23 Kasım 2009 Pazartesi

Kendini Bilmeli...

Bilmeli de nasıl becermeli? İşin içinden iş çıkarmamalı. Ama nasıl?

"Kapat gözünü, dinle gökyüzünü." derdim aslında ama farkettim ki İstanbul'da gökyüzü dinlenmez. Yani en azından Levent'te dinleyemezsiniz. İş makinelerinin gürültüsü, araba sesleri, topuklu ayakkabıların tıkırtısı. ( evet tüm topuklulara gıcığım!)

Sanırım kendime olan güvenim yeniden gelecek. Yani en azından umut vaadediyorum. Nasıl mı? Eskiden dinlediğim bir radyo programı geldi aklıma bu sabah işe yürürken. Evet işe yürüyerek geliyorum. Süper bi kariyerim olacak bu konuda. İş ve ev mesafesi genelde 10 dk yürüme mesafesi oluyor. İyi seçim yapıyorum anacım napiiiim ? :D

Neyse radyo programında bi kız sormuştu. "Kendinize güvenir misiniz?" Cevaplar hep evet şeklinde verilmiş olmalı ki kız anlattı.

Bugün işe gelirken farkettim ki ben gerçekten kendime güveniyorum. Vitrinlerin önünden geçerken kendimi seyrettim. Dik duruyorum. Yere sağlam basıyorum. Kendimi biliyorum. Neler başarmam gerektiğinin farkındayım. Kendi ayakları üzerinde duran genç bir kadınım. Neyi ne zaman söylemem gerektiğini henüz tam olarak çözemedim ama kendime güveniyorum. Siz de seyredin kendinizi vitrinlerin önünden geçerken. Nasıl adım atıyorsunuz? Ayaklarınızı yere değdirip kaldırır mısınız? Güm güm diye vurur musunuz yere? Yoksa kendiniz gibi sağlam mıdır o adımlar???

Farkettim ki yere sağlam basıyorum. Farkettim ki başarabileceğim şeyler konusunda karşımda durabilecek bir güç henüz yok. Varsa bile onun varlığına inanmıyorum. Ben benim. Deliyim, gevezeyim, safım, aptalım çoğu zaman, eh idare eder kategorisine dahilim, ama iyiyim. :) Çevremdekileri gülümsetebilirim. Ve mutsuz olmalarına izin vermem. Anne gibi davranırım o ayrı ama herkesi sevmek benim işim.


Polyanna fln değilim tersim pistir o kadar söyleyeyim... :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder