14 Ağustos 2012 Salı

Seviyorum!






Birini nasıl seversiniz siz? Herşey muntazam, dört dörtlük olduğunda mı?

Birinin gözlerinin içine baktığınızda içinizden boynuna atlamak gelir mi? Öpücüklerinize kahkahaların da karışmasını ister misiniz siz? Gamzelerine dokunup, durup durup öpmeyi diler misiniz?

Seviyorsam, dokunuyorsam, benimse, bana aitse gerisi mühim değil sanki. Dizimin dibinde öylece yatabiliyorsa, ona dokunduğumda bakıp gülümsüyorsa, ondan bir dakika bile ayrı kalmama izin vermiyorsa sevmek hakkım değil mi?

Seviyorum, merkez. Belki bilirsin böyle olması gerektiğini. Gelen, gideni aratmaz da gidenin yerini çiçek bahçesine çevirir ya tam öyle. Gelen öyle bir gelir ki siler geçmişi, düzeltir seni, kaldırır ayağa. Bi güzel sever, kendine getirir. İçin içine sığmaz. Dolar taşarsın sanki. Hani 5 dk ofise uğramaları da güzel, alıp seni spor salonunda tam karşısında oturtması da. Yanindan geçenler umurunda değil, gördüğünü seviyorsun ya asıl güzel olanı bu bence.

Ve bi Aslan'ı sevmenin zorluğu, kimse bilmez tabi.