31 Aralık 2009 Perşembe

Sevelim, Sevilelim... :)

Eeuheueh süper ya... Senenin son günü olduğu için değil. Şirketteki ortam yüzünden. Yoksa son günmüş değilmiş çok da dert değil benim için. Yani diğer günlerden çok bir farkı yok. Maç olsa bugun benim için daha önemli olabilirdi yani sen anla!

Dün şirketin göbeğinde duran Sanalika "Çocuğu"nu süsledik. Acayip bişi oldu. Çam ağacı vardı ama onun yerine bunu süsleyen -benim başımı da dertten derde sokan- sevgili Volkan'ı tebrik ediyorum. :)

Sanalika "Çocuğu" neye benzer?Yalnız bu resimde eksiklikler var. Sonra da Ozan gibi bir fazlalık var. Çok şeker çıkmışlar yahu. :)
Hediyelerin geri kalanı da bugün eklendi. Onları da yükleyeceğim. Don't worry, be happy :)

NOT : Gani Müjde'yle tweetleştim mutluyum. Tamam mı? :)
NOT (bi daha) : Yeni yıl dileğim benim aşktı ama herkes öyle ottan bottan şeyler diledi ki utandım söyleyemedim.
NOT (bi bidaha) : Dün birine evlenme teklifi ettim. Beklemedeyim. :P




Dün akşam ben şirketteki içki ortamında sadece 2 tekila, yarım bardak da kokteyl içtim. Yani bişi olmadı.




Şirketin Clark Kent'i (yukarıda resimde sigarayı yakmaya çalışan vatandaş kendisi) benle sarhoş diye dalge geçip durdu. Bugün şirkete bir gelişi var yürüyemiyor... Hahahahah...

Bende dalga geçince

" Bak kızım dün ne içtiysem aynısından sana içiririm bugun. Görürsün yarın!!" dediği anda;

" Hakan noluyor? Nuri Alço musun len sen? Kıza gizli gizli içiyorsun?" sorusuyla Onur ortamı yıktı geçti.

Nasıl bi şirkettir bu değil mi? Üstüne üstlük ben dün erken kaçtım diye azar işittim yahu. Eğlence yarım bırakılıp gidilmez. Neyse 2010'un 31 Aralık'ına kısmetse.. :)

30 Aralık 2009 Çarşamba

Happy Hour...

Vay anasını sayın seyirciler...

Şirkette yapılan "happy hour" pek bir hoş. Pek neşeli yahu...

Yılbaşı çekilişi sonucu kimin bana ne aldığı sorusu dışında herkesi çözmüş durumdayım. Ay ay ay! Hani benim hediyem? Kim almış? Ne almış?

Neyse neyse... Keyifler iyi... Yarın akşam bir sürü yere davet edildim ama izin alabilir miyim evden? Bilmiyorum. Bol keyifli, bol eğlenceli yeni bir yıl dilerim... Pek muhterem efendiler sözlerime burada şimdilik! son verirken; öpücükleri demet demet sizlere gönderirim. ( bu cümle olmadı sanki :S )

NOT : Yeni yılda Bepanthen denen kremi piyasadan kaldırmalarını, aldığım ilacların dudaklarımı ve cildimi kurutmamasını diliyorum.

Veeeeee ve başka dileklerim de var ama onları sonra sıralarım... :)

Everbody Knows...

John Legend - Everbody Knows'la başladık güne... Haydi rast gele...

One more try...

Bu adamın sesiyle acayip bişi oluyor sanki. Çok garip eskileri hatırlayıp kendi hatalarıma gülümseyebiliyorum. Hatta bazen onun sarkılarına eslik ederken aglayabiliyorum.. Çok yetenekliyim. Ama onun sesiyle ağladığım zaman yanlış hatırlamıyorsam geçen yıl şubat-mart civarıydı. O çocuk bana John'un albümünü verdiğinde...

"Nefret aşkın bir adım gerisindedir" diye okumuştum bi yerde çok önceden. Çocuğa aşık olmadım ama ondan bi anda nefret edebildim. Nasıl yaptım? Bilmiyorum.

Hani bişey vardır sizi içten çökertir. Nedenini bir türlü anlamanıza izin vermez. Sebepsiz yere mutsuz olursunuz. Yaşlıdır ruhunuz. Şu an aynen öyle...

Kapat gözlerini,
Sustur herşeyi
Bul bir bir sebepleri
Anlatır belki
Sonuçlar seni...

Sevgilerrrrrrrrrrrrrrrrrr, Merve.. :)

29 Aralık 2009 Salı

Kaderim...

Az gittim, uz gittim, eğri gittim düz gittim
Yar sen sen diye bittim,
Uçurum gözlerinde, açık saçık sözlerinde
İhanet yüzlerinde yittim
Kaderim kastın mı var, ya sen gel yada beni aldır
Yeminin ahtın mı var, hasretten yüreğim hardır
"Ya bu ateşi söndür ya beni öldür
Ya da bu kalbimi bu bedenden sür..."

Bu sözler şu an beynimde çınlamakta. Neden? Niye? Sormuyorum saldım zaten... İçip içip sızan biri olmayınca da bu sorular hep bi yankı halinde beynimde. Çıkmak istemiyor. Çıkmıyor. Yalan yere güler yüzlü davranmakta pek koyuyor insana. "Senin düşündüğün gibi değilim" diyemiyorsun. Üzülüp üzülüp " olmadı bana birşey. Acımadı ki" diyebiliyorsun.

Saçmalığın daniskası ne biliyor musun? Sadece etrafındakileri değil de kendini aldatıyorsun. Gözünün önünde olan herşeyi yok sayabiliyorsun. Acıdı işte canın. İçinde bir parça yine yerle yeksan. Bu kısır döngüde senin sözün, senin aldatmacan. Üzül üzülebildiğin kadar. Ama nedense tek başına! Birinin yanında olursa, "güçsüzsün" damgası yiyebilirsin. En azından ben öyle sanıyorum.

O kadar uzun zaman oldu ki gerçekten istediğim için ağlamayalı. Bütün kırıklıklarıma, kırgınlıklarıma, hayatıma, kararlarıma, kayıplarıma, bana, benliğime, kendime ağlamayalı o kadar çok zaman oldu.

Başım Ağrıyor!

Feci bir baş ağrısıyla savaşıyorum. Mümkünse bir daha dün geceki vukuatımı tekrarlamayacağım. Hatta ve hatta bir daha olmaması için ne gerekliyse yapacağım. Ama bu kadarı bana bile fazla?!

Dün akşam saçmaladım da. Hem de az buz değil. Bayağı bir saçmaladım. İlginç olanı pişman değilim. Hatta birine sarılma ihtiyacımı bile karşıladım diyebilirim. Canım istedi sarıldım birine. O da sarıldı.

Durun yahu! Bir şey yok. Bi arkadaşıma sarıldım. Omzunda ağlamışım. Mutsuz olduğumu söylemişim. Gitmek istediğimi... Nereye gitmek istediğimi de anlatmışım sanırım. Rahatladım akşam akşam. Mutlu mesut yattım, uyudum.

Uyandığımda bir baş ağrısı. Ama korkunç. Canım acıyo yaa... Beynimin içine bıçaklar saplanıyor sanki!

Bu kadar zor olmasa herşey. Zorlamasa beni. Daha basit olsa çözümler...

Soruyorum işte "Hayaaaaaaaaaaaaaaaat beni neden yoruyorsuuuuuuuuuuuuuun???"...

28 Aralık 2009 Pazartesi

Aşk Bizi Niye Bulmuyor Ya ???

Aşk deyip duruyor herkes. Tamam ben de dedim. Ama sorun bi "niye?" dedim. Herkes aşık oluyor, karşılık da alıyor. Biz niye alamıyoruz?

Eksik miyiz? Yarım mıyız? Garip miyiz?

Nedir eksiğimiz anlamadım ki... Sevmeyi sevilmeyi haketmemek için yaptığımız bir hata mı var? Bi eşeklik yaptık da farketmedik mi?

Har vurup harman savurduk da o yüzden mi çıkmaz oldu karşımıza? Nedendir yahu?

İçimizden geldiği gibi davranmak yerine daha içten pazarlıklı mı olsak? Daha planlı programlı? Avcı taktiği izleyen kızlar gibi mi olsak acaba? Yani şöyle bir bakınca bizden daha mutlular gibi geliyor bana...

Biz dediğime bakmayın kendimden bahsediyorum. Yani nedir? Niyedir? Bi bilen varsa bi akıl lütfen...

Masal...

Hala masallara inandığımı farkettim de...

Kocaman kazık kadar kız oldum. Hala mutlu sonların olabileceği, bizim kerevete çıkabileceğimiz masallara inanıyorum.

Durup durup aklıma gelmesine izin veriyorum. Aklıma gelince gitmek bilmiyor. Üzgünüm diyorum. Üzgünüm herşey için.

Canımı yakmana izin verdiğim için.
Seni düşünüp yaralandığım için.
Senle ilgili bi gelecek düşlediğim için.
Sahte sevinçlerle kendimi oyaladığım için.
Sana inat edemediğim için.
Herkese söken keçiliğim sana sökmediği için.
Sana bakarken tebessüm etmeden duramadığım için.
Yarınlarımda hep sana dair bi umut taşıdığım için.
Her an her dakika senle konuşmaya devam etmek istediğim için.
Uzun süre senle konuşmadan duramadığım için.
Beni farketmediğin için.
Seni sevdiğimi gerçekten anlamadığın için.
İçimden boynuna atlamak geldiği halde başımı çevirdiğim için.
Kendime kızdığım halde seni azarlamaya kalktığım için.
Sana dair herşeyi öğrenmem gerektiğini düşündüğüm için.
Seni çokça zorladığım için.
Ve sensiz yaşamak istemediğim için...

Herşey için özür dilerim. Hepsi için.

Hayatımda ilk defa aşık olup bu kadar acı çekmeme neden olan bu insana hala aşık olduğum için de özür dilerim. Laf kalabalığı yaptığım ve sorgusuz sualsiz, aptalca, bencilce, herşeyi yazma isteğiyle dolu olduğum için özür dilerim.

Masalımızın sonu burası! Henüz çıkacak bir kerevet de, düşecek 3 elmayı da bulamadım. Bulduğum elmaların yarısı çürük diğer yarısı da kurtlu... Sağlamını bulan varsa tecrübelerinden yararlanmak isterim.

R. R. E. E. I. :D


Evvet kısaltmaların uzun hali... :

Ricky Rubio'yu Evlat Edinmek İstiyorum. :)

Dün geceki Real- Barça maçından sonra söylediğim bi sözdü. Kısaltması da süper. :D

Hani şöyle afacan çocuklar vardır ya... Saçlarını karıştırmak istersin, bıcır bıcır konuşmaya müsait. Aynen öyle bi görüntüsü var çocuğun. :D

Karıştır saçlarını, sarıl öp. Bende o hisleri uyandırıyor bu çocuk. :D

Evlat edinmek istiyorum onu. Böyle gözümün önünden ayırmayayım. Kimse yaklaşmasın. Bir de tanıdık bi havası var ama çözemedim şu an. Hatta uzunca zamandır çözemiyorum.

Neyse İspanyol bi sevgili bulayım ben... :D

Ricky'nin blogundan alıntı son söz... :

"Thank you from the bottom of my heart."

NOT : Ayyyyyyyyyy çok tatlı bişi buuuuuuuuuuuuuu! :D

25 Aralık 2009 Cuma

da da da da, da da da da da da da, da da da da da, da da.. :)

Pleaseeeeeeeeeee Don't Leavvvvvvvvvvve Meeeeeeeeeeeeeeee !!!

Bunu diyeceğim bir kişi bile yok yahu. He ama biliyorum ben süper insanlar buldum şu ana kadar. Kesin yenisi de eskilerin önüne geçer iyilik konusunda.

Evet evet. Müthiş yeteneklerimi artık bu konuda da kullanacağım. Haha doğru enerjiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii..... :)

Gelsin biri gitsin biri silicem gelmişi geçmişi... Haha ortaya karışık bir ruh hali... Evvet doğru.

Acısıyla tatlısıyla bu böyle. Benim hayatım işte. Bi inişte bi çıkışta, bi neşede bi hüzünde, bi güzellikte - ki olmadı sanırım öyle bişey- bi çirkinlikte...

Bu böyle işte.. Bi dikiş tutturamadık işte... Bi aynı olmuyo bi iş de.... :)

Sinir !

Hani şu "abi" vardı ya.. Hani çok iyi çok komik dediğim. Konuşmuyorum. Küstüm. Bitti...

Evet ona da küstüm. İlgilenmiyorum. Devam etsin o!

Çok saçma bi nedenden küstüm biliyorum ama öyle istedi.

Düzeltmeeeeeeeeeee : Küsmemişiz. Kendisi megalomanlığın tavan yapmış hali olduğundan havalara girmiş "azıcık".

Tamam tamam. Siz erkeklerin bu havalara girme huyunuzdan nefret ettim bi kez daha. Üstüne üstlük "Türk kızlarının egosu yüksek" yalanına da kendiniz söyleyip kendiniz inanıyorsunuz. Egosu yüksek mahlukatlar sizlersiniz canım. Hem de öyle böyle değilllllllllllll !!!

Hem "Türk kızları havalı" oluyor da erkekleri "megaloman" olmuyor mu? En alası oluyor... Bu kızları havaya sokan siz değil misiniz? Aylarca peşlerinden koşturup bi gece için yalvaran? Eeeeeeeee bu kızlar nasıl havalı olacak arkadaşım? Sen yapıyorsun.

He bir de "Bu Türk kızlarının bi tarafını kaldıran siz değil misiniz?" diye sorduğumda " Ben kimsenin bi tarafını kaldırmadım!" diyen yaratıklar var. O konuya girmiyorum...

Etiket...

Şu tshirtlerin, gömleklerin, elbiselerin, cartın, curtun etiketi olmasa hayat bayram olacak ama nerdeeeee???

Vallahi katil ederler insanı! Kaşınıp duruyorum. Hadi bi tane diktiniz arkadaşım sol yanındaki o bi tomar etiket de neyin nesi?

Yok yahu katil ederler insanı. Evet asabım bozuk! Evet sinirliyim sabah sabah! Nolmuşş??? :@

24 Aralık 2009 Perşembe

Ohhh Shit!

Evvet bugun berbattı. Felaketti. Bok gibiydi.

Yataktan çıkmak istemedim. Mutsuzum. Keyifsizim. Mecburen işe geldim. Ama iş yok. Var da yok. Sıkıcı...

Poffffffffffffff diyorum. Ayyyyyyyyyyy diyorum. Heeeeeeeeey diyorum. Yok!

Sonunda şunu anladım. Kendi kendimi boşuna yiyorum. Bi an şüpheye düşecekken toparlandım. Ne oluyor yahu?

Abilerim sizlerle konuşuyorum. Çünkü çok komiksiniz. Çok eğlencelisiniz. Gülmekten konuşamıyorum sizinle konuşurken. He ama bu durum yüzünden de "hımmmmmm... nerden cıktı bu?" gibi sorular sormuyorum sanmayın. Hatta arkadaslarımdan biri benim durumuma şu şekilde yorum yaptı.

"xxxx: ben olsam evli olmasa yasina ragmen asik olurdum bu kadar ilgi fazla yani xD"

Evvet aslında bende normalde o potansiyele sahip bir insan evladıyım da bu adamların geyiklerine alıştığım için olması mümkün değil.

NOT : "Boşandım, geldim." diyorsa heeeeeeeeeeee o zaman bi durup düşünelim. :P


Ama süper insanlar ya ciddiyim. Her türlü muhabbet etmekten keyif alıyorsunuz. Beklemediğiniz cevaplar, sorular, hitaplar... Süper...

Hımm bi düşünelim aşık olma olayını... Düşündüm, taşındım evvet. Kararım şu :

BU YARATIKLAR ADAM OLMAZ!!! YORMAYIN GÜZELİM KENDİNİZİ! EVLENDİ, BANA BAĞLI DEMEYİN! NE NANELER YEDİKLERİNDEN HABERİNİZ YOOOOOOOOK! BENİM DE YOKTU SAĞOLSUNLAR DETAYLI DETAYLI NEYİ, NASIL YAPTIKLARINI AÇIKLADILAR... :)

Bela2...

Dün akşam gittiğimiz bir etkinlikte çok çok çok tuhaf bi olay daha oldu. Ay yine bi yabancı!

Evet gidip bi turist bulayım ben Sultanahmet'ten evleneyim. Oh sende kurtul bende! Bu ne yaa...

Tamam Türk'ler benim gibi kızlara alışık ondan bakmıyorlar. İyi deee bu adamların ilgisini çekecek de bir özelliğim bir farklılığım yok. Hani oturduğum yerden kalktığım yok. Hatta bazen öyle oluyor ki çok sıkıldığım için yanımdakiler dışında bir şeyle ilgilendiğim yok.

Bırakın onun bana göz kırpmasını, el sallamasını ıyhhhhhhhh diyorum sadece...

Tamam birini atlatamadan 2.si çıktı. Yuhhhhhhhhhh bana....

He bir de aklıma gelmişken şu durum var ki sanırım kaşar filan gibi görünüyorum. Yani bu ara etrafımda benle ilgilenen insanlar abuk subuk kişiler. Saçmalıkkkkkkkk....

Acısız Aşk Olur mu?

Aşk diyorlar ya hani. Bunun acı vermeyeni hep mutlu edeni yok mu? Varsa bize niye yok?

"Haketmiyorsun!" desin biri ben de "Herkes hakettiği için mi sahip aşka?" diye sorayım. Cevap versin biri.

Ay ayyyyyyyyy yine saçmalamaya başladım. Tamam kesiyorum. Kestim!!!

23 Aralık 2009 Çarşamba

Bi Kız Vardı...

Manga ve İz Bırakanlar Unutulmaz...

Ben deliyim ya. Cidden bi mail geldi diye sevindirik oldum. Sonra başka birine mail attım. Deliyim evet evet evet...

Şundan 4-5 ay öncesine kadar nasıl biriydim diye bi düşündüm de daha umutluydum herşeyden. Verdiğim karşılıkları alacağımdan... He şimdiyse ne düşünüyorum bilmiyorum.

Yüzümde sivilceler çıktı ağlamaya başlamak için geç kaldım ama tam 1 buçuk aydır yüzümdeler. Berbat durumda. Eskiden makyaj yapmadığımda ne kadar mutluydum simdiyse saçlarımla kapatıyorum yüzümü. Ah bir de unutmadan bu sıra saçlarımı çok beğeniyorlardı. Saçım da da kepekler olmaya başladı. Hayırlı uğurlu olsun...

Yazık yazık yazık...

Kimse benim herhangi bir şeyimi beğenmesin rica ediyorum ya. Ellerim dediler, yara bere içinde kaldı, yüzüm dediler sivilce doldu, saçım dediler ahanda şimdi kepek oldu. Yuh ya ne göz var kardeşim sizde !!! Çirkinim yahu bunu kabul edin dönün gidin lütfen...

22 Aralık 2009 Salı

Hastayım Sanırım, Yani...

Evet bütün gece lavabo ve yatak arasında mekik dokudum. Hayır evde yan gelip yatmıyorum. İşteyim çalışmaya çalışıyorum.

Gözlerimin etrafı mosmordu, yüzüm bembeyazdı. Bi de sabah sabah makyaj yaptım. Offff kapanıyor gözlerim tutamıyorum.

Öğlende ne yediysem o akşam bişey de yemedim midemi bulandıracak. Uykumu kaçıracak.

Heh bir de dünden beri şunu anlamış bulunuyorum. Kendi yaşıtlarım veya benden 1-2 yaş büyük erkeklere hitap etmiyorum. Yok yok ciddiyim.

Bu ara konuştuğum her "abi" benim ne kadar hoş olduğumdan bahsediyor. Ve standart laf " tanımıyor olsam asılırdım" höh yani...

"Asılmış kadar oldunuz efendim." diyemiyor insan tabi. Hele içlerinde bir tanesi var. Güldürüp duruyor beni.

Dün gece çok fenaydım işte. Facebook'ta status bildirdim. "Uyumak istiyorum ama uyuyamıyorum. :(" diye. Arkasından yastığa başımı koydum ama telefon çalıyor. Açtım.

"Eee eee eeee ee dandini dandini dastana" diye ninni söylüyor bu komik insan. Öyle kahkahalar attım ki direk " Sus kız! Evdekileri uyandıracaksın. Sonra konuşuruz. Hadi iyi geceler." diye sıraladı. Bende anca " tamam iyi geceler." diye kıkırdayabildim.

Sonra Facebook'tan mesajlaştık. Niye telefondan mesajlaşmadık bilemiyorum tabi. :D

Hayır o değil de benim kadar başka biriyle uğraşıyorsa hanımı bunu bir temiz dövmeli. :D

O'nun söylediği sözü yazayım da tam olsun.

" Erkek milleti yapaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaarrrr..."

Yapın yapın aferin size...

21 Aralık 2009 Pazartesi

Cumartesi...

Cumartesiler hep bi aksiyon dolu oluyor yahu...

Geçen hafta Swiss Otel macerası, bu hafta Twitter'ı birbirine katmış olmam. Sakin olamıyoruz. :)

Cumartesi günü 2. işim olan danışmanlık için Büyükçekmece denen nerdeyse "pasaport" isteneceğini düşündüğüm taaaaaaaaa annesinin nikahındaki yere gittim. Ordan 3buçukta çıktığım halde maça zar zor ilk yarı sonuna doğru yetişebildim.

Neyse maç bitti. Ne mi oldu? Tabiki yendik. Arkadaşlar aradılar Kanyon'a yol aldım. Eve gidecekken... Donduk ama resmen donduk. Dışarıda oturduk sigara içen kendini bilmez, sivri zeka arkadaşlarım sayesinde. Eh tabi eve bi gittim ısınamıyorum. Kaç kat hırka giydiysem yok.

Sonra tabi sürekli twitter kontrolündeyim ya. Millete laf yetiştirip durdum. Çooooooook komikti ya... :D

Önümüzdeki cumartesi de hareketli geçeceğe benzer...

Dilek Keki...


çıptım çırptım karıştırdım
kendimi onla yarıştırdım
kimse kimseye benzemez
kendimi kekle yatıştırdım
oturdum ellerimle
sana kek yaptım...

Evvet kek yaptım. Eh güzel de oldu...

Keşke O'na da yapabilseydim. Ama yapmam. Sevgilisi yapsın ya banane...

Meyve Kurulu Kek :P

3 yumurta
2 bardak toz şeker
1 bardak yoğurt
1 bardak sıvıyağ
2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
3,5 veya 4 bardak un.
Yarım limonun suyu ve 1 portakalın kabuğu :)

Yapılışı :

Yumurta şeker çokça çırpılır. Sonra yoğurt, yağ eklenir, tekrar çırpılır. Sonra un, kabartma tozu, vanilya elenir. ve cırpılmaya devam edilir. Sonra meyve kuruları, limon suyu, portakal kabugu eklenir. Kaşıkla karıştırılıp kalıba dökülür. Ben 200 Derece'de pişiriyorum. Ama siz nasıl isterseniz öyle yapın. Fırını ısıtın yeter. :) Ah bi de unutmadan bu benim kek kalıbım için ölçü karıştırmayalım. :)

18 Aralık 2009 Cuma

Merak Ediyorum..

"Yıllar geçtikçe sıradan mı olacaksın?
Yoksa yenilmeyip zamana
Sevdiğim gibi mi kalacaksın?"

Candan Erçetin - Merak Ediyorum

Valla sizde merak ediyor musunuz? O aşık olduğunuz kişinin yıllar sonra değiştiğini? Buruştuğunu :) Kilo aldığını? Zayıfladığını?

Ağırbaşlı, sakin, sessiz bi insan olduğunu? Çocukları, torunları olduğunu? Saçlarının beyazladığını ya da kel olduğunu? :)

Güzel olur sanki. Onu o haliyle görmek. Tabi onunla yaşlanmak varken sonradan karşılaşmak çok koyar insana diye düşünüyorum. Eski halini anar durursunuz bi zaman. Sonra alışırsınız ama o hali size yetmez.

Eskisi gibi olsun istersiniz. Gülsün yine gözleri, sıcacık olsun. Size bakarken içi titresin. Sessizliği sevmesin.

Yok benim biriyle yaşlanma hayalim fln. Neden mi? Ben evde kalacağım. Ciddiyim. Kimse beni beğenmeyecek, kukumav kuşu gibi tek başıma yaşlanıp; tek başıma öleceğim. İşte sizlerde şahitsiniz.

Kimse de hayatıma girmeyecek 1 yıl boyunca. Bu kadar! Bitti!!!

Not : Yanlış oldu. 1 yılda yaşlanamam o kadar. 30 yıl boyunca diyeyim ben :P

Cuma...

Cuma günü sevinçle karşılanır. Ama şu an ona bile halim yok. Yorgunum sanki, içten içe yaşlanmışım. Göçmüşüm, tüm herşeyi gömmüşüm belki ama hala varlıklarını hissediyorum. Sevmediklerim sevdiklerimin önüne geçmiş. Deli gibi düşünceler beynime akın etmiş. Ağlamamak için zorluyorum kendimi. Hayır ağlasam sebebi belli değil ki...

Sizde de aynı mı? Düşünceleriniz, fikirleriniz sizi yoruyor mu? Kendinize yalan söylemeyi düşünmemek için başka yollar secmeyi denediğiniz oluyor mu?

Uykuluymuşsunuz gibi gösterip aslında olmayan şeyler için yas tuttuğunuz oluyor mu? İçin için, gizli gizli ağlayıp herkese gülücükler dağıttığınız oldu mu? Oluyor mu?

Genç olmadığınızı farkettiğiniz? Aslında 50 yaşındaki biri gibi fikirleriniz olduğunu anladığınız?

Hahahaha evet cuma cuma sıyırdım balataları... Sıyırmayanımız kaldı mı ki? :D

Olsun..

İstediğimiz her güzel şey olsun. Haha yine polyannacılık günleri değil mi? Evet aynen öyle...

Gözlerim artık kör gibi. Görmek istemiyor kendiliğinden belki. Gün geçip giderken arkasından seyrediyoruz diye düşünüyorum. Ne yapıyoruz ki kendimiz için? Olsun varsın olsun yaşıyoruz işte. Avutmayalım kendimizi. Yaşadığımız bi an bile yok kendimiz için.

Bir şeyleri yapmış olmak için uğraşıyoruz. Eee yaptık sonuç ne? Hüsran değil mi? Eh değilse şanslısınız demektir...

Umut? Bazen var bazen yok...

Dün akşam maça gittiğime gideceğime bin pişman oldum. Rezil, kepaze bi oyun. Eskiden deli gibi hayranı olduğum 2 tane oyuncu vardı. Biri Harun Erdenay ki hala çok severim. Bir diğeri Kerem Tunçeri. 2. seçeneği dün geceden itibaren tekrar gözden geçirmeye karar verdim.

Yenilmekte var yenmekte olsun demek gelmiyor içinden. Olsun ama yenelim. Olsun eve rahat gidelim. Olsun artık bişeyler olsun...

Not : Hanım kız olamadım maalesef...

17 Aralık 2009 Perşembe

İsterdim.

Şu anda acayip mutlu olmak isterdim. Sevdigim insanlarla kahkahalar atmak isterdim. Güzel günlerin geleceğini düşünüp kendimi avutmak yerine; o günlerin varlığına inanmak isterdim.

Umudum olduğunu herkese duyurmak, istediğim herşeyi yapmamak için tek engel ben olduğumu söylemek isterdim.


Bu akşam yine maça gidiyorum. Evet gitmeyeceğimi söyledim ama vazgeçtim. İkna kabiliyeti çok yüksek insanlar tanıyorum. Ve ya dayak yemek zorunda olacaktım ya da maça gidecektim. ( ki çaktırmayalım maça gitmeyi acayip istiyordum.)

He ama arkada oturup sakin sessiz maç izleyeceğime söz veriyorum. Öyle ayakta hanım kızların işi gücü olmaz. Cıx cıx cıx...

Pink'ten gelsin ozaman "Pleaseeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee don't leave meeeeeeeee"... Evet öpücükler de sunuldu... :D

16 Aralık 2009 Çarşamba

Unut!

Unutmak gerek olanları, konuşmaları, gülüşmeleri...

Şimdi doğru olanı yapma zamanı. Düşünmemeli. Düşündürmemeli. Gülmeli. Eğlenmeli.

Tüm bunlara kim engel ki? Kendi kendime koyduğum engellere bir dur demeli. Bir durdurmalı. Dünyanın sonu gelmeden...

Gezmeyi eğlenmeyi bilmeli, arkadaşlarının değerini anlamalı, gülümsemeyi unutmamalı...

Zamanın nasıl geçtiği önemli! Onu nasıl gördüğün, nerde gördüğün, sana nasıl baktığı...

Farkettirmeden sevmeyi öğrenmeli belki de... Gözlerini kapattığında onun gülümsemesi senin yol göstericin olmalı.

O diyorum ama illa karşı cins olması gerekmez. Sevdiğin herhangi biri, bir şey, keyifli olduğun herhangi bir resimde gözünün önüne gelebilir. Sen yeterki mutlu olmayı dene. Sen yeter ki mutlu olmayı iste... Olmaman için herhangi bir sebep var mı???

Pink - please don't leave me sarkısı süpermiş bu arada... Ben dinlemek için geç kaldım.. :)

15 Aralık 2009 Salı

Alıntı.

insan ya hayrandır sana ya düşman, ya hiç yokmuşsın gibi unutulursun, ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan. (bkz: nazım hikmet)
---------------------------------------------------------------
bir şey var aramızda
senin bakışından belli
benim yanan yüzümden
dalıveriyoruz arada bir
ikimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki

gülüşerek başlıyoruz söze
bir şey var aramızda
onu buldukça kaybediyoruz isteyerek

fakat ne kadar saklasak nafile
bir şey var aramızda
senin gözlerinde ışıldıyor
benim dilimin ucunda

nahit ulvi akgün


-----------------------------------------

Eksi sözlük'te gördüm bunları da cok beğendiğim için burda da olması gerekir diye düşündüm...

Hadi Be!

Bu olayı duyanın kullandığı söz öbeği. Ya da "Yorumsuz" diye kalıyorlar... Valla ben bile kitlenip kaldıysam geri kalana bişi diyemem zaten.. :)

Şu aralar bende çok kullanmaya başladım. Nasıl? Ne şekilde? Neden? Niye?

Hepsine tek cevap "Hadi Be!"...

Ne garip insanlar var... Uzaktan bakıp tanıdığını düşünenler, her hareketi farklı yorumlayanlar, ne gülmekten ne kızmaktan anlayanlar...

Seviyeli olalım rica edeceğim. Yani azıcık... Çok değil... Biraz...

14 Aralık 2009 Pazartesi

Tey Tey Tey...

Evvet bazı alışkanlıkların bitme zamanı gelmiş. Farkettim de pek iyi değil alışmak birşeylere...

Hıhıııııııı... Anladığınızı düşünüyorum. Bitmeli. Bitti.

Anlamadın mı? Maçlara gitme durumum artık riskli. 2 işte birden çalışırken çok fazla eğlence olayına giremem sanırım. Uyku da lazım, dinlenmek de...

Bu yüzden de arkadaş gezmelerini değil ama Efes Pilsen Basketbol maçlarını es geçebilirim. Yani bazen, belki giderim. Bazen, belki izlerim. Ama geçen yılki gibi hep orda olmayabilirim.

En azından fanatik olmadığımı kanıtlamış olabilirim. Değil mi?

Tey tey teyyyy... :D

Anladım ki..

Boşuna canımı sıkıyorum. Yani sıkmak için yer arıyorum. Şöyle bir bakalım.

1. Arkadaş olarak düşündüğüm bazı insanların öyle olmadığını anladım. ( N'olmuş? Olabilir.)
2. Erkeklerin güvenilmez olduklarını anladım. (Herkes için geçerli. Erkekler için değil sadece.)
3. Düşünmenin fayda etmediğini öğrendim. ( Bazı şeyler kendiliğinden oluyor.)
4. Tatil çok güzel bir şey. ( Olmadığını söyleyen oldu sanki.- Türkçe'de anlatım bozuklukları örneği...:)
5. Kendin olmanın keyfi, göz göre göre mutlu olmayı hakettiğini anlamak. ( Bu yaşta anca.)
6. Yaşlı gibi davranmaktan vazgeçmeliyim. ( Çok fazla düşünmemeye gayret etmeli tabi.)
7. İnsanın değerini kendi belirlermiş. Yanındaki arkadaşlarıyla hemde. (Çok geç anladım, hatalıyım evet...)

Yanımda olan, arkadaşım olan herkese ama herkese teşekkür ederim... :)

Şok 1...



Kızların haftalık Swiss ziyaretlerine bende katıldım. Katılmaz olaydım demeyeyim de katılmakla pek iyi bir şey yapmamışım. Neden?

Biz orda otururken daha dogrusu süper ötesi pizzalarımızı yerken turistler geldi. Öyle bakıyorlardı ki... Bende içlerinden birisine gülümsedim. Allah'ım eşekliğime bak...

Adam beni yanına çağırdı. Tabi ki saftirik bende gittim. İngilizce bilip bilmediğimi sordu. Çok az bildigimi söyledim. Anlamakta problem yok da konuşurken tekleme durumu var. Neyse adam bi süre konuştu bende " evet, hayır, belki, sanmıyorum, bilmiyorum" diye kestirme cevaplar verdim.

Sonra adam bana otel odamın numarasını sordu.. "Hı?" dedim direk. Bi kez daha sordu tekrar inanamadıgımdan aynı cevabı verdim. Sonra ingilizce anlayıp anlamadıgımı sordu. Çok çok iyi anladığımı söyledim. Elini sıktım direk arkamı döndüm. Masaya tabi nasıl bir gidişim olduğunu görmeliydiniz. Ama tahminde güçlük çekmezsiniz.

"oha oha ohaaaa!!!! ohaaaaaaaaaaa hatta" diye gittim ve sandalyeye yıgıldım. Ve bütün 2 gün o muhabbet üzerine döndü. Yanımda 3 tane daha şahidim olmasaydı. Adam elimi tutup bırakmadığında görmeselerdi kimseyi inandıramazdım. Ki adam bir de... Ay neyse bee... Nasılsa bir daha karşılaşma ihtimalim sıfır... Ya da yakın...

Cumartesi günü resmen manyak gibi gezdik İzmir'de. Forum Bornova süperdi. Alışveriş merkezindeki yere yansıtılmış ışıklar da müthişti. Deniz annesinden odası için istedi. Hahah. :D

İzmir ve gevrek diyorum... Başka da bir şey istemiyorum... :)

İzmir'de Sevdiklerim...

İzmir'de tanıştığım nerdeyse herkesi sevdim.

Deniz'i, Cansu'yu, Elif'i ilk sırada tutuyorum ama... Deniz'in ailesine de herşey için burdan teşekkür etmeliyim tabi. Akşam eve gidip damla sakızlı kahvemi test edeceğim. :)

Kordon çok çok çok güzeldi.

Gevrek müthişti.

Kumru da güzeldi. Ama ben martı cinsiyim sanırım. Gevrek daha bi güzel geldi bana... :)

Watsons'taki üzümlü kremler süperdi. Ben ordan aldım tamam mıııı? Hıh... :D

Swiss'te yediğimiz margarita müthişti. Ama yarısını anca yiyebildim. Çok büyüktü ya...

Yağmurda Forum Bornova'yı gezmek hatta neredeyse ıslanmak bile güzeldi.

O kadar çok şey yaptık ki hangi birinden başlasam anlatsam bilemiyorum... :)

Sondan Başlıyorum..

İzmir'den dönmek için havaalanına beni Deniz ve Deniz'in babası bıraktılar. Deniz'le beraber Check in kuyrugunda bekliyorduk. Bi sıra daha az diye gectik durduk. Ama ohoo bi adam var bekle bekle bitiremedi işini. Şöyle kafamızı bi çevirdik Enka Su Topu Takımı... :)

Haha zaten çok az macera yaşamıştım İzmir'de; bir bu eksikti. Neyse velhasıl aldım biletimi. Son kontrolden gectim gecip boş buldugum yere oturdum. Allah'ım yanıma bi adam geldi kel, lensli, küpeli bi tuhaf...

Telefonla ugrasıyordum bende siliyordum gelen ıvır zıvır msjları. Adam konusmaya zorluyor. "Of puf" diyorum ııh faydası yok. Neyse tam ben telefona gömülmüşken "canım" dedi birisi sırtıma elini koydu. "Yok artık" dedim noluyoruz şöle bi baktım "hı?" dedim. Her zamanki gibi... "Aaa Mervecim"- gözlerini kocaman kocaman açmış caktırma gibi-" iyi ki bi laf ettik hemen küstün" dedi. Mal gibi etrafıma bakıyorum bende.

Aldı sırt cantamı grubun ortasına oturduk. Sonra ben kahkaha tufanından zor kurtuldum tabi. Hepsi cocuk gibiydiler. Onlar kamp için gelmişler ve biz aslında bi yerde karsılasmısız onlarla. "Yok "dedim karsılasmadık. "Niye?" diye sordu "görsem hatırlardım" dedim sonra da pişman oldum. Uçakta da onların yanında oturdum. Bi de o konusmaya çalısan adam var yaa ucakta yanımdaydıı... Çocuklardan birini oraya attılar izbandut gibi benide aralarına aldılar...

Bir de maçlarını Enka'da izleyebilmem için davetiye verdiler. Yanımda her maça 6 kişi götürebilirmişim. İyi de maça gidecek zaman mı var? :)

12 Aralık 2009 Cumartesi

Şok Şok Şok....

Bugun hayatımın dumurunu yasadım yalnız...

Kimseye anlatamayacağım amma velakin dumur dumur dumur...

Çok garipti felaketti... :S Ben ben anlayamadım zaten. Noldu? Niye oldu?

Ben birşey yapmadım bari... Şahitlerim de var... Vallahi birşey yapmadım...

Yazın kızlar siz gördünüz... :( Bir kabahatim varsa yazın...

11 Aralık 2009 Cuma

Bu Kadarı Fazla !?

Yeter. Sıkıldım. Bu hal ve hareketlerden, kendini bilmez davranışlarından, ne yaptığını anlayamamaktan.

"Senle ilgilenmiyorum." demek için karşısına geçmeyi bekliyorum. Sıkıldım yahu yeter. Bi dursun! Bi karışmasın!

Hayatımda ondan daha aptal birini görmedim. Ne yapmak istiyorsa alelade yapmak varken bu niye? Bilmece gibi davranmak, kurmaca öyküler yaratmak, sebepsiz laf atışlar...

O kadar keyifli günümü de hiç etti. Neden mi? Konuşmayı aynen naklediyorum...

Kararsız.:
hop.
uç.
mmerrvve...:
hı ?
Kararsız.:
izmire gitmiyo muydun sen?
mmerrvve...:
gidiyorum.
Kararsız.:
kaçta?
mmerrvve...:
16.30
Kararsız.:
sabiha mı?
mmerrvve...:
hayır atatürk.
Kararsız.:
şahaneymiş o zaman.
mmerrvve...:
evet bencede.
Kararsız.:
sen kaçta havalimanında olcan?
belki sana bi kıyak geçebilirim?
mmerrvve...:
bu yagmurda motorla bi kıyak cekemezsin sanırım.
Kararsız.:
hayır.
mmerrvve...:
3 gibi fln olurum herhalde.
yada öglende cıkıp denizin annesine hediye almam lazım.
ne kadar sürer bi fikrim yok.
Kararsız.:
peki, sen bilirsin.
havalimanına gidince bana bi mesaj at, çaldır bişey yap.
mmerrvve...:
aynı ucakta olucaz demek mi bu?
Kararsız.:
saçmalama.
mmerrvve...:
ben maksat nedir anlamadım. sacmaladıgımı da sanmıyorum.
Kararsız.:
bende 15:00 gibi havalimanında olucam.
mmerrvve...:
22.30'da gitmiyor muydun sen?
erken gibi geldi o saat.
Kararsız.:
uçak geriye doğru rötar yaptı.
mmerrvve...:
cok mantıklı.
Kararsız.:
seninle aynı uçakta uçabilmek için uçağımı değiştirdim.
mmerrvve...:
sacmalayanın kim oldugu ortaya cıktı
tebrik ederim.
Kararsız.:
diyosun.
acaba izmire mi gidiyorum?
acaba bi yere gidiyo muyum?
belkide birini karşılamaya gidiyorum?
mmerrvve...:
olabilir.
Kararsız.:
belki de sein yolcu etmeye gidiyorum?
mmerrvve...:
oldu.
Kararsız.:
belki de gerizekalıyım, can sıkıntısından havalimanına gidiyorum.
mmerrvve...:
büyük ihtimal.
Kararsız.:
yada en mantıklısı uçaktan inen turistlere yazmaya gidiyroum.
mmerrvve...:
zor.
Kararsız.:
en sonyazdığım mantıklı oldu.
neyse işte, sen gidince bi haber et, iyi anımda olursam çekerim bi kıyak.
mmerrvve...:
peki.
Kararsız.:
budur.


Bu bence karaktersizlik göstergesidir. Neden mi? Sen birinden hoşlanmıyorsan niye böyle saçma sapan konuşmalar yaparsın? Yada böyle bi konuşma yapar mısın?

10 Aralık 2009 Perşembe

Ellerine Sağlık...

Ellerine sağlık, hadi durma kutla bu zafer senin
Yüreğine sağlık, yalan dünyanda tek safirin
Onu kaybetme, onu kirletme, hırsınla süsleme

Ellerine sağlık, hadi durma kutla bu zafer senin
Yüreğine sağlık, yalan dünyanda tek safirin
Onu kaybetme, onu kirletme, hırsınla süsleme

Hadi seni sevdim diyelim bir daha,
Gözümü karartıp yeniden taptığımda
Değişecek misin söyle, değişebilecek misin zalim?
Değişecek misin söyle, değişebilecek misin zalim?

Zalim oyun bozan, sen de bu büyü de yalan gelip de bir tanem olmaya ne hakkın var?
Zalim oyun bozan, sen de bu büyü de yalan gelip de bu canda hükmetmeye ne hakkın var?
Gelip de birtanem olmaya ne hakkın var?


Ellerine sağlık O'nun. Çok güzel yaptı herşeyi. Çok güzel oldu bana. Ohhh olsun hatta. Benim neyime? Benim neyime aşık olmak? Ohhhhh ellerine sağlık! Ellerin dert görmesin. Ah sen olmasan ben hala hayal aleminde olacaktım. Hala peri masallarına inanacaktım. Şükür ki olmadı öyle bir şey...

Düşüncelerimin değişmesine ihtiyacım var. Terapiye ihtiyacım var. Sinirlenmemeye ihtiyacım var. Hayal kırıklıklarıma çare bulmaya ihtiyacım var.

İnanıp inanmamak bana kalmış değil mi?

İstediğimi yaparım, yaptırırım. Bu kadar! Üzmek deeeee üzülmek deeeeeeeee istemiyorum. Tüm sevdiklerimden uzak dursun mutsuzluklar.

Gözyaşlarıma değer mi? O onu bu kadar düşünmeme değer mi? Sevgime, aşkıma? Hiç birine değmez. Hiç birine... Olduğu yerde kalsın. Bu masal da böylece kapansın...

Acıktım Sanırım.

Yok dün öğlenden beri birşey yemedim de kendime eziyet için. Ondan büyük ihtimal. Son yaşadığım hüsrana ek olarak bir de açlık hissiyle boğuşmaktayım.

Garip değil. Tuhaf hiç değil. İçim acıyo. Tahminimce o da yemek yememi engelliyor.

Zor bu günleri atlatmam. Zor saatlerin geçmesi. Zor neşeli rolü yapmam. Zor güçlü durmaya çalışmam. Zor hayatıma farklı anlamları yüklemem.

Bitti biter. Gitti gider bi diyebilsem...

Son...

Hani bu yazılara başlama sebebim vardı ya. Bitti. Gitti.

Kendim olmaya yeniden başlamalıyım sanırım. Ama ağlamak geliyor içimden. Ne yapsam ne desem faydası yok. İçimden geldiği gibi davranamıyorum.

Dün aklımı dağıtmama yardımcı olan arkadaşlarıma teşekkür borçluyum. Biri askere gitti. Diğeri burda tabi ki. O da Ocak'ta gidecek bi yerlere.

Yahu ben bu kadar güçsüz müyüm???

9 Aralık 2009 Çarşamba

Bugünü Duvara Toslama Günü Ilan Ediyorum.

Bugun kimle ne konuştuysam duvara tosladım. Bu kadar yanlış anlaşılma yaşadığım içiin bugunu tarihe altın harflerle yazıyorum.

O evet o! Hani hayal kurmak istediğim var ya... Bana "seni tanımıyorum" dedi. Çok güzel. Süper hatta...

Evveeeet... Bi çöp daha! Cümlemize hayırlı ugurlu olsun.

Üzülmeyeyim değil mi? Evet üzülmemek en iyisi. Tabi şirket içinde üzülmemeli insan. Bi dışarı çıkayım başlarım üzülmeye ağlamaya. Ne olacak canııım??? Alt tarafı ilk defa asık olmuştum. Ne olacak yaniiii?

Üzülmüyorum. Hiç canım yanmadı. Zerre aklıma takmadım. Takmıyorum. Ellerim titremiyor. Gözlerim dolmadı. Yok yani hiç bir sey.. Olamaz da...

Maşallah..

Yani herkesin keyfi öyle yerinde ki. Maşallah, Allah arttırsın demekten baska birşey gelmiyor aklıma...

Yüzümün ne kadar felaket oldugunu iş arkadaslarımdan birinden duyunca anladım. Korkunc bi durum tabi...

Bugun kapatıcı fln alayım en iyisi. Böyle olmayacak bu.

İçim içimi yiyor. Ya aynı ucakla gidersek, ya yan yana oturmak zorunda kalırsak??? Aptallığım zirve yapmış olabilir ama ama ama işte...

Sevmediğim halde kendimi zorluyorum onu düşünmeye, diğerini düşünmemek amaç. "Ama"lar peşimi bir bıraksa... Bir kendime gelsem. Neler yaparım bi düşünmek lazım... O'nu düşünüp, gerçekten O'nunla olmayı hayal etmek isterdim herhalde. Hayallerimden korkuyorum. Ya olmazsa? Hayal kurdum diye olmazsa?

Onu sevdiğimi söylesem, dursa dinlese, sarılsa... Ben bu cesarete sahip olmadım hiç bir zaman. Gülümsemedim gerçekten birine. Tam anlamıyla birini düşünmedim bile. Tam tam aşık oldum. Gerçekten sevdim diyebileceğim bi sırada onun gitmesi en cok canımı acıtan. O'nun bi başkasının yanında olması. Sanırım düşünüldüğünden daha da aptalım...

Dün..

Dün yazamadım pardon ya. Neler oldu neler?

Şöyle bi konuşma gecti aramızda. Tamam hala mı diyorsunuz. N'apiiiiiiiim???


mmerrvve...:
izmir'de macınız vardı hani?
Kararsız.:
onlarla gitmicem, dönüşte onlarla gelicem zaten.
mmerrvve...:
hımm.
iyiymiş.
Kararsız.:
izmirde maç olmayadabilir.
kesinleşmedi hala.
başka bi maçımız var, ona göre karar verilcek daha.
mmerrvve...:
hımm..
Kararsız.:
yarın başka bi maç var.
mmerrvve...:
ooooooo
Kararsız.:
?
mmerrvve...:
hiç boş durmuyorsunuz manasında demiştim.
Kararsız.:
bakalım işte.
yarın gidersek, haftasonu gitmeyiz muhtemelen.
yarın ki turnuva olcak zatne, 2 maç yapıcaz.
öyle olunca, haftasonu yol-maç çekilmez.
mmerrvve...:
tabi tabi.
yorucu olur cok.
Kararsız.:
bakalım.
izmirde olurum ama kesin.
mmerrvve...:
fakettim.
*farkettim.
Kararsız.:
ona bakıydum hatta.
cumartesi sabahtan gidiyim diye düşündüm.
mmerrvve...:
onur air fiyatları süper ona bak istersen.
Kararsız.:
bakalım.
ucuz zaten ya.
mmerrvve...:
thy pek ucuz sayılmaz.
Kararsız.:
pegasus.
onur u sevmiyorum çok.
mmerrvve...:
peki.
Kararsız.:
al, onur uçakları listeyelemedi.
sitesi bile rezillik.
mmerrvve...:
ben alırken gayet iyiydi
sende sorun vardır.
Kararsız.:
firefox ta sorun varmış.
sen cuma akşamı uçuyodun di mi?
aynı uçağa mı alsam ki?
mmerrvve...:
haha.
Kararsız.:
2230 muydu?
mmerrvve...:
hayır
16.30
Kararsız.:
ha iyi o zaman.
mmerrvve...:
iyi derken ?
Kararsız.:
aynı uçakta uçmayalım.
uğursuzluktur.
mmerrvve...:
kesinlikle.

