyorum. Hiç canım yanmadı. Zerre aklıma takmadım. Takmıyorum. Ellerim titremiyor. Gözlerim dolmadı. Yok yani hiç bir sey.. Olamaz da...

Maşallah..

Yani herkesin keyfi öyle yerinde ki. Maşallah, Allah arttırsın demekten baska birşey gelmiyor aklıma...

Yüzümün ne kadar felaket oldugunu iş arkadaslarımdan birinden duyunca anladım. Korkunc bi durum tabi...

Bugun kapatıcı fln alayım en iyisi. Böyle olmayacak bu.

İçim içimi yiyor. Ya aynı ucakla gidersek, ya yan yana oturmak zorunda kalırsak??? Aptallığım zirve yapmış olabilir ama ama ama işte...

Sevmediğim halde kendimi zorluyorum onu düşünmeye, diğerini düşünmemek amaç. "Ama"lar peşimi bir bıraksa... Bir kendime gelsem. Neler yaparım bi düşünmek lazım... O'nu düşünüp, gerçekten O'nunla olmayı hayal etmek isterdim herhalde. Hayallerimden korkuyorum. Ya olmazsa? Hayal kurdum diye olmazsa?

Onu sevdiğimi söylesem, dursa dinlese, sarılsa... Ben bu cesarete sahip olmadım hiç bir zaman. Gülümsemedim gerçekten birine. Tam anlamıyla birini düşünmedim bile. Tam tam aşık oldum. Gerçekten sevdim diyebileceğim bi sırada onun gitmesi en cok canımı acıtan. O'nun bi başkasının yanında olması. Sanırım düşünüldüğünden daha da aptalım...

Dün..

Dün yazamadım pardon ya. Neler oldu neler?

Şöyle bi konuşma gecti aramızda. Tamam hala mı diyorsunuz. N'apiiiiiiiim???


mmerrvve...:
izmir'de macınız vardı hani?
Kararsız.:
onlarla gitmicem, dönüşte onlarla gelicem zaten.
mmerrvve...:
hımm.
iyiymiş.
Kararsız.:
izmirde maç olmayadabilir.
kesinleşmedi hala.
başka bi maçımız var, ona göre karar verilcek daha.
mmerrvve...:
hımm..
Kararsız.:
yarın başka bi maç var.
mmerrvve...:
ooooooo
Kararsız.:
?
mmerrvve...:
hiç boş durmuyorsunuz manasında demiştim.
Kararsız.:
bakalım işte.
yarın gidersek, haftasonu gitmeyiz muhtemelen.
yarın ki turnuva olcak zatne, 2 maç yapıcaz.
öyle olunca, haftasonu yol-maç çekilmez.
mmerrvve...:
tabi tabi.
yorucu olur cok.
Kararsız.:
bakalım.
izmirde olurum ama kesin.
mmerrvve...:
fakettim.
*farkettim.
Kararsız.:
ona bakıydum hatta.
cumartesi sabahtan gidiyim diye düşündüm.
mmerrvve...:
onur air fiyatları süper ona bak istersen.
Kararsız.:
bakalım.
ucuz zaten ya.
mmerrvve...:
thy pek ucuz sayılmaz.
Kararsız.:
pegasus.
onur u sevmiyorum çok.
mmerrvve...:
peki.
Kararsız.:
al, onur uçakları listeyelemedi.
sitesi bile rezillik.
mmerrvve...:
ben alırken gayet iyiydi
sende sorun vardır.
Kararsız.:
firefox ta sorun varmış.
sen cuma akşamı uçuyodun di mi?
aynı uçağa mı alsam ki?
mmerrvve...:
haha.
Kararsız.:
2230 muydu?
mmerrvve...:
hayır
16.30
Kararsız.:
ha iyi o zaman.
mmerrvve...:
iyi derken ?
Kararsız.:
aynı uçakta uçmayalım.
uğursuzluktur.
mmerrvve...:
kesinlikle.

Bu kadar saçma bi konusmayı yaptığım için kendimle ne kadar gurur duysam azdır. Az yani değil mi???

7 Aralık 2009 Pazartesi

Sertab Erener - Açık Adres..

Sorma bu ara şu halimi
Bu acıların hepsi mi daimi
Yazık oldu her iki tarafa da
Şimdi sence daha iyi mi

Bir gün oldu iki gün oldu
Ay oldu yıl oldu ümitlere
Ümutmuyor gönlüm seni
Seviyor her gün her gece

Yoruldu duruldu kırıldı vuruldu bir kaç kere
Yazılıdır hepsi hikayede

Yok mu bir haber alan, yok mu gören
Bu mudur adetin bu mudur tören
Yaz ya da söyle bulamadım böyle
Neresi açık adresin neresi yören


Dinleyin. Dinletin. Anlayın. Anlatın. Canınız yandıysa daha çok dinleyin. Uzaksa uzak kalmasın diye düşünüp sayıklayın ismini. Duyup sesinizi döner size gelir belki... Umut etmekten yorulmayın umudunuz sizi ayakta tutan. Durun dimdik. Gerekirse gömün acınızı. Seslenin bu şarkıyla. İçin için hisseder sizi. Duyup sesinizi döner size gelir belki.. :)

Alkol...

Alkolle aramın berbat olduğunu sevgili arkadaşlarım biliyorsunuz. Nedenini de bir çoğunuz bildiği için yazmama gerek yok.

Biraz zor benim açımdan. Sevmiyorum. Kokusu zaten tiksinç geliyor.

Ama söz verdim içeceğim. Hem de Ozan'la Taksim'de içmediğim tekilayı Deniz ve Cansu'yla içeceğim. Eheuhe komik mi? Garip mi?

Siz verin kararınızı ben geliyorum...

Yuh...

Tam İzmir moduna girmiş durumdayım. Neden Sıla dinlediğim belli abicim.

Geçen hafta anlatmadım ama asabım bozuk hala yazabilirim.

Hani İzmirli kararsız vatandaş var ya :

Gecen hafta "izmir yolcusu" diye bir giriş yaptı. "Hı?" dedim doğal olarak. "Ben bu hafta gitmekten vazgeçtim. Önümüzdeki hafta karşılaşırsak şaşırma." dedi. Bu ne demektir yahu?

Niye der insan böyle birşeyi?

Ya bundan sonra böyle kalır mı? Kalmaz.

"Peki" dedim. "Nereye içmeye gideceksiniz?" diye sordu. "Bilmiyorum. Kızların mekanı var oraya gideriz belki." dedim. Gelen cevap şaşırtıcı.

"Söyleme tabi söyleme. Gelirim ben oraya olmaz." ohaaaaaaaaa! "Bundan korktuğumu düşünmüş olamazsın." dedim. Ve konuyu kapattım.

"Denize düşmüşüm
Yılan da ben olmuşum
Kurtuluş iksirlerimi yanlış kazana dökmüşüm
Sen bişey yapmamışsın ki elmayı parlatıp
Ben ısırmışım yine ben ölmüşüm."

İzmirli...

Haha valla bi suçum yok. Sıla'nın bi şarkısında diyor " bi İzmirli'ye vuruldum" diye... Simdi de Yoruldum çalıyor.

"Ben yoruldum.
Söyle
Senin gücün var mı hala?"

Güç dimi? Doğru kelime güç. Peki güçlü müyüz? Hepimiz yere sağlam mı basıyoruz o kadar? Zayıflıklarımız, zaaflarımız, umutlarımız, hayallerimiz... Bunlarla yaşamaya alışmışken; durup yenildiğini düşünmek neden?

Neyse...

Eroinmanlar gibi oldu kolum. Mosmor kocaman şişti.

Off yanii off...

İşler...

Eski işimdekiler beni özlemiş. Beni arıyorlarmış. Tabi kıkır kıkır gülüp, eğleniyorduk. Herkesle aram iyiydi. Allah'tan hiç bi firmada demeyeyim de girdiğim iş yerlerinde sevildiğimi biliyordum. Çok eğlenerek yapıyorum bişeyleri...

Hangi işi yaparsam yapayım eğleniyorum. Bırakıp gideyim diye düşünmek bana göre değil sanırım.

Artık iki iş sahibi bi hanım duruyor karşınızda. Uzaklarda aramayın yahu. Burdayım. Benim. :)

Evet hafta içi proje geliştirme kısmı, ctesi - pazar da ev satış kısmında olacağım. Hani olur da ev almak isteyen abiler - ablalar varsa korkmayın arayın beni. :)

Belçikalı patronum Timoty geldi yüzüm kıpkırmızı adamla konuşamadım. Neden mi? Bugun hastaneden geldim. Kan verdim, dikişlerimi aldırdım fln. Yüzüm zaten delik deşik. :( Adam ne var ne yok diye sordu. Tesekkurler dedim. cevap vermeyip kafamı çevirdim. Ayıp oldu ama ne yapayım ya... :(

Bugun modum Sıla galiba 2 albümünü de karışık dinliyorum. Pek bi romantizm yüklendim. :)

4 Aralık 2009 Cuma

Günün Sözü...

'Bir insanı neden sevdiğinizi bilmiyorsanız onu gerçekten seviyorsunuzdur.' Kürşat Başar

Neden sevdiğimi gerçekten bilmiyorum... Ya da kimi sevdiğimi de bilmiyorum ben... Asıl o yüzden karar veremiyorum.

Çok saçma yani...

Çok aptalca...

Çok gereksiz...

NOT : İzmir'e ne götürmeliyim yanımda??? Elbise mi? Pantolon cinsi mi?

Ayyy !

Ne yapmaya çalışıyorsun abicim sen?

Hani kararsız var ya diye başlayacaktım ama zerre birsey yazmayacağım bir daha...

Gitsin abicim o...

Neyse önümüzdeki maçlara bakacağız. :)

Efes Pilsen - Rytas..

Dün geceki maç müthişti ya... Böyle bi sıkıcı bi garip bi tuhaf başladı. Sonra yaptığım totemler işe yaramadı fln. Garipti gerçekten. Serbest atışlarda bakmadım, sürekli dua edip durdum. Kızlar bakmadıgım zamanlarda başım ağrıdı sanmışlar. Sevim biliyordu nasıl maç izlediğimi şaşırmadı. :)

Daniel Santiago için "üstüne para verelim GS'ye gitsin" dedik daha maç başlamadan. Adam öyle bir oynadı ki şaştık kaldık. Sevim'le gül gül bi hal olduk. Bize o sözleri yedirdi ya n'apıcaz gülmeyip???

Maç sonu farkettim de bütün oyuncularımızla gurur duyuyorum. Hepsini demesem de bi kısmını çooooook seviyorum. Ve umarım bu yıl sezon başında kurduğumuz bütün hayallerimiz gerçek olur... :)

3 Aralık 2009 Perşembe

AoOaoO...

Şaşırdım. Şaşkınım şu an...

Hani iltifat mı hakaret mi çözemedim ama neyse... Bi arkadaş yeni tanıştığım bi arkadaş :

- Farklı bir havan var, gülüşün enerji yayıyor etrafına. Farklılık bu değil ama...

dedi...

Hayır bu ne demek kii? Bi anlamı varsa da ben anlamadım. Burası süper bu arada ortam, gırgır, şamata...

Amma velakin bu söz hayatımın bu dönemine damga vuracağa benzer... Sizler bi yorumlayın ben geliyorum... :)

GreenLight...

Henüz öyle bi durum yok. He ama olabilir de garantisi yok... :)

John Legend dinliyordum da aklıma geldi. Gecen yıl hani bana bi Cd vermişti bir çocukcağız hani şu Alright şarkısını kendisi söyleyerek ısınmaktaydı. Hani hani şey vardı ya... Neyse neyse...

"I'm ready to go right now" hahaha eger John gelicekse bende giderim yani n'olcak... :)

Sıkıldım zandımca...

Bugün bir an önce akşam olsa iyi olur. Olmazsa ne yapacağıma dair en ufak bi fikrim bile yok... Yarın şu benim inşaatçı amcayı görmeye gideceğiz. Valla ayağım çok feci ne babet ne topuklu giyebilirim. Ugg'larımı da giymeyip converse'lerimi giyebilirim. Kararsızım şu an.. Elbise giysem süper olurdu da off üşeniyorum. Eve gidip denerim. Anneme sorarım.

Ayyyyyyyy İzmir'e gidiyorum ciddi ciddi... :)

Gergin Bekleyiş...

Ehueheu bugün güzel de gerginim neden bilmiyorum...

Boki Nachbar'a az önce twitter'da çok kötü bişi söledim sanırım. Neyse yaa...

Güzel güzel, hanım hanımcık, güleryüzlü, az konuşan, cici bi kız olmak için ne yapmalı?

Nerden başlasam değiştirmeye bilemedim şu an???

Evet fikirlerinizi yardımlarınızı bekliyorum. Değişim nasıl başlamalı? Dış görünüşten mi? İçten mi? Ne yapmalıyım? Ne yapmamalı???

Tick Tock...

İş arkadaşlarımdan biri bugun benim yüzümden çıldırdı sanki... Onur Air'den internet üzerinden bilet alamadık sürekli sorun sürekli sorun toplamda 2 saat 10 dk uğraştık. Sonra telefonla arayıp aldık. 7 Tl fark ödedim ama koymadı yani... Hele de o kadar uğraşmadan önce söyleselerdi daha çabuk verirdim parayı..

Şimdi otelde yer bulamadım. Ne yapmalıyım? Nerde kalmalıyım? Cuma akşamı kimin evine gidilir yahu saat 6'dan sonra bilmiyorum...

Gün be gün yazıcam neler olduğunu merak etmeyin. Ordaki herşeyi belgeli ispatlı dakika dakika rapor edeceğim. Hem deeeeeeee kızlarla çektiğimiz bir çok - ama sadece güzel olanları- yükleyeceğim. Sonraaaaaa belki hayırlı bi kısmet bulur sizin yakanızı da bırakırım.

Zaman ilerliyor ve ben çok garip bi şekilde hissediyorum. Ciddi ciddi İzmir yolcusuyum. Misafir olacağım yani... :)

Neyse mutlu olmam lazım. Bu akşam kalabalık bir ekiple Efes Pilsen- Rytas maçına gidiyorum. Fanatik dediler bana ama olsun yaa birşey demiyorum onlara. Ve sonuna kadar takımımı destekleyeceğim. Sizleri de hem ekran başından hemde yanımızdan desteklemeye davet edebilirim sanırım. :)

2 Aralık 2009 Çarşamba

Bir İstanbul Macerası...


Günlerden bir gün İstanbul'un altını üstüne getirmişliğimiz var da bu kanıtı sizlerinde görmeniz gerektiğini düşündüm...

Esen kalın eheuhuehe :D

Proje...

Proje bana patladı. Hem de kocaman bi bomba gibi...

Nasıl mı? Nasılını anlatamasam da durum vahim arkadaşlar...

15 gün süreyle delilik sınırımın hangi katsayıda olduğunu anlayacağız. He anlamasak da olur biz seni biliyoruz diyebilirsiniz. Olabilir. Ama bilmeyen insanlar var demek ki bana böyle bir iş veriyorlar...

Hobareeeyy !!! İmdat...

Kaç saattir nefes alamıyorum yahu işi düşündükçe... Yok korkmayın hayatı tehlike durumu yok :D

Yani benim resmim ortada olmayacağından bir sorun yok diye dusunuyorum. :D

İlahi Mesaj...

Hahahahah. Bi saat öncesinde uzak olan çocuktan çocuk yapmayı düşünüyordum. Şu an bi prezervatif firmasına proje hazırlamaya çalışıyorum. Yahu nasıl bi proje yapacağım ben şimdi?

"Hadi şeyle şey edin" mi dicem adamlara?


İlahi bir mesaj olarak mı algılamalıyım? Engeliniz var olmaz gibi... Hahahhaa...

Yok hiç bir şey içmedim. Çok sıkıldım burda geyiğe sardım. N'apiiim??? :)

Komikmiş...

Yahu hep beni mi buluyor bu durumlar? İş yerimde bir ayı doldurdum ama maaşım henüz yatmadı. Yemek ücretimi zaten alamadım.

Bugun yatmadıysa yarın yatar gibi bi sözde hiç duymamıştım yani...

Neyse komikmiş. Komik... Çooooooook komik....!!!!

1 Aralık 2009 Salı

Aptaaaaaaaal !

Hani şu sevgilisini gözüme gözüme sokan arkadaş vardı ya... Simdi de gözümden cıkarma cabası içinde...

Msnde cıkıp ayrıldıgını bittiğini, niye bittiğini anlattı. Şaka yani..

Kankan mıyım senin? Hay yarabbiiiiiiiiiiiiiiim....

Cahit Sıtkı...

Cahit Sıtkı Tarancı'dan gelsin uykusuzluğum üzerine...

Her gece mi bu uykusuzluk!
Hele saatin tıkırtısı!
Ya karasinek düşünceler!
Çıldıracağım bu gidişle;
Yatak değil sanki cehennem.

Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük.

NOT : Tesekkurler Vahap. :)

Yine mi SEN?

Evet sana diyorum. Yeter. Yine mi? Yeniden mi? Yeter...

Duymakta duyurmakta istemiyorum. Seni istemiyorum. Senin için en ufak birşey hissetmiyorum. Burdan söylüyorum. İlan ediyorum. Senden de konuşmalarından da düşünce tarzından da nefret ediyorum. Öyle bişeysin ki kırıp üzdüğün yetmiyor. Ağlamam senin için bişey ifade etmiyor...

Neden? Neden rahat bırakmıyorsun? Benden ne istiyorsun? Zaten söylememiş miydin? Bana karşı bişey hissetmediğini canın istediğinde birşeyler yapalım dediğini öğrendim ya zaten... Eeeee ???

Bitti canım. Bitti... Üzülmek istemiyorum. Seni düşünmek istemiyorum. Hayatımda bir yerin olsun istemiyorum. Gözümün önünde olmanı istemiyorum.

Senin yüzünden arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum. Onların yerinin dolmayacağı kesin... Senin yerin olmadığı için düşünmeme bile gerek yok.!!!

Çiftlik.

Evet seviyorum orda olmayı. Çok eğlenceli çünkü orda zaman geçirmek. Tabi ki dayım Digiturk cihazını getirmeseydi daha süperdi. Neden mi? Tüm haftasonu hiç bir sey izleyemedim... Efes Pilsen maçını kastediyorum tabi ki...

Neyse baya turladım gezdim çiftliği. Azıcık da olsa atları görebildim ama uzaktan... Sonra küçük kuzenlerle oyunlar oynadım. Tatlılar yaptım sabahlara kadar. Gitmeden zaten kocaman bi tepsi revani yapmıştım herkes bayıldı. Revani bi günde bitince gece yarısı kadayıf tatlısı yaptık. 3 tepsi hemde. Bekle bekle nereye kadar? Saat 3'ten sorasını bilmiyorum uyuyakalmısım...

Neyse ertesi gün kadayıftan yiyenler de bi baygınlık oldu fln. İyiler iyiler pek sevmişler... :D

Sıkıldım ama annem mutluydu. Yani ordaki performansımdan memnun olmamaları mümkün değildi zaten. Neden mi? Babam arife gününden itibaren hastaydı ne bayram namazı, ne cuma namazı hiç birini göremedi. Tabi bizde ertesi gün burnumuzun ucunu göremedik. Uykusuzluktan.

Benim kronik uykusuzluguma zaten care bulamamıştım. Babamın hasta oluşuyla uyku kelimesi rafa kalktı. Ayağım mı? Ayağım mikrop kaptı galiba garip bi ağrı var bi de tıp tıp yapıyor.

Gözlerim yanıyor... Gelicem yine...

Bi An İçin...

Bi an gerçekten onunla olmanın hayalini kurdum ya kendime acıyorum... Hem ne cesaretle böyle bişey yaptım ki? Kime sordum? Kim izin verdi?

Saçmalık... Tüm yaptıklarım da yapacak olduklarımda... Bir sene sonra o benim-miş. Kim nerden duymuş? Kim kime söylemiş?

Gözlerimi kapattığımda yanımda olduğunu düşünürdüm bi süre önce. Aptallığımdan...

Rüyalarımda görmedim onu hiç. Uyuyamadığımdan...

Gülüşünü seyrettim bi çok kez. Ama...


Okadar işte. Bu kadar. Dahası daha fazlası yok.

Yüzümde bi an için eskisi gibi bakışlarını yakalasam, bi kez bana önceki gibi baksa, susup önüme bakmaktan vazgecsem bende onu seyretsem ?

Olmaz dimi? Olmaz...

25 Kasım 2009 Çarşamba

Acı...

Ayağımdakini diyorum. Acıyor azıcık... Bu arada karides denen şeyi sevmemekte haklıymışım. Kesinlikle mideeeeeeeeeeeeeem bulandı resmen. Kanyon Wagamama'yı sevmiyorum ayrıca. Sosa yada Numnum daha güzel... Hıııııııııııııh!

Bu akşam sinemaya gidiyorum. Twilight izleyeceğim. He bana sorsanız ben sadece kitaptaki Edward'ı isterim. Jacob denen kıll, tüy,kas yumağını da istemem doğrusu... Yok normalde kıllı değil oynayan çocukcağız ama yok yani beni bozar...

Ozan'ın davetlisi olarak gidiyorum. Hadi bakalım kısmet... En son onunla tiyatroya gittiğimizde "Saatleri ayarlama enstitüsü" idi oyun ve Kenter Tiyatrosu'ndaydı. Acayip güzeldi fln da ben daha kapıda beklerken bi çocuk gördüm bakıp duruyorum benzetiyorum birine diye... Düşün düşün yok bulamadım. Ben baktım o baktı. Ozan'dan kaçabildiğim sıra etrafımda dolandı fln ama olmadı tabi. Sonradan TV'de izlerken çığlık çığlığa bağırmama sebep oldu kendisi. Arka Sokaklar denen hani teeeeeeeee Nuh zamanından kalma dizi var ya ordaki Doktor çocuk. Ay Allah'ım bir doktor herşeyle bu kadar nasıl ilgilenir? Hiç bilemedim ya neyse...

Sakat bir birey olarak diyorum ki şu ayağım bir iyileşsin nelerr yapacağım? Neleeeeeeeeer anlatacağım size asıl o zaman görün.. :D

24 Kasım 2009 Salı

Çoooooook Komik..

Yahu siz erkekler harbi çok komiksiniz he... Çocuk sevgili yapmış ben Face'te fln görmedim diye düşenerek bana msn arka planını sevgilisiyle resmi yapıp konuşma başlattı. Hahahahaha

Deli yahu bu çocuk. Ne yapıyor diye düşünmeme gerek bile yok. Hoooooooooop! Güüüüüüüüüüüm! Arkadaş çöp sepetinde yerini almış durumda...

Hani aklınıza kıskanmışım gibi birşey gelir ya yok öyle değil. Sadece ben zaten senle görüştüğümde ilgileniyorum. Gerisi boş yani böyle bir çabaya girip benim sevgilim var demen yanlış, saçma, gereksiz...

Ciğerlerim ...

Evet hastalık hastası olmak üzereyim. Ama hala öksürüyor olmak acı verici... Üstüne ayağım kanadığı için daha da çok acı veriyor öksürmek için kuytu bi köşe bulmak...

Hem mide bulantısını hemde ayağımın acısını geçirebilecek önerileriniz var mı ?

Varsa gizlemeyin söyleyin. Yoksa çok fena olacak ! :D

Yine Ayağım..

Evet ayağımı boydan boya yardım. Üstüne acile gittim dikiş attırdım. Hayır tahmin ettiğiniz gibi evde değil işteyim. Ve ve ve daha bitmedi tabi ki... Canım acıyor o ayrı mesele de ayakkabım o kadar bol olmasına ragmen sıkıyor galiba... :(

Dün acillerde süründüğüm için çok fazla bir maceram olmadı. He bu olmayacağı anlamına gelmiyordu ama neyse...

Bugün herşeyi evde unutmuşum. Aldığım bir poşet olips, ıhlamur ve elma çaylarım, kurabiyelerim...

Suratsızım bugün evet... Üstüne çok da çirkinim eklemeden geçmeyeyim dedim..

23 Kasım 2009 Pazartesi

Savaş...

Yoruldum savaşıp savaşıp geri düşmekten… Don kişot’un yel değirmenleriyle savaşı gibi kendimle savaşmaktan yoruldum… Savaş dedimse yanlış anlama bitecek gibi değil üzerinde düşündükçe kaybettiğin türden benimkisi hazırlıksız silahsız hatta cephesi bile yok unuttum dediklerim çıkıp çıkıp karsıma yeniden bu savaşa sürüklediler… Tam unuttum dedim artık bu yok bu da yok bu hiç yok bir baktım yine karsımda seni geride bıraktım ben orda kaldın nasıl ya nasıl olur dedim cevap yok buradasın yani yine savaştasın…

Zaman geçti yavaş yavaş tüketti seni tüm cephelerde bir yara bıraktı derinden içten içe sızlayan türden seni adım adım tüketen cinsten. Sen istedin dedi zaman sen istedin böyle oldu sen verdin kararları evet dedim diz çöküp teslim olup ona ben istedim böyle oldu keşke lafı cıktı birden keşke olmasaydı o kararlar verilmek zorunda olmasaydı… Yürümek için takatim kalmadı yürümek mi yerimden kalkmak karsında durmak için bile gücüm yok artık her şeye karsı gelen ben yoruldum işte mutlu musun?

Umut ettiklerimi alamadığım aldıklarımdan memnun olmadığım için mutlu musun? Vazgeçtim senden de büyümektende savaşmaktan da anlatamam belki geçip gidenlere sonra geri dönüp canım benim diyenlere anlatamam zor çünkü anlamak senin için anlatmak benim için zor ne de olsa…

Yasadıklarım için de yaşattıklarım içinde zor aslında…

NOT : 12 Eylül 2008 Cuma, 21:24 tarihinde yazmışım.. Yok sonbahar bana yaramıyor galiba..

Boşuna...

u ugras, bu caba, bu arbede, bu dusunce hepsi bosunaymis gbi sanki. Dusunup durdugun cozumsuz sorulara yanitlar kisa ve net aslinda. Birak akisina! Birak dokulsun bi denize. Artik senin olmasin onlar denizin olsunlar. Deniz sahip ciksin. Dusunduklerine, aklindakilere, kalbindekilere. Birak gitsin senden. Her gun sil bastan! Gunes gbi yeniden. Olupte canlandigini gor. Farket artik. Her gece aslinda yari olusun sen. Yari olu!

Gun boyu ugraslarin gece yari olume kosmak icin. Koyver gitsin. Bosuna arama cevaplari. Yok cunku. Ya da istedigin gbi degil.

Her zaman bosa degil belki. Sende durma avut kendini. Zararin hep hep ayni kisiye.

Bosuna demek yerine 'don basa' demeli belkide..

NOT : 05 Ekim 2009 Pazartesi, 09:07 yazılmıştır...

Yağmur...

Önce yavas yavas alistiriyor insani. Sonra birden tum hinciyla dokuluyor yere. Zararini dusunmuyor insan. Dinliyor bi sure alisiyor o muzik gbi sesine. Canin tam altinda durmak istiyor belki. Tum gunahlarindan hatalarindan arinmak, gozyaslarini da onlarla beraber yagmura birakmak istiyorsun belki.

Uzulmekten vazgececeksin. Gozlerin karanliga alismasi gbi yalnizliga alisacaksin. Uzmeyeceksin belki daha cok uzuleceksin. Ama guclusun, dayanman gerek, ayakta kalman yasaman gerek. Yagmur yardim eder.

Unutursun belki olanlari. Sevdigini, sevildigini, basarini, guzelligini, iyiligini, kotulugunu, sevinclerini, huzunlerini. Hepsini! Unutursun belki. Yagmur unutturur siler goturur herseyi. Sifirdan baslarsin yagmur yardim eder belki..

Yagmur beni de dinler belki..

NOT : 04 Ekim 2009 Pazar, 11:56 'da yazmışım bunu...

Yeni Kararlar...

Evet hep aldığım ama bir türlü uygulamaya koyamadığım kararlar yine gündemde! İçin için gülüyorsunuz yazdıklarıma. Olmadı kahkaha atıyorsunuz ama bilin ki "gülme komşuna gelir başına" demiş atalarımız. Komşunuz değilim ama olsun gülmeyin siz yine de pis pis...

1. Düşünmeyeceğim hiç birşeyi.
2. Anı yaşayacağım. ( Nasıl yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok. Hiç denemedim.)
3. İyi insanlarla bir arada olacağım. ( Ama Çinli bilgeler herkesin içinde kötülük olduğunu söylüyor?)
4. Düzenli yaşanacak. ( Bak bu yalan işte.)
5. Gezilecek, görülecek. ( Heeee kesin yaparım ben bunu!)
6. Para biriktirilecek. ( Offf en zor konu bu.)
7. İnsanlara olduğun gibi görüneceksin. ( Suratım asık olduğunda sen cevapla istersen.)
8. Yanlış yapmamak için kontrollü olacaksın. ( İyi de hani anı yaşayacaktık??? )
9. Çılgına bağlamadan eğlenmeyi bileceksin. ( Heh tam buldun şekerim!)
10. Yeni insanlarla tanışmaktan korkmayacaksın. ( Bu ana kadar da korkmadım ben. )
11. Düşüncelerine gem vurmayı öğreneceksin. ( Hımmm.. Nasıl olacak bu?)
12. Gereksiz, saçma, düşüncesiz, bencil insanları hayatından çıkaracaksın. ( Haha sen yaşıyor musun? Hayat bunlarsız olmaz... )
13. Topuklu ayakkabı giymeyi öğreneceksin. (Hayııııııııııııııırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr ! Beceremem :( )
14. Uzaylı olmadığını kanıtlamak için azıcık bakımlı olmayı deneyeceksin. ( Hiç sanmıyorum. )
15. Hayat kısa diyerek güzel bi hayat sürmeye çalışacaksın. ( Tabi tabi... )
16. Azıcık düşüncesiz, azıcık bencil olmayı deneyeceksin. (Eh zor olacak gibi.. )
17. Millete annelik yapmaktan vazgeçeceksin. ( İstesemde yapamıyorum kiii... )
18. Hayallerinin gerçekleşmesi için savaşacaksın. ( Bunu yapabilirim diye düşünüyorum.)
19. Hırslı olmak güzel ama olmuyorsa vazgeçeceksin. ( Asla!)
20. Uzak olan ve kararsız olan hayatından tamamen çıkacak. ( Uzak olan önümüzdeki yıl benim olacak ama kararsız çoktan çıktı bile... ) :D

Bu kararları ben uygulayabilir miyim? İzleyip göreceğiz. Hadi bakalım... ( Ayy en nefret ettiğim cümle bu benim. Tamam tamam sustum... :)

Ceynur - Yağmur Şarkı Sözleri...

Ceynur - Yağmur

Önüm arkam sağım solum sobe
Korkarım ki bu defa saklanamadın
İçimde kalmadı desem yalan
Gözünün ortasına patlatamadım

İçim dışım herşeyimken
Özüm sözüm sevgilimken
Neden neden neden hiç anlamıyorum
Ve sanırım senden nefret ediyorum

Yağmur sen de vurup durma şu cama
Onu görmek istemiyorum artık
Onu sevmek istemiyorum artık
Yağmur sen de vurup durma şu cama

Uyu uyu uyu biraz büyü
Sayende bozuldu aramızda büyü
Yazık bana yazık ne körmüşüm
Geceleri seni düşümde görmüşüm

İçim dışım herşeyimken
Özüm sözüm sevgilimken
Neden neden neden hiç anlamıyorum
Ve sanırım senden nefret ediyorum

Yağmur sen de vurup durma şu cama
Onu görmek istemiyorum artık
Onu sevmek istemiyorum artık
Yağmur sen de vurup durma şu cama !

Kendini Bilmeli...

Bilmeli de nasıl becermeli? İşin içinden iş çıkarmamalı. Ama nasıl?

"Kapat gözünü, dinle gökyüzünü." derdim aslında ama farkettim ki İstanbul'da gökyüzü dinlenmez. Yani en azından Levent'te dinleyemezsiniz. İş makinelerinin gürültüsü, araba sesleri, topuklu ayakkabıların tıkırtısı. ( evet tüm topuklulara gıcığım!)

Sanırım kendime olan güvenim yeniden gelecek. Yani en azından umut vaadediyorum. Nasıl mı? Eskiden dinlediğim bir radyo programı geldi aklıma bu sabah işe yürürken. Evet işe yürüyerek geliyorum. Süper bi kariyerim olacak bu konuda. İş ve ev mesafesi genelde 10 dk yürüme mesafesi oluyor. İyi seçim yapıyorum anacım napiiiim ? :D

Neyse radyo programında bi kız sormuştu. "Kendinize güvenir misiniz?" Cevaplar hep evet şeklinde verilmiş olmalı ki kız anlattı.

Bugün işe gelirken farkettim ki ben gerçekten kendime güveniyorum. Vitrinlerin önünden geçerken kendimi seyrettim. Dik duruyorum. Yere sağlam basıyorum. Kendimi biliyorum. Neler başarmam gerektiğinin farkındayım. Kendi ayakları üzerinde duran genç bir kadınım. Neyi ne zaman söylemem gerektiğini henüz tam olarak çözemedim ama kendime güveniyorum. Siz de seyredin kendinizi vitrinlerin önünden geçerken. Nasıl adım atıyorsunuz? Ayaklarınızı yere değdirip kaldırır mısınız? Güm güm diye vurur musunuz yere? Yoksa kendiniz gibi sağlam mıdır o adımlar???

Farkettim ki yere sağlam basıyorum. Farkettim ki başarabileceğim şeyler konusunda karşımda durabilecek bir güç henüz yok. Varsa bile onun varlığına inanmıyorum. Ben benim. Deliyim, gevezeyim, safım, aptalım çoğu zaman, eh idare eder kategorisine dahilim, ama iyiyim. :) Çevremdekileri gülümsetebilirim. Ve mutsuz olmalarına izin vermem. Anne gibi davranırım o ayrı ama herkesi sevmek benim işim.


Polyanna fln değilim tersim pistir o kadar söyleyeyim... :D

Hiç Anlamıyorum...

Bu kadar insan aşık olmayı hakederken ben ne hata yaptım? Nasıl kendimi bu hale getirdim?

Belki ben birşey yapmadım? Belki hata yapan insanların yanında durduğum için cezalandırılıyorum olamaz mı? Olurrrrrrrrr... Pekala olur.

İçim içime sığmaz dediğim dönemler olmadı mı? Oldu olmaz olur mu? Eğlenceli olduğum muhakkak ama ya sonrası? Ya düşünüp te uygulayamadığım kararların verdiği baskı? Gözlerimi kapattığımda yalnız olduğumu farketmek, sevilmediğimi anlamak, belki de kendi eşekliklerimi sayamamış olmak...

Sunduğun herşey için teşekkürler Allah'ım. Fazlasını istiyorum ama herkes istiyor bu bana özgü bir durum değil. Değil mi?

Hiç anlamıyorum yaptığım hataları... Hiç anlamıyorum karşıma niye böyle "aptal" erkekleri çıkardığını... Hiç anlamıyorum başarılı olup olmadığımı... Hiç anlamıyorum zamanımı nasıl boş düşüncelere harcadığımı...

21 Kasım 2009 Cumartesi

"Senden"...

Ne hissettiğim konusunda kimsenin en ufak bir fikri olduğunu sanmıyorum. Can acısı fln değil bu. Hani elini tutacağın anda kaçırdığın bir şey de değil. İçimde tuhaf bi sızı. Ağır ağır yanan bi ateş gibi. Kor gibi...

Düşündüğün her an seni yakıyor sanki. Başını omzuna koymak kulağına fısıldadıklarının devamını merak etmek... Sonrasında elinde avucunda bir şeyin kalmadığını farketmek, senin gibi bi başkasına bunları yaptığını düşünmek... Ay evet kendimi üzmek için yer arıyorum. Böyle psikopatça şeyler düşünüp sinir küpü oluyorum.

Ay ayyyy... Rüyalarımda karşıma çıkmasın lütfen. Beni azıcık rahat bıraksın. Azıcık sussun otursun.

Yok ben azıcık uslu kız olayım, sessiz sakin, durgun, hanım hanımcık olayım. N'oluuuuuuuur ???

İmkansız tamam. Sen geç sıradaki gelsin lütfen...

20 Kasım 2009 Cuma

Hobaa...

Yağmur sende vurup durma şu cama!

Ceynur'un yağmur şarkısını dinleyin, dinletin. Gerçekten Müfide İnselel sevenler benim gibi şarkıyı durup durup yeniden baslatabilirler.

Neyse velhasılı kelam salak çocuk yaaaaaaaaaa!!! Yani ölür müsün? Öldürür müsün? Ben uzak durmuyor muyum? Evet uzak duruyorum. Günlerdir selam sabah vermiyorum. Ama Allah'ın işi işte rüyalarımda bile rahat yüzü yok bana... Rüyama girip duruyor arkadaşlar... Yanımda duruyor, bakıyor gözlerime, tutuyor elimi... Of biliyorum bilinçaltı, bilinçüstü ıvır zıvır...

Bari uykumda rahat yüzü ver. Aylardır günlerimi mahvetmiş durumdasın! Dimi ama???

Of yani. Günüm gecem hayatım hallaç pamuğu gibi...

Yok işim güzel Allah'tan. Ama sorun bi ugursuzluk var üzerimde. Hala düzeltemediğim...

Bu akşam maça gidiyorum. Evet cezalıydım ama ama yaktım gemileri euehuehe :D Mesai'ye kalıyorum dedim. Yalancı mıyım? Evet biliyorum ayrıca hayırsız bir evlat profiline örnek verilebilirim. Ama ben maçta birşey yapmamıştım kiiiii.... Babam bana niye ceza veriyor? Gitsin Bjk'li küfür edenlere ceza versin. Ben ne yapmısım kiii ??? :)

18 Kasım 2009 Çarşamba

Beşiktaş Cola Turka...

Yoooooooooo... Beşiktaşlı değilim. Zaten ben istesem de onlar kabul etmez.

Pazar günü maça gidebilmek için acayip bi şekilde rol yaptım. Nefes alamıyorum ama alıyormuşum gibi yaptım. Ateşim var ama yokmuş gibi yaptım. Halim yok ama varmış gibi yaptım. Babama da yalvardım yakardım hayırla ve şerle maça götürdüm. Her gören iyisin diyor halbuki içim nasıl bilen yok. :)

Deli gibi başım agrıyor ateşim var. Ama iyiyim suratta kocaman bir gülümseme... :)

Neyse maç başlamadan 1 dk önce yerimize geçtik. Ahanda bi baktık arkamızda bir toooooon Bjk taraftarı... İlk yarı sonu yaptığım Tweet'i aynen kopyalıyorum..

"
Efes 41 - Bjk 36 . Efesliler'in arasina bile Bjk taraftari oturtan zihniyete yuh! Diyorum. Zorla kavga ciksin istiyolar. Akatlar'dan bukadar Ya olay bundan sonra baslıyor.. Maalesef her hareketimize tepkiler her hareketimize küfürler yedik. Yememek elde mi? Efes attıkça kızıyor adamlar. Kapıda bizimle gülüp konuşan adamlar gittiler içeride hepsi bir canavara dönüştü.

Düşünün ya adamlar bizim oyuncularımız serbest atış atarken yapmadıkları kalmıyor. Bizim olduğumuz taraftan da onların serbest atışları sırasında ses geldi diye tekme-tokat dalmaya geliyor amcalar! Yazık ya. Bide o maça babamı da yanımda götürdüm ya asıl eziyet adama oldu. Serbest atışlarda kızlar gürültü yapıyorlardı. Vallahi benim gıkım çıkmadı. Hem hastaydım hemde deli gibi korkuyordum yani. Ohooo arkadan birisi kaptırmış geliyor küfürleri... Öyle böyle değil.

Babamda ayağa kalkıp "sen ne diyorsun öyle?" diye diklenince hobaaaaaaaaaaa seyreyleyin gürültüyü.. Bu sefer koro halinde Efesliler'e küfürler geldi. Halbuki babam Bjk'lı. Kız babası olmanın verdiği sinirle bana bile edilmeyen küfürlere cevap verdi amma velakin adamlar Çarşı'ya mensup..

Neyse çıktık ordan ama babam ağladı resmen. Böyle ayıp olur mu? Koskoca adamı sinirden ağlatanlara ne demeli? He sorun babama yine söyler böyle rezillik düşmana bile yapılmaz diye...

Maç çıkışı eve geldik. Bir hengame daha koptu. Meğer geride kalanlara saldırmış şerefsizler...,

Neyse atlattık. Bir daha da "deplasmana giderken daha dikkatli davranacağız.". En azından şapka takıp kamufle olabilirim sanırım. :)

Geçen Hafta..

Geçtiğimiz haftalar çok yoğundu. Acayip manyak şeyler yaptım. Hayır normal olmadığımı biliyorum da daha kötülerini yaptım yani.

Efes Pilsen soyunma odasına nerdeyse girecektim. Maç sonu evet! Sin an'ı Betül'ün doğum gunu hatrına ordan cıkarmam gerekliydi ve tam içeriye girecekken o kucaklayıp beni dısarı cıkardı. Neden mi? Hani tenhada kıstırma taraftarı olduğum Bootsy duştan çıkmış da.. :)

Neyse bu arada sonunda Sin.an Gü.ler'den yalvar yakar durumda istediğim tshirt'e kavuştum. Giydiğim halini görmenize katlanamam ama elimde tutarken bakabilirsiniz tshirt'e... Onda da tam görünmüyor ama olsun. :)






Sonra o gün ben biraz şuursuzca hareket edip incecik tshirt'ümle o rüzgarda gezdim dolaştım. Ertesi gün sesim çıkmaz, ateşim düşmez olmuştu. Neler içtim, neler denedim bi bilseniz. Ihlamurdan nefret eden ben 2-3 haftadır onunla yaşar oldum. Hiç iyi bi durum değil.

Neyse tabi hasta bi insan olarak garip garip suallere cevap vermiş de olabilir. Örneğin Efesliler'den Koray Efendi "geçmiş olsun domuz olmuşsun" "hı ? ne?" fln diye cevap versen de işlemiyor arkadaşım.

Acaba burdakiler de öyle mi sandı beni? Eyvahlar olsun...

Vah başıma gelenlerrrrrrrrr.... :D

Yeni iş...

Yeni işim acayip güzel.. Bir community sitesindeki projelerle ben ilgili olacağım.. Eğlenceli mi ? Süper yaa...

Tam benlik! Mtv'de yaptığım şeyler var ya yine onları yapıyorum.. Bayıla bayıla hemde.. :)

Sürekli yeni proje uyduruyorum. Sunu mu yapsak? Bunu mu yapsak? Su yazı bu projeye uygun mudur?

Ortam mı nasıl? Süper... Yaslar birbirine çok yakın. Konusamıyorum gülmekten... :)

İlk haftam korkunç geçti. Deli gibi hastaydım. Sürünüyordum demek daha dogru olur.. Yemeğe bile cıkmadım ilk haftam boyunca... Atesim sürekli cıkıyordu fln..

Burda erkek egemenliği var. Hani ben severim ya böyle manyak ortamları burası da öyle... Bıcır bıcır konusuyorum. Aynı lisedeki gibi... :)

3 gündür erkeklerle takılıyorum. 4-5 erkek bir de ben beraber gidiyoruz yemeklere... Çok güldürüyorlar ya..

Hatunlar da var tabiki ama ben onlara göre biraz daha junior kaldıgımdan aynı dili konusamıyoruz. :)

Baska neler mi oldu ? Bir sonraki yazıya...

Tamam...

Ya özür dilerim yazamadım ne zamandır..

2 haftadır yeni işimdeyim ya olmadı bi türlü...

Ay neler olmadı kiii neler olmadııı???

Hepsini anlatacağım söz... :D

İçim içime sığmıyor, böyle bi neşeliyim bi neşeliyim görülmesi gerek...

Ayyy durun baslıyorum anlatmaya... :D

29 Ekim 2009 Perşembe

Ey Kör !

Ey kör anla
Bu yer, bu gök boş
Bırak onu bunu
Gönlünü hoş tut
Bu durmadan dagılan alemde
Hepsi hepsi bir nefestir gerisi boştur boş...

Manga - Hepsi bir nefes isimli sarkısının nakaratı..

Aptallıgımın sınırı yok. Sıkıldıgım kesin. Artık işsizim. Sonra hayatım berbat. Evdekiler üstü üstüme geliyor. Ne deseler batıyor... Bayıyor böyle içimi hersey...

Hevesim yok bişilere.. Canım istemiyor. Uyuyamıyorum hala.. Kabuslar, sacma sapan sorular, cevaplar, söylenenler, söyletenler, olanlar, olaylar...

Bişeyler olsa şöyle güzel. Bişeyler olsa beni mutlu edebilecek. Bişeyler olsa yeniden umutlarımı tazeleyecek. Beni yeniden ben yapacak bişeyler..

O iki zibidinin hayatıma girmesi çıkmalarından daha kolay olmuş farkettimde. Herseyi berbat etmişim onlar yuzunden. Aklımı karıstırmalarına musade etmişim. İçimden gelen herseyi bastırmısım yok etmişim. Simdide arıyorum yok! Soruyorum bilen yok!

Onların bi kabahati yok kendim ettim kendim buldum. İşten ayrıldım ama kredi kartım patladı. Hemde benim yüzümden. Annem vıdı vıdı basımda yine. Bu ayki harcamalarım fazlaymış. Aslında bende farkettimde iş işten gecti.

24 Ekim 2009 Cumartesi

Düşündükçe...

Aklım almıyor ya. Yaptıgım hatalarla yüzleşmekten korkuyorum belkide.. Durup durup basa sarmamdan bahsetmiyorum bile...

Akıp gidiyor zaman... İyileşmem gerek. İyi olmam gerek ama nasıl ?

Kendimle ilgilenmekten kendime acımaktan vazgecmeliyim bi kere..
Sonra o hayatımı allak bullak eden insanlardan uzak durmalıyım.
İçim dışım birse bunu saklamamalıyım.
Ve daha fazla aptal rolü yapmamalıyım.

Eskiden yazdıgım kompozisyonlar geldi aklıma. Hayal meyal hikayeler... Cizdigim resimler.. O kadar zamandır bişiler yapmadım ki kendim için...

Güzel sanatlar'a gitmedim diye ne cok kızmıstı Gülseren Hoca... Keşke gitseydim hocam. Keşke sizin sözünüzü dinleseydim. Su anda için için mutsuz olmazdım belki. Elimde kagıt kalem durup seyrederdim yine bişeyleri. İstediklerimi secip ayırırdım kendim için. Patisini yalayan kedicikleri, uçup giden balonları, rüzgarda savrulan yaprakları... Yine yapardım hocam. Ama içimden gelmiyor artık.

En son ne zaman biri beni düşündü bilmek istiyorum. Ne zaman biri "bu hareketime üzülür mü?" dedi içinden. Ya da beni mutlu etmek için bişeyler yaptı?

Ya da gözlerini kapattı ve "ben bu kızı seviyorum" dedi? Ne zaman?

22 Ekim 2009 Perşembe

Çooooooook...

çooooooooooook canım acıyooooooo
çooooooooooook içim acıyoooooo
çooooooooooook söyluyorum dinlemiyo...

Haha Nil- Çok canım acıyo tam uydu bugune hee...

İçim almıyor bişeyleri.
Onu görmek istiyorum.
Yanımda olsun istiyorum.
Basım omzunda uyumak istiyorum.
Gözlerimi kapattıgımda nefesini duyamamak istiyorum. ( sessiz nefes alıyo cünkü)
Bana sarılmasını da istiyorum.

Tamam vazgectim. Dün gece kiminle uyuduysa ona sarılsın o! Kim varsa yanında onunla kalsın. İstemiyorum onu da. Gitsiiiiiiiiiiiiiiiiin taaaaaaaaaaaa istedigi yere kadar.

Nolur bundan sonra üzmesin beni... :(

21 Ekim 2009 Çarşamba

Belki..

İçimden geldigi gibi yazmak cizmek varken; nedendir kasmışlığım ? Ya kendim gibi yazmam gerek benim. İçimi dökmek istiyorum belki.

Ev durumu vahim. Ayrı eve cıkma hayalleri bir bir dökülmekte. Evdekiler bu ara feci destek oldukları için bırakıp ta gidemem sanırım bi yerlere. Seviyorum aslında onları. Ama bir de cok konusmasalar daha fazla sevmeyi garanti edebilirim.

İş durumu .ok gibi. Niye mi ? Satışa gidip kanka olup geliyorum sirkete. Gerek yok. Satışım yoksa evde oturayım daha iyi. İzleyemedigim dizilerimi izlerim belki :D Yok yok bu olmadı.

Gelecek vaadeden bi iş bulurum belki.
Düşüncesiz olmayı becerebilirim belki.
Gereksiz insanlara yol verebilirim belki.
Durup durup kendi kendimi üzmem belki.
Hayatımı kendim kontrol edebilirim belki.
Bencil olmayı becerip kendim için yasayabilirim belki.
Her hatayı her sorunu kendime yontmam belki.
Arkadaslarımın kıymetini bilip onları ödüllendirebilirim belki.
Masraflarımı kısıp "normal" bir yasam sürebilirim belki.
Sebepsiz yere aglamayı, depresyona girmiş gibi günlük halleri atlatırım belki.
Kökten değişiklikler yapmaya cesaret edebilirim belki.
Hatalarla yasamadan tecrübe sahibi olurum belki.
"Yaptıysam BEN yaptım" diyebilirim belki.
"Bende burdayım" inanır mısın ? İnanırım belki.
Ruhumdaki yaraların kapanmasını isteyebilirim. Kapatabilirim belki.
İçin için mutsuz olup taktıgım maskeyle sakladıgım herseyi ortaya dökebilirim belki.
Beni sevenlere gercekten şükranlarımı sunabilirim belki.
En önemlisi YAŞAMAYI ÖĞRENEBİLİRİM HEMDE İNSANCA belki...

Yeniiiiiiiii...

Evet arkadaslar. "Yeni bir aşk, yeni bir iş, yine gülecek bi neden lazım. " diyerek yeni bir yola cıkmıs bulunuyorum.

Gecenlerde gittigim bir toplantıda cok iyi bi amcayla konusmustum o yuzden de yüssüzlük yaparak bugun aradım veeee önümüzdeki hafta görüşmek için sözleştik. Yeni işi bulduk da aşk noluyo ?

Ne olabilir ki ? Yerinde sayıyor. Ama adayları degerlendirmeye alıyorum su ara. Hani yakısıklıyım, gencim diyorsanız karsıma cıkmanızda fayda var. :D eheuheueheu :D

Keyifliyim cünkü Kararsız arkadasla artık arkadaslık etmemek konusunda kendime verdigim telkinler işe yarıyor. Dün gece uzun zamandan beri ilk defa msjlasmadık. Ya anlamıyorum. Ne onu ne de yaptıgı seyleri. Su saatten sonra anlamakta istemiyorum acıkcası. Canım ne isterse onu yapacagım emin olabilirsiniz.

Beni "cok kontrolllü" olmakla sucluyor. Hayır değilim. Aksine yaptıgım delilikler bir değil beş değil. Ama yeter! Bu yaptıgımda delilikti yetti ! Bitti !

Uzak olan uzaaaaaaaaaaaaaaaklarda kalsın inşallah!! :) Gencim güzelim 38 bedenim daha nolsun ya :D

Hayır beni begenmeyen Kararsız vatandas cok bi halt mı ki beni begenmiyor ? Yooooooooooo... Bi kere ben ona fazla gelirim zaten. Dogrusu bu. Herkes söyledi bunu. Bana "dikkat et var bu cocukta bişey" diyen adam söyledi en basta. " sen ona fazla gelirsin. evet cok gördük güzel kızları onunla ama sen onun yanındaki kızlar gibi değilsin." dedigi dogruymus ya. Ben onun istedigi seyleri VERebilecegimi sanmıyorum.

Dengesizle dengesiz olma olayını burdan kapattıgımı ilan ediyorum. Karar vermek mi ? Haha bundan sonra dogaclama yasamaya karar verdim. Begenmeyen almasın!!

19 Ekim 2009 Pazartesi

Yatışşşşşşş...

Dün bütün gün yattım durdum. Temizlik bile yapmadım. Yedim annemden fırcayı tabi. Söz veriyorsun yapmıyorsun diye.

Aksam iftardan 20 dk önce

- Anne tatlı yapsam barıssak ?
-- Ne tatlısı yapacaksın ? ( o sırada corbayı pişiriyordu.)
- Bilmem. Puding fln ?
-- Yok istemez.( o sırada ben de cekmeceleri karıstırıp puding arıyorum. Hazır paket. :))
-Zaten puding yok. Aaaa irmik varmış. Revani mi yapsam ?
-- Yapacaksan Revani yap yenir.

Hemen uygulamaya girişilip hazırlandı. Tabi. Cok da güzel oldu kahretsin.

Dün gece bir sürü kişiyi bize davet ettim. Bugune kalmadı cicim :)

Gece Kararsız elemanla msjlasıyorduk. Ben bi önceki aksam onun A'ya gidelim teklifine hayır dedigimden tek gitti. "gelseydin keyifli olurdu" demiş. Gelseydim nerede kalacaktım arkadasım yanında mıı ??? Yok artık! Yuh artık! Pes artık!

Tamam tamam. Sussunlar.

Bu arada cok güzel bi roman okudum. Hayatımda ilk defa aşk romanı okudum ve cok güzeldi. Ben de öyle bi aşk istiyorum. Kitabın ismi "Benimle Kal" ( laf aramızda kapaktaki resmi cok begendigim için almıstım kitabı ammaaaaaa) Lisa Kleypas yazarı Epsilon Yayınevi'nden. Okuyun kızlar. Okuyun! Ben bi gunde okudum.

Allah'ıııııııııııııım bizi de gör :)

Sinema..

Cumartesi ben orucluydum. "Ne orucu len bu? " diye soranlara 6 günler diye tabir edilen oruc işte.

Ay hiç bişi yemeden önceki aksam 5'te yedigim corbayla tutmaya kalktım orucu. Bütün gün yat dur aman Yarabbi. Basım döner, midem bulanır, basım agrır. Bitmediiiiiiiii !!! Bogaz agrısını saymıyorum bile.

Aksama dogru hatırladık ki Engin Atsür'ün ilk İstanbul macı yeni takımında. Hadi dedik Sevim'le gidelim. Ben bi tshirt bi kot bide şal aldım cıktım dısarı. Ama sogukmus yediremedim kendime dönmedim geri.

Gittik maca kapıda bi de bilet parası bayıldık. Darüşşafaka- Beşiktaş maçı 20'şer lira. Ohhhhhh çektik birer! Engin için yahu nolacak !? Elinin körü olacak! - bu kızgınlıgım kendime niye mi ? az sonraaaa !!- İçeri girdik mac baslamıs. Engin Atsür nerde ? Köşede paşa oturmuş bizim gibi izliyor. Bi canlı izlemek nasip olmadı. He bi yerde izledim o da Efes Cup'ta.

Tabi ilk yarıyı izlemek için bayıldık 20 TL sonra da ikimizde randevulara kosturduk. Ben bi de orucluyum ya iftar saatim yaklasıyor. Hatta gecti. Kuzenimle bulusup Kanyon'a gittigimizde 45 dk gecmişti. Kocaman bir menü yedim. He hepsini yiyemedim ama yedim sayabiliriz. Uzun zamandır ilk defa hamburgerimin tamamını yedim.

Sonra tatlı yiyelim dedik. Saray Muhallebicisi var ya Kanyon'da aman heee !!! Sakın cumartesi aksamı 8'de gitmeyin oraya. Yiyecek tatlı yok. Olan da kötü. Hayır normalde acayip güzeldir ama o aksamlık kötüydü.

Nefes filmi aglatıp durdu beni. En yakın arkadaslarım Güneydogu'da askerlik yapıyor. Onları düşünüp içim acıdı. Agla agla. Sinemadan cıktık :

- Tugba abla cok mu kötü görünüyorum ?
-- Kötü senin yanında iyi kalır. :D
- Şaka yapıyorsun dimi ?
-- Yok kuş, gözlerin cok fena.

Ama yanımızdaki kadınlar da cok uyuzlardı he.
--- Ayyy böyle mi oluyormuşşş ?
--- Aaa cok saçma!

Bunlar en cicileri ve en az kızdıklarım. Diğerlerini yazmak istemiyorum. Ama o filmi izlerken duygusuz olmayın lütfen. Hele de ailenizden birilerini kaybettiyseniz....

Tamam Kabul !!!

İhmal ettim burayı. Ama durumlar cok karıstı bildiginiz gibi değil.

Yenilikler oldu. Yeni gelenler, gidenler, görenler, duyanlar fln.

Ayyy ne zor ne berbat bi 10 gun anlatamam. İşler berbat. Sanırım yakında işsiz bir ben olacagım.

NOT : İş teklifi olursa degerlendirmeye alabilirim. :D

Aşk ? Amaaaaaaaan olmasa iyiydi. Oldu kötü oldu. Ya da oldu da bi faydası yoktu diyelim.

Yanımda, yakınımda olmadıktan sonra peeeeeeeeeeeeh...

Öyle eskisi gibi evde oturma durumu pek olmuyor artık. Ondan yazmaya yetişemiyorum. Haftasonu yine hasta bir durumda olan ben yatış durumundaydım. Üstüne dün gece annem şurup içirdi. İğrençççççççççççç !!! Hala şurup kokusu geliyor bi yerlerden sanki..

Yazacagım devamı gelecek korkmayın. Paniklemeyin ! :D

9 Ekim 2009 Cuma

Korkuyorum !

Deli gibi korkuyorum. Uzak ellerimden kayıp uzaklara gittigi için değil. Kararsız olan cocugu dusunmeye basladıgım için.

Canım acır diye korkuyorum. Beni sevmeyebilir diye korkuyorum. Üzülmekten, ona baglanmaktan gercekten sevmekten korkuyorum. Kendimi kandırırken daha iyiyim güvendeyim belkide.

Ama o gercek olursa cok üzülürüm diye korkuyorum. Korkutan o değil. Aşık olma düşüncesi. İçim içimi yiyiyor. "Söylesem mi?" diye dusunup sonra vazgeciyorum. Yok elimden geleni yaptım ben. Omzunda film izledim. Canım sıkkındı cagırdım.

Daha ne bekliyor ki bu gerizekalı ? Kararsızlıktan cıktı bu iş aptallıga dayandı. Ne istiyor benden ?

Gitsin yaa gitsin... Üzmesin beni gitsin... :(

5 Ekim 2009 Pazartesi

Pazar...

Pazar kuzenimle evden cıktık. Sabah saat 9 bucuktu. Meger hatun sevgilisiyle bulusacakmış ya ? Abooooooooo... Patladık. Kararsızla da gece konusmustum zaten. Bana uyumam için bir omuz verebilecegini ama saatin gec olabilecegini söylemişti.

Bende gittim Bebek'te guzel guzel kahvemi içip sakince kitabımı okudum. Yagmurun altında hemde. Öyle güzeldi ki... Saatler sora yagmur bi yagdı bi durdu. O sırada kararsız eleman " geliyim mi ?" diye msj attı. "gelme kalkıcam zaten" diye cevap verdim. "peki" dedi. Aradan bi saat sonra neden bilmiyorum sadece 3 harf yazdım "gel". Geldi. Sarıldı. Gülümsedi. Lafladık 1-2. Kalktık o kahvaltı etmemişti zira.

Kahvaltıyı yaptık. Ben "niye geldin?" diye sordum. "sen gel dedin" diye cevapladı. "her gel diyene gidiyor musun?" diye sordum. "Hayır" yanıtı geldi. Baska bişey sormadım. Sormayacagım da.

İstiyorsa kendisi sorsun. Benden ne istedigini bilmeyen o!

Yarın Cadde'ye gidecegim bi yol gösteren yok muuu ??? :)

Cumartesi...

Offf ne haftasonuydu be. Cumartesi sabahın köründe kalkıp annemle Eminönü'ne gittik. Ben Daniel'in istedigi fotografları fln cektim. Kapalıcarsı'daki dükkanın fotograflarıydı.

Annemin kursu için ıvır zıvır'ını aldık. Kahveci Mehmet Efendi'den kocaaaaaamaaaan bir kahve paketi aldık. Missss gibi. Annemin işlerini hallederken ben kocaman boyumdan büyük bi ayı gördüm. Ve cok begendim.

Ben : Anneeeeeeeeeeeeeeeee cok güzelmiş dimi ??? Tam benim odama göre ehueheue :)
Annem : Odadan senle esyalarını cıkartırsak evet senin odana göre olur !

demesiyle arkadaki acayiiiiiiiiiip yakısıklı 3 cocukta kahkahalara boguldular. Tabi bende :)

Sonra kuzenim geldi. Söz verdigim gibi bowling oynamaya gittik. Haha cok komikti ama. Mert, Zeynep, ben sırayla birinci olduk. Sonra ben tıkındım :) Hemde ne tıkınmak. 3 ay ac kalsam anca eritirim. Bide üstüne Neynep Mado'dan dondurma ısmarladı. Vişneli yoktu. Cikolatalıyla idare ettik. :)

Eve bir gelişimiz var ayaklarımızı sürüyerek. Okadar yorulduk. Cok eglendik. Kararlıyız ayda bir kez yapacagız. Hani bize katılmak fln isterseniz haberimiz olsun. Haha hazır ben bosken belki aramıza alırız.

:))))

İhmal...

Evet ihmal ettim yazmayı. Artık eglenceli seyler de yazmıyorum zaten. Ki okunmuyorum da. Biliyorum.


Neyse velhasılı kelam kararsız cocukla cuma gunu ani bi kararla sinemaya gittim. Okadar rahattım ki hiç sallamadım. Tamam omzunda yatarak izledim ama sorun yok. İyiyim. :)

Öbürü zaten benden uzak cehenneme direk !!! :) Gitsin yani. Defolsun.

Neyse kararsız olan harbi kararsız sanırım. Ses etmedim sormadım bişi. Kız geldi mi ? Gitti mi ? Bitti mi ? Sormadım. İlgilenmedim. Yetti yani.

Film bitip giderken yani o otoparka bende metroya gidicekken kolumdan tutup cekti. Sarıldı. bende yanagından öptüm "iyi geceler" dedim. ve metroya dogru yürüdüm. Arkamdan baktıgını biliyorum. Evet karsıdaki vitrinden gördüm eheuheueheu :D

30 Eylül 2009 Çarşamba

Rahatsız Ettin...

"Kapıyı kapat sessizce
Rahatsız ettin yeterince
Mecbursan konusmaya
Son sözünü söyle."

Sözlere bayıldım. Çağrı çok güzel yazmış. Sanki beni anlatıyor. İçimdeki kırılan parcalar için söylenebilecek en güzel sözler bunlar. Dinleyin.

Eglenceli biriyim diye gecinirdim. Su halime bak bee !!! Resmen dayak istiyorum. Tabir-i caizse "agzıma sıcılsın" bir daha yaptıgım hataları yapmayayım istiyorum.

Tamam simdi vurun dedik de öldürün demedik. Yol da görünce üstüme cullanın demiyorum. Yani "ah seni gidi gidi" yapmanız yeterli olur. :)

Ay resmiyetten nefret ediyorum. Resmi giyinmekten de. Ama sirkette öyle giyinmem istendi. Mecburen öyle giyinip, öyle davranacagım. Asla! Evet asla converse dısında ayakkabı giymeyecegim ama...

Evet renkli coraplarla converse'lerim gayette giyilir cicim. Yada hep pantolon giyerim. Spor elbise giyerim. Aaaaa topuklu giymek bana mı düştü ya ??? :S

Sabır evet arkadasım sabır lazım bana. Sizin oralarda var mıdır ? Ya da bildiginiz sarısın mavi gözlü uzun boylu yakısıklı!!! ya da eli yüzü düzgün diyelim birisi var mı tanıdıgın ??? Evet koleksiyondan secmem gerek genlerime karsı gelemem. 2 dedemde sarısın mavi gözlüydü benim cocugum öyle olacak ama babasının genlerini de tasımalı dimi ama ??? :)

NOT : Evet sapıttım. Nolmuş yani ??? Size olmuyor mu böyle sapıtma dönemleri ??? Allah Alllah...

28 Eylül 2009 Pazartesi

Ben Kimim ki ?

Evet ben kimim ki ? Onun beni sevebilecegini düşündüm. Kimim ki ? Onu hayal edip gözlerimi kapattım, onunla actım.

NE haddime düşmüş ??? Ne yani ? Nasıl ya da ? Düşünüp durdugum insana bak ya... Ay Allah'ım. Cirkinin tekii.. Aptalın teki.. Suursuzun teki.. Belki de cok zeki bilemiyorum. Kendimi düşünmekten onu dusunucek vakit bulamıyorum. Onun ne istedigini yani... Ne isteyebilcegini...

Üzgünüm aptalım. Üzgünüm safım. Üzgünüm hersey için üzgünüm. Yaptıgım için veya yapacaklarım için simdiden.

Düşündügüm gibi değil hiçbir şey. Hayalini kurdugum gibi de değil. O yuzden sil bastan arkadasım ! En bastan !

"Ver gazı ver coskuyu" der gibi oldu biraz ama öyle ! Dik durma zamanı. Saflıgını kaybetme zamanı. Öyle veya böyle kazanmanın zamanı... Kaybedeceklerini düşünmeme zamanı...

İnat !!

Gercekten inat ettim. Üzülmeye gerek yok. Üzülmeme gerek yok. Beni üzenin hayatımda yeri yok !!!


Evet yeniden kendim olmaya ahdım var. Eskisi gibi hiç bir seyi kafama takmamaya taktıgım seyleri sınırlı tutmaya ahdım var. Yaparım bilen bilir. Gercekten birsey için karar verirsem yaparım.

İstemem yeniden bu olaylara geri dönmeyi...

Agladım ya bitti. Üzüldüm ya gecti. Bu kadarmış !!!

Sen beni tekrar tekrar üzerken durdurmam gerekli değil mi ???

27 Eylül 2009 Pazar

İnadına Yaşa...


Evet ya inadına yasa. İnadına !


Gözyaslarını at bi kenara. İnadına yürü bildigin yolda.


Gücünü topla. Yıkıntılar arasında da olsa inadına dur ayakta !


Cevren yabancılarla dolu olsa da. Sev inadına !


Bugun cok eglendim. Efes tesislerinde mac izledik. İşin tuhafı hangi oyuncu yere dusse "ayyy" diye ayaga fırlıyordum. Adamlar nasıl dusuceklerini biliyor niye korkuyorsam ? Sonra cıkısta güle oynaya getirdiler eve kadar.


Dune göre mükemmel bir performans sergiledim bugun. Güldüm sürekli. Kahkaha attım. Uzatmadım lafları kestirmeden gittim. Kerem Abi'yi görünce gözlerim doldu sadece.


Ama devam gercekten. İnadına yasamak lazım herseyi. İnadına. Sevilmedigimi bilsemde sevmeye devam. Yorulsam da dimdik yürümeye devam. Üzülsem de mutluluga devam. Bitmedi hiçbirsey.


O beni sevmeyecek diye bitmeyecek de. Yenileri gelecek. Eskileri silip süpürecek. Kollarında güvende olacagım birisi de olacak elbet. Beni ben oldugum için sevecek. Sevmese de farketmez bundan sonra.


Sevmesin kimse zaten. Üzülmesin beni sevip de. Bu ana kadar sevenler cok üzüldüler gerek yok üzülmesine kimsenin.


Ben de tek basıma güclü olurum. Tek basıma mutlu olurum. Gerek yoktur belki bi erkegin sevgisine. Yanımda beni seven bir sürü insan varken O'na gerek yoktur.



Ne diyordum ? İnadına yaşa. İnadına arkadasım. Bu görduklerin birsey değil. Devamı gelecek. O yuzden düştüğünde kalkmayı bil, agladıgında gülmeyi, yeri geldiginde göz yaslarını silip basını dik tutmayı... Ama hepsini bil. Günün gün olsun. Gönlün hep huzur dolsun arkadasım. Hep huzur...

26 Eylül 2009 Cumartesi

Haketmiyorum !

Evet biliyorum. Haketmiyorum.

Kötüyüm. Cok cok cok kötüyüm. Düşüncelerim kötü, içim kötü. Bunların karsılıgı bu olanlar.

Mutlulugu haketmiyorum. Sevmeyi de sevilmeyi de. Bagıslanmayı da bagıslamayı da.

Bi gün gercekten ama gercekten sevdigim birinin olacagına inanmıyorum bile.

Gün gelip ayakta kalırsam ozaman da inanmamaya devam edecegim. Gün yüzü görmeden ömrümü tüketecegim. Tüketirken de artık arkama bakmamaya özen gösterecegim.

İçimdeki acıları bi kutuya kilitleme sansım olsa. Ya da herseyi unutma.

Yok yok vazgectim. Sıfırdan baslamaya hak kazansam. Milli piyango fln değil istedigim. Herseye sıfırdan baslamak. Haketmedigim mutlulukların peşinde kosmam söz veriyorum. Yeterki artık üzülmeyeyim. Aglamayayım. Canım acımasın. Yalvarırım. Bitsin. Acılarım tükensin. Lütfen...

Akıntıya Bırak !

Hayatımı sürüklemesine izin vermek için gec kaldım. Anlamadım söylenenleri...

Aptallıgım bir değil ki.. İçin için yedim kendimi. Tükettim yavas yavas. Su blog aslında ona bişiler hissetmeye basladıgım anda acıldı. Beni tanıyanlar bilirler. Öyle kolay pes etmem ben.

İsteklerim olana kadar da durup dinlenmem. Ama bu sefer öyle değil. Hayatımda ilk defa birini dıs görünüşüne göre secmedim. Gercekten.

Konusmaları anlattıklarıyla ilgilendim. Ama unutmusum hayatının benimkinden farklı oldugunu. Unutmusum benim kırılmak için üzülmek için hazırda duran bi bebek oldugumu. Yine bi parca eksildim.

Yine gözyaslarıma teslim oldum. Akıntı nerde ? Nereye bırakıcam ben kendimi ? Basım bile fazla geliyor artık. Düşüp bayılıcak gibi oluyorum yürürken. Kimin ahını aldım ben ? Kim benim bu kadar üzülmemi isteyen ?

İçim Acıyor !!!

Sevgili günlük ayagına yatıp içimdekileri döksem mi ?

Canım acıyor arkadasım. Beni bu depresif hale getiren yaratık yüzünden. İki gözü iki cesme aglıyorum. Degmez evet ama aglıyorum. İçim acıyor. Bogazım acıyor kendimi tutmaktan.

O kadar zaman seviyorum diyemedim. Tuttum. Benle dalga gecmesine bile göz yumdum. Berbat haldeyim. Yıkıldım demek istemiyorum. Ama gücümü yitirdim. Bende yitip gittim.

Farkettimde amaclarımdan bir bir sapmısım. İstedigim hiç bişey kalmamıs elimde. Evet arkadaslar sabahlara kadar msjlasmasının amacı benle dalga gecmekmiş. Alelade olmadıgımı söyleyen oydu. Ama aleladeden de basit, ucuz, aptal biri oldugumu anladım. Kanıtladı herseyi.

Yok elimde bişey. Kaybettim. Kumardı oynadım. Bitirdim arkadasım. Kendi kendimi bitirdim. Bittim. İstemiyorum hiç bişey. Sanırım ölmek istiyorum. Ama ölüm beni istemez biliyorum.

Ne de olsa ne istesem olmuyor "ölmeyi istemiyorum" desem ölme sansım olur mu ?

23 Eylül 2009 Çarşamba

"Yokum" Diyor !!!

Evet dogru duydunuz. Ay sonuna kadar internet alemine "yokum" diyorum.

Bu ay basından beri ilgisiz duruyorum yazılara karsı yazacagım cok sey olabilir amaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bir süre yokuz. "cumaya gittim gelicem" misali.

Yeni ay görüşmek dilegiyle...

Elveda Twitter, Facebook, Msn, Blog alemii...

https://twitter.com/mmeerrvveee

15 Eylül 2009 Salı

Dırım Dırım Dırırırım...

Toplantı çöp...

Teklif attıgım firmalardan geri dönüş yok...

Bütün hayatım bi çöpten ibaret...

Ümit yok..

Umut yok...

Güven yok...

Hayat yok...

Basarı yok...

Gelir yok...

Sevenim yok...

Özgürlük yok...

Dogru yapılan bişeyler yok...

Mutluluk yok...

Huzur yok...

Buyrun daha ne istersiniz ???