30 Temmuz 2010 Cuma

Sorun Kimde?






Sorsanız herkes "aşık olmak güzel şey." der. Der de sonuç ne? Kim gerçekten "aşık" olmayı istiyor ki? Bazı olaylara o kadar alıştık, o kadar yozlaştık ki... Sen istediğin kadar "aşık olmak" istediğini tekrarla. İşe yarıyor mu?

"sadece dilimde." derler ya sözüm ona çapkınlar. Yeme bizi şimdi! Neler yaptığını bilmeyen mi kaldı?

"Aşık" olanların da derdi başka. Bitmiyor sorun, sinir. Hergün yanında olsa ayrı, olmasa paranoya ayrı... Ne yapsa? Ne dese de yaransa? Ah bir de! "Aman! Yaranmasın! Orda kalsın!" diyen grubu var ki evlere şenlik...

Senin derdini, tasanı dinlese ayrı boğulursun. Dinlemese, duymasa "ilgisiz bu ilgisiz!" der ayrı üzülürsün. Kızı, erkeği var mı? Yok. Ortak payda bu. İçinden geldiği gibi sevsen "çok sıktın." olur. Cool takılsan "sevmiyor beni." Yok ortası. Yok ikisinin arası. Varsa da yerleri belli zati.

Sana, bana gelmez böylesi. Eğlenmene baksan "takılmalık arıyor." derler. Hayır ne demekse bu? Etrafına bakmasan, ilgilenmesen "burnu Kaf Dağı'nda. Küçük dağları bu yaratmış." derler arkandan. Senin bu tarz bi fikrin olup olmadığını kimse sormaz ki. Öyle olmadığınla da ilgilenmezler. Teşhisi koydular zaten fazla tahlile gerek var mı?

"Ben aşık olmak istiyorum yeaaaa..." diyen bünyeler ya "ölmekle bayılmak arasındaki farkı" henüz çözememiş ya da "her öğün" aşık olabilme yeteneğine sahipler. (Tamam bu durum size tanıdık geldi. Kabul.)

Hadi "aşık" oldun. N'oldu yani şimdi? Olanlar çok mu mutlu sanıyorsun? Ya da sanmakla kalıyorsun. Bi başına gelsin de gör cicim. Gör de başın göğe ersin. Otur kumrular gibi düşün. Karnına ağrılar girsin. Oh olsun! Beter ol!

Velhasılı kelam "aşık olan" var "aşık olamayan" var. Sorun kimde? Sorunun ne?

Şaşkın...

Her olayın gelişi de gidişi de hızlı hayatımda. Bi dur bi sakin ol! Aman! Yok!

Şimdi de "ben nerdeyim?" "n'apıyorum?" "nereye gidiyorum?" sorularını sorup duruyorum. Şaşkınım. Radyodayım. Pal Fm'de. Haftaiçi 7 ve 9 arası Levent Erim'e asistanlık yapıyorum. Komik dimi? Bencede... Kesinlikleee...

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Paratoner...



Bu kadar saçma olmasını istemezdim olayların. Ama öyle. Canım istiyor ki unutayım herşeyi. Düşüncesizi de düşüncelisi de orada kalsın. Gelmesin geri.

Uzaklar onlara yakışsın. Benim yakınımda olmasın.

Ellerim hava da "istemiyorum" diyorum! Ruhlar alemine karışıp yok olayım diyorum. Ne dersiniz?

Saçma sapan insanları etrafıma toplayacağıma olmayayım daha iyi. En güzeli hatta.

Mustafa Ceceli - Neme Lazım dinliyorum da sözlere gel...

Bu gönül sayfası boş senelerdir
Doldurabilirsin,
Ama oyun oynama benle,
Yanabilirsin...

Yanar mı? Vallahi yansın! Yakar mı? Gitsin kimi yakarsa yaksın...

Vesvese...

Boş laf hepsi...

Unutursun.
Gelip geçer.
Yenisini bulursun.
Üzülme.
Ağlama.

Ya çok biliyorsun sen! O vardı benim hayatımda. Bir boşluğu dolduruyordu farketmeden. Kızgınlığım, kırgınlığım o boşluktan korktuğum için.

Beni sen de anlamazsan; kim anlayacak? Bilemiyorum.

Gününü gün edip eğlenmek de bir yere kadar.

25 Temmuz 2010 Pazar

Aşk Ölmez - miş...

Ben inanmıyorum yahu. Aşkın varlığına, güvene, inanca... Yok ki bunlar. Varsa da umudum yok. Değerini bilemem zaten.

Etrafım buzlarla çevrilmiş sanki... Bir sıcaklığa hasret kalmış gibiyim. Öyle yalan, öyle boş ki her şey. Kurtulsam, kurtarsam kendimi rahata ereceğim.

Gecesi ayrı sinirimi bozuyor bu aralar, gündüzü ayrı. Sanırım hepten dağıttım.

Ruhumu teslim edeceğim bu sinir krizlerinden birinde. Öyle saçma şeylere bulaşıyorum ki. Yok bulaşmak değil direk musallat oluyorum ben.

Ardı ardına yaşadığım hayal kırıklıklarına çare bulamadığım gibi milleti hayal kırıklıgına uğratmakta da üzerime tanımıyorum. Önce yaptıklarımın anlamı yok, sonra verdiğim tepkilerin.

Bana ciddi bir meş'kale lazım. Ciddi ama. Hakikaten ya da birinin benim aklımı başımdan alması lazım. Birincisi daha kolay sanırım. İkincisi imkansız.

Sertab Erener'den "aşk ölmez"i dinliyordum da. "aşk ölmez, biz ölürüz" diyor ya. Yaşamıyoruz ki. Tekrar tekrar ölmez bi beden. Tekrar tekrar dirilmez. Umudu yitirdi mi? Geriye dönemez. Bitmiştir. Ölmüştür. Kendisini kandırmaktan öteye geçemez zaten.

Fazla mı?

Bu hırs, bu kızgınlık, bu öfke... Fazla mı? Zararı hep bana mı?

Yetmez mi sanki? "Dur!" deyince bitmez mi?

Geçip giden günler yenilikleri getirmez mi?

Susup otursam, geçsem karşına öylece baksam,

Beni ne kadar kırdığını anlatmaya çalışsam,

Gücüne güç katmaktan öteye geçip,

Beni ben gibi kabul etmez misin ki?

23 Temmuz 2010 Cuma

Şaka Gibi!

Bu nasıl bir adamdır ya? Evlisin, çocuğun var. En önemlisi yaşını başını almış birisin. Ayıp yahu ayıp. Bunca kızla oynaman ayıp. İnsan değilsin!

Nasıl yapar bi erkek bunu? Sana güvenen birilerini nasıl bu şekilde kullanırsın? Nasıl? Zekanın ne derece geliştiği belli. Eli şeyinde gezen bi tip olduğunu nasıl göremiyoruz eyyyy kızlar?

Ah böyle aptallık da bize yakısır değil mi?

Önce güzel güzel mesajlar, sürprizler, hoş sohbetler. Ciddi ciddi flört olayına dahil olduk. Eee sonra? Sonrası durumun vehameti hissedildiginde eger kafamızı kullanamadıysak sonrasını o adama aşık olarak geçirdik. Sebep? Niye? Nasıl? O yaptı işte... O uğraştı. Yazık diyorum sadece yazık.

Düşündüğünüz zamana yazık. Acınıza yazık. Sizin isminizi öyle alelade telaffuz etmiş ki isminize yazık. Senin gibi kaç kızı daha aynı kefeye koyduğunu bir düşünsene? Senin gibi kaç tanesini daha kullandığını sanmış? ya da onları cidden kullanmış?

İnsan mısın? İn-san mısın? Allah belanı versin! Su anda ağladığıma göre sen gerçekten hiç bir şeye değmezsin. Allah belanı versin!

22 Temmuz 2010 Perşembe

Rengarenk !

Bende Renga-rengarenk olmak istiyorum. Benim de hep keyfim yerinde olsun istiyorum. Hep istiyorum. İstiyorum!

Elimde balonlarım olsun istiyorum.
Uçurtmamı geri istiyorum.
Gözlerimi kapatıp "mutluyum" diye bağırmak istiyorum.
Hiç bir şeyden pişman olmamak istiyorum.

Elimi uzattığımda tutacak birini istiyorum.
Gülücükler saçayım herkes faydalansın istiyorum.
Boş hayaller olmadan gerçeklerle yaşamak istiyorum.
Her an huzuru iliklerime kadar hissetmek istiyorum.

İçin içini yesin beni düşünürken sinir krizi geçir istiyorum!
Sen olmadan ne kadar güçlüyüm, seni düşünmediğim zamanlarda ne kadar huzurluyum gör istiyorum.
Sen sevmedin ama sevenler var demek istiyorum.
Sana kızgınım, kırgınım, öfkem geçmedi bil istiyorum.

Hala aklıma geldiğinde "hoooppp!!! hişşşşşşşt!" diye kendimi durdurmak istiyorum.
Tatil çıkmak istiyorum.
Denize girmek bütüüüüün kötü fikirlerimi denize bırakmak istiyorum.
Şişeye koyduğum dileklerin gerçekleşmesini istiyorum.

Umudumun bitmemesini, üzüldüğüm gereksiz şeyleri yok etmek istiyorum.

İstiyorum! İstiyorum!

Şımarıklığımın zirvesi bu! Söyleyeyim dahası var bu isteklerin. Kendimi frenledim bu kadarı yazıldı. Ya dahasını yazsaydım? :D

Ruh Baz...

Bi insan kendine niye Ruh Baz der? Veya olay nedir? Amaç nedir?

Anlatıyorum. Az bekle!

Haftasonu Çınarcık'a gittim. İş için. Sonra azıcık iyiydim galiba. YAni çok değil. Azıcık. :D Neyse Nazlı'nın söylediklerinin yanında ben hiç bir şey yapmadım tabi ki. "5 telefon numarası almadan gelme." emri yerle bir oldu. Neyse konser başladı. Severiz kendisini bilirsiniz. Sertab Erener'in konseriydi. Velhasılı kelam benim işim olan fotoğraf çekme olayı iptal oldu. Bir işgüzar "banner"ları yerle bir etmiş. Niye yapmış dersiniz? "Sertab istememiş." yok öyle bir şey. Kapıştık tabi. Kolumdan tuttu. Kulağıma konser sırasında bağırıyordu.

Konser bitti. Bannerları sinirle toplarken bir taraftan da söylenip duruyorum ben tabi.
- Senin yüzünden bir fotoğraf bile çekemedim. Yazık ettin. Bütün medya kariyerim senin yüzünden bitecek. bıdı bıdı...

Yazık çocuk üzüldü fln. "Gerçekten mi ya?" gibi şaşkınlık cümleleriyle konuşmaya başladık. Bende artık işi dalgaya vurdum.
- Bulurum seni bunun hesabını da sorarım. Olmadı işten ayrılırım bana sen bakarsın.

gibi sacma sapan komik cümlelerle konuştum. Akşam Facebook'tan ekleştik. Ben mesaj attım ve.

-yanlıs kişi mi ekledim ben?

Saatler sonrası gelen cevap :
- elini tutan, konuşurken dudağı kulağına değen adamı ekledin. Dogru mu?

Benim odunca cevabım :
- Hoyt! o ne be? Öyle bişey mi oldu?

Cevap :
- bu neyin kafası?

hahahaha. Allah'ım bu ne şans! Nasıl bi odunum ben. :D Neyse zaten çok kibar biri olduğum söylenemezdi.

Bu arada arkadaşa söylenen lakap Ruh Baz. Ve bir sözü var ki aklımı fena karıştırdı.

OYNARIM RUHLARLA CANLARINI YAKMADAN!

Canımı yakar mı? Yakmaz mı? Henüz bilmiyorum. Ama bu söz çok ilgimi çekti kabulum...

13 Temmuz 2010 Salı

Sıradakii!

Öyle bir şey olsun. Bir formatla herşey silinsin. Saçma sapan herşeyi unutmuş olayım. Hatta yaşamamış...

Ne istediğini bilen insanlar olsun çevremde artık. Öyle şuursuz şuursuz bi öyle bi böyle davrananlardan gına gelmiş durumda.

Öyle tez canlıyım ki herşey bi anda olsun bitsin istiyorum.

Levent Erim bana kızıp duruyor. Genelleme yaptıgımı dusunuyor. Yapıyorum, yaparım. Çünkü kendimi ona göre frenliyorum ben. "hepsi öyledir, hepsi böyledir". "aaa bak bu da bunu yapmadan durmalıyım." demek oluyor bir taraftan.

Tamam tamam sustum. Ama içimden "sıradakiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!" diye bağırmak geliyor. :D

Yine...

Yine aklımı karıştırdı. Yine.

Bir mesaj, bir telefon, bir karşılaşma beni nasıl böyle mahvedebilir? Anlamıyorum ki...

Tamam acayip bi etkilenme bu. Benim taşımam bile zor. Başıma gelmeyen bir şeydi. O da kabul. Ama bi sorun var. Ben ben biri için böyle allak bullak olmazdım ki... Olmadım şu ana kadar.

Bilen bilir. Ölüp bittiğim adamın karşısına geçip elimi belime koyup "sana gıcık oluyorum!" demişliğim var. Yani bu adam için ölüp bitme yok. Ama tuhaf bişi. Görünce titremeye başlıyorum. Acayip bir gülümseme yüzüme gelip yerleşiyor. Sonra "bi kendine gel!" diyerek toparlanıyorum. Yine o alaycı halime bürünüyorum. Aklım sıra laf sokuyorum. Onun söylediği her sözün altında yatan gerçeği görmüyormuşum gibi, safmışım gibi.

Akıllanmak için geç kaldım sanırım. Yardım istiyorum. İstediğim sadece yardım. Engeller olsun. Dağ gibi büyüsün. Karşıma çıkmasın. Hatta ben bu ülkeden gideyim. Nasıl fikir?

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Sen Varsın...

Sen olsaydın. Dursaydın. Dağılan saçlarımı çekip baksaydın gözlerime. Duymak istediklerim dökülseydi dilinden. Gülseydim en derinden. Yine tutsaydım elini. Sahil boyu yürüseydik.

O anın da değerini bilseydik, birbirimizin değerini bildiğimiz gibi.

Acıma acısı gibi bakabilen bi sen olsaydın. Bi sen bilseydin içimi. Bi sen bilseydin beni. Fazlasına hiç gerek var mı?

Yanımda yokken arasam, hemen gelsen. Kapıyı açtığımda yüzüme kokun vursa. Boynuna sarıldığımda sen dışında hiç bir şey olmasa. Sen olsan her şey. Sen olsan her yüz. Sen olsan tüm Dünya. Sen doldursan o boşluğu.

Sabah uyandığımda "sen varsın" diyeyim. Gözümü kapatırken "sana uyanacağım.".

O filmi senin dizinde izleyeyim. Ağladığımda "Ben burdayım" de sen. Yarına dair söz verme. Ama bugünüm ol. Bugün sen ol.

Unuttuğum her şeyi sen hatırlat bana. Şu ana kadar yapmadıklarımı beraber yapalım. Adalar'a gidelim mesela. Tut elimden Roma'ya gidelim. Hıçkırıklarım kahkahalara dönsün. Tekneyle açılalım. Farkettim de sanırım isteğim bu şehirden uzaklaşmak. Ama bi fark var. Senle. Sen olmadan olmaz.

İçimi açtım sana. Anlattım tek tek. Yine baktın öyle. Hiç bir şey demedin. Belki de diyemedin ya. Neyse... Sadece baktın. Bu sefer "bana". Önceki gibi değil. İşte o zaman yine aklıma gelsin "sen varsın."

Hiç olmayan kahramanım ol. Hiç duyulmayan sözler söyle. Hiç karşıma çıkmayan o adam ol. Hiç ağlamayan bi kız olayım. İşte o an söylemesem de sen anla.

"Sen varsın."

Ps : Yok böyle bir Dünya... Yazdım ama inanmasanız daha iyi. Beni bile kandıracaktı bu yazı. Yalan yalan bu.

İstemiyorum.

Kimseyi. Evet ne dediğimin farkındayım. Kimse ama kimse aradığım O değil. İstemiyorum.

Kim olsa yanımda daha derinden hissediyorum o boşluğu. Hayal kırıklığının daniskası. Yokluğunun kanıtı. Düşüncelerime vuramadığım gem.

Sanırım paranoyak oluyorum. Ya da şizofren. Olabilir. İnsanlık hali. Duymasınlar aman.

Sakladığım her şey çıkar bir gün ortaya diye korkuyorum. Çıkmasınlar. Gömülsünler. Yok olsunlar.

"Yaramazlık" değildi yaptıklarım. Hata hata üstüne. Korkusuzca duruyorum hala. Bana bişey olmaz. Ama onlara??? Of düşüncesi bile korkunç.

Beni kimse istemez kısmına girmiyorum. Dikkat ederseniz. Nasıl bir canlı cenaze olduğumu farkedenler çoktan ülke sınırlarını aştı.

Ne ben doğru kişi olurum biri için. Ne de biri benim için... Yazık.

Demek ki sevmek ve sevilmek için yaratılmamışım. Demek ki günlerim gelip sadece geçmeli. Kimseye acı vermemeliyim. Hayatına dahil olup akıl bulandırmamalıyım. Yazık. Boşuna gelmişim dünyaya.

İstemiyorum benim yüzümden biri üzülsün. Birileri üzülsün. İstemiyorum artık sevilmeyi filan. Kandırıp duruyorum kendimi. Ben sevemiyorum kimseyi. Hata bu! Eksiklik bu! Bi anlasalar...

Bi istediklerini değil de beni anlasalar....

Yokluğa...

Olmayan şeyler var. Olmasını isteyip de olduramadığım. Olmasına asla izin verilmeyen. Yanlışlarla doldurulan.

Gelsen ya bir gün. Çıksan ya karşıma. Görsen ya beni. Olduğum gibi.

Kötüysem kötülüğümü. Umudumu, ruhumu...

Yudum yudum verilse sevgiler.

Bi anda hepsi de tüketilmeseler,

Yokluğa karşı gelse içimdeki o ümitler,

Beni de alsan ya yanına,

Olmayan yarınlara...


Yok işte olmaz. Çıkmaz karşına. Sen istersin. O gelmez. Sen istersin. O olmaz. Sen beklersin. O farkına bile varmaz.

Acıtırlar içini. Acıtırlar canını. Acır, yanar, kanarsın. O farketmez. O görmez hiç birini. Görse de anlamaz O.

Onun için var olmadın nasılsa. Onsuz da yasarsın. Onsuz da yol alırsın. Öyle düşünür O.

Yarın var mıdır? Umut var mıdır? Benim için de, senin için de hala hayat var mıdır?

Ruhum Kötü...




Bi eksiklik var. Bi yarım kalmışlık... Bir tuhaflık var. Bir hissizlik...

İçimde bir şeyler yok. Bakıyorum. Soruyorum. I-ıh. Yok.

Hiç bir şeyden zevk almaz mı insan? Hiç bir şeyle mutlu olmaz mı? Hep anlık mı olur böyle şeyler?

Sanki bilmedigim bir parçamda sorun var. Benlik olgusundan koparıp ayırmış, boşluğa sürüklemiş.

Ne verilse doymayan bir boşluk.

Ne söylesem kar etmeyen bir açlık.

Ne duysa mutlu olmayan bir ruh.

Duymak istediklerim değil söylenenler. Beni benden alıp götürenler. Beni istediği hale getirebileceğini düşünenler. Hiç biri değil. Hiç biri ben değil. Hiç biri anlamaz.

Ruhum hasta benim. Ruhum delik deşik. Ruhum yamalar içinde. Ruhumda hasar. Bende değil. Hiç kimse bilmez ya, anlamaz ya olanları. Gizlidir hep orda. Hepsi ama hepsi ruhumda...