Bu kadar saçma bi konusmayı yaptığım için kendimle ne kadar gurur duysam azdır. Az yani değil mi???

7 Aralık 2009 Pazartesi

Sertab Erener - Açık Adres..

Sorma bu ara şu halimi
Bu acıların hepsi mi daimi
Yazık oldu her iki tarafa da
Şimdi sence daha iyi mi

Bir gün oldu iki gün oldu
Ay oldu yıl oldu ümitlere
Ümutmuyor gönlüm seni
Seviyor her gün her gece

Yoruldu duruldu kırıldı vuruldu bir kaç kere
Yazılıdır hepsi hikayede

Yok mu bir haber alan, yok mu gören
Bu mudur adetin bu mudur tören
Yaz ya da söyle bulamadım böyle
Neresi açık adresin neresi yören


Dinleyin. Dinletin. Anlayın. Anlatın. Canınız yandıysa daha çok dinleyin. Uzaksa uzak kalmasın diye düşünüp sayıklayın ismini. Duyup sesinizi döner size gelir belki... Umut etmekten yorulmayın umudunuz sizi ayakta tutan. Durun dimdik. Gerekirse gömün acınızı. Seslenin bu şarkıyla. İçin için hisseder sizi. Duyup sesinizi döner size gelir belki.. :)

Alkol...

Alkolle aramın berbat olduğunu sevgili arkadaşlarım biliyorsunuz. Nedenini de bir çoğunuz bildiği için yazmama gerek yok.

Biraz zor benim açımdan. Sevmiyorum. Kokusu zaten tiksinç geliyor.

Ama söz verdim içeceğim. Hem de Ozan'la Taksim'de içmediğim tekilayı Deniz ve Cansu'yla içeceğim. Eheuhe komik mi? Garip mi?

Siz verin kararınızı ben geliyorum...

Yuh...

Tam İzmir moduna girmiş durumdayım. Neden Sıla dinlediğim belli abicim.

Geçen hafta anlatmadım ama asabım bozuk hala yazabilirim.

Hani İzmirli kararsız vatandaş var ya :

Gecen hafta "izmir yolcusu" diye bir giriş yaptı. "Hı?" dedim doğal olarak. "Ben bu hafta gitmekten vazgeçtim. Önümüzdeki hafta karşılaşırsak şaşırma." dedi. Bu ne demektir yahu?

Niye der insan böyle birşeyi?

Ya bundan sonra böyle kalır mı? Kalmaz.

"Peki" dedim. "Nereye içmeye gideceksiniz?" diye sordu. "Bilmiyorum. Kızların mekanı var oraya gideriz belki." dedim. Gelen cevap şaşırtıcı.

"Söyleme tabi söyleme. Gelirim ben oraya olmaz." ohaaaaaaaaa! "Bundan korktuğumu düşünmüş olamazsın." dedim. Ve konuyu kapattım.

"Denize düşmüşüm
Yılan da ben olmuşum
Kurtuluş iksirlerimi yanlış kazana dökmüşüm
Sen bişey yapmamışsın ki elmayı parlatıp
Ben ısırmışım yine ben ölmüşüm."

İzmirli...

Haha valla bi suçum yok. Sıla'nın bi şarkısında diyor " bi İzmirli'ye vuruldum" diye... Simdi de Yoruldum çalıyor.

"Ben yoruldum.
Söyle
Senin gücün var mı hala?"

Güç dimi? Doğru kelime güç. Peki güçlü müyüz? Hepimiz yere sağlam mı basıyoruz o kadar? Zayıflıklarımız, zaaflarımız, umutlarımız, hayallerimiz... Bunlarla yaşamaya alışmışken; durup yenildiğini düşünmek neden?

Neyse...

Eroinmanlar gibi oldu kolum. Mosmor kocaman şişti.

Off yanii off...

İşler...

Eski işimdekiler beni özlemiş. Beni arıyorlarmış. Tabi kıkır kıkır gülüp, eğleniyorduk. Herkesle aram iyiydi. Allah'tan hiç bi firmada demeyeyim de girdiğim iş yerlerinde sevildiğimi biliyordum. Çok eğlenerek yapıyorum bişeyleri...

Hangi işi yaparsam yapayım eğleniyorum. Bırakıp gideyim diye düşünmek bana göre değil sanırım.

Artık iki iş sahibi bi hanım duruyor karşınızda. Uzaklarda aramayın yahu. Burdayım. Benim. :)

Evet hafta içi proje geliştirme kısmı, ctesi - pazar da ev satış kısmında olacağım. Hani olur da ev almak isteyen abiler - ablalar varsa korkmayın arayın beni. :)

Belçikalı patronum Timoty geldi yüzüm kıpkırmızı adamla konuşamadım. Neden mi? Bugun hastaneden geldim. Kan verdim, dikişlerimi aldırdım fln. Yüzüm zaten delik deşik. :( Adam ne var ne yok diye sordu. Tesekkurler dedim. cevap vermeyip kafamı çevirdim. Ayıp oldu ama ne yapayım ya... :(

Bugun modum Sıla galiba 2 albümünü de karışık dinliyorum. Pek bi romantizm yüklendim. :)

4 Aralık 2009 Cuma

Günün Sözü...

'Bir insanı neden sevdiğinizi bilmiyorsanız onu gerçekten seviyorsunuzdur.' Kürşat Başar

Neden sevdiğimi gerçekten bilmiyorum... Ya da kimi sevdiğimi de bilmiyorum ben... Asıl o yüzden karar veremiyorum.

Çok saçma yani...

Çok aptalca...

Çok gereksiz...

NOT : İzmir'e ne götürmeliyim yanımda??? Elbise mi? Pantolon cinsi mi?

Ayyy !

Ne yapmaya çalışıyorsun abicim sen?

Hani kararsız var ya diye başlayacaktım ama zerre birsey yazmayacağım bir daha...

Gitsin abicim o...

Neyse önümüzdeki maçlara bakacağız. :)

Efes Pilsen - Rytas..

Dün geceki maç müthişti ya... Böyle bi sıkıcı bi garip bi tuhaf başladı. Sonra yaptığım totemler işe yaramadı fln. Garipti gerçekten. Serbest atışlarda bakmadım, sürekli dua edip durdum. Kızlar bakmadıgım zamanlarda başım ağrıdı sanmışlar. Sevim biliyordu nasıl maç izlediğimi şaşırmadı. :)

Daniel Santiago için "üstüne para verelim GS'ye gitsin" dedik daha maç başlamadan. Adam öyle bir oynadı ki şaştık kaldık. Sevim'le gül gül bi hal olduk. Bize o sözleri yedirdi ya n'apıcaz gülmeyip???

Maç sonu farkettim de bütün oyuncularımızla gurur duyuyorum. Hepsini demesem de bi kısmını çooooook seviyorum. Ve umarım bu yıl sezon başında kurduğumuz bütün hayallerimiz gerçek olur... :)

3 Aralık 2