31 Mayıs 2010 Pazartesi

Silindi.


Onu tum ulaşabileceğim yerlerden sildim. Biri hariç. Ordan da sanırım herhangi bir şey yapmaz. Benden uzak duruyor. Uzaklığı iyi gibi olsa da bilmiyorum.

Karıştırdım herseyi. Neye üzüldüğümü, niye üzüldüğümü, niye düşündüğümü...

Gerek yok aslında...

Konusmayacağımız için yazacak bir sey de yok aslında.

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Bir Tutsa!


Şu dilekler bir tutsa neler dileyeceğim bir bilsen. Bi istediklerim olsa. Herkesin yüzünü güldüreceğim amaaaa gel gör olmayınca olmuyor.

Şöyle yatsam gecenin bi körü çimlerin üzerine. Ne kadar kayan yıldız varsa tutsam dileklerimi bir bir. Gülse artık yüzüm. Desem ki "ben gerçekten sevilmek istiyorum.". "Beni kendisi kadar sevsin istiyorum." Cevap ne olurdu?

- imkansız evladım.
- Geç bu işleri.
- Yalan ya bunlar!
- Olabilir de olmayabilir de. Garantisi yok.
- Yok yok yok.
- Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.

En iyisi sonuncusu sanırım.

Yahu bizim dileklerimiz bile tutmaz. Nasıl insanlarsak. Ne istersek tersi olur. Ne dilersek gider gözümüze baka baka baskasının olur. Hay ben böyle şansın!

Yüzleşme.


Önce anlamadın anlamadın. Ya da anlamak mı işine gelmedi? Anlasaydın daha mı farklı davranırdın? Akılsız kızzz!

İnatçısın. Görmek istemedin. Anlamak istemedin. Anladın. Geç kaldın!

İçindekiler bitmemişti. O geri geldi. Üstüne bi başkası, biri daha. Yetmedi ya sana. Bu sefer sana ait olmayanı istedin. İstedin gördün gününü. Sinirlendin kendine. Çıkardın hırsını herkesten. Bagırdın, cagırdın. Yetmedi! Yeter mi?

Kendine öyle bir kızmışsın ki geçmiyor sinirin. Ağlamıyorsun da. Ağlatıyorsun. Evet kızgınsın da bunun suçlusu kim? Sensin sen.

Sen istedin oldu. Sen istedin bunları. Sen istedin hayatıma karışılmasın. Sen istedin uzak olsun. Sen istedin. Onun yakınında olmamasını istedin. Bunu diledin sürekli. Uzzzaaaklarda olsun dedin. Demedin mi?

Simdi nedir bu açlık? Nedir istediğin? Kimi istedin? Ah akılsızsın kızım sen! O aklın yok ya senin!

Bir ilgi istersin. Bir ilgisizlik. Bi yakın olsun dersin. Bi uzak. Bi güzellik önemlidir. Bi insanlığı. Bi sesini duyar mutlu olursun. Bir yüzünü görür hayal kırıklığına ugrarsın.

İnsan mısın sen be? "Acın acım" diyenleri dinlemezsin. Gider seni en çok ne yaralar ne üzer seçersin. Alırsın beğenirsin. Aferin sana! Çok iyi yaptın. Aman aferin!

Üzgün müsün? Kızgın mısın? Acır mısın? Acıtır mısın? Yanar mısın? Yakar mısın? Ağlar mısın? Ağlatır mısın? Hangisi sensin? Sen misin?

Bırak doya doya üzülmeyi. Doya doya gülemezsin bile. Hepsi çok sana! Biraz mutlu olsan alırlar elinden dımdızlak kalırsın ortada. Acına acısı gibi bakanlar da kalmaz. Baktıran da olmaz. Sen var ya akılsızsın baska bir şey değil.

Akılsız kızzzz!!!

Boşluk Geri Döndü!




Hayırlı olsun değil mi? İçimdeki boşluk tam yok olmuşken geri döndü. Bu sefer ben yaptım ama.

"Ben yapmam." dememeli insan. Öyle bir yapıyorsun ki. Sana yakısmaz biliyorsun da geri duramıyorsun. Atıyorsun kendini en öne...

"Bu işe böyle olmaz." olmaz evet eee oldurmaya niye calısıyorsun o zaman? Sen misin büyük konusan? Al işte.!

"Hersey insanlar için" evet evet öyle. Kim? Ne? Önemi yok. Canın yanıyor mu? Evet. İçin acıyor mu? Evet.

O boşluk yeniden orda mı? Evet. Birine muhtac olduguna değil de sevgisine muhtac oldugunu dusundun mu hiç? Evet.

İşte olay bu. Aslında bizim ihtiyacımız olan biri değil. Elle tutulmayan, gözle görülmeyen ama hep var oldugunu bildigimiz o boşluğu dolduracak şey. Hani var ya... Sevgi diyorlar. Aşk diyorlar. ihtiyac diyorlar. Bi gece bile diyorlar. Orda doymak bilmeyen bi boşluk var. Aslında boşluk fln değil. Bildigin canavar.

Doyuramadın bi türlü. Açlık bitmedi. Ne versen yetmedi. Kimi koysan önüne begenmedi. En olmayacak kişiyi secti begendi bir de onu istedi.

Bakalım o seni istedi mi? İstediyse ne süreyle istedi? Ne kadar zaman isteyebilir ki? Ne kadar peşinden koşabilir ki? Ya da koşar mı?

Keyfi bilir he! Keyfi bilir evet. Sende olmayan keyifle birlikte eminim bilir. Eminim!

Nasıl Olmalı?

"Hani kız dedigin ağır olur, güzeldir, az konusur, gülümser, gözlerinin içi güler." bu yalanlarla büyüdük ya biz öyle sanıyoruz. Değil arkadasım. Değil. Kız dediğin ağır olmaz. Olursa canı yanan o olur. Kız dediğin güzel olmaz. Olmamalı. O zaman da hep aldatılmaya, kandırılmaya müsait olur. Az konusmaz o kız dediğin. Az konusursa ezilir. Gülümsemez gülümseyemez bi süre sonra. Gözlerinin içi gülmez olur. Yaslar dökülmekle mesguldur.

Sandığın gibi tiple alakası da yok bu olanların aslında. Sen ne yaparsan yap kacıyor ipin ucu bi yerde. İÇin için acıyor. Kanıyor belkide...

Dik durmalı önce.
İzlemeli sadece.
İnanmamalı gördüklerine.
Ne kadar gerçek olsa da yalan olabilir de.
Sen bi inansan neler olabileceğine... Ah bi inansam bende...

Vuhuuu!

Bir aydır herhangi bir sey yazmamısım. Yazamamısım demek ki. Dilim varmamış.

Öyle eseklikler yaptım ki. Sonra pişman oldum ki. Anlatmasam mı? Yoksa ileride bunları okuyup güler miyim halime? Komik de aynı zamanda. Ama ama eseklik işte adı üstünde. İlan etmeye gerek var mı? yok mu?

Dur bakalım. Ne cıkacak elimden.. Neler dökülecek sayfaya... Ne baslık yazılacak o an... Haydiiii başlasın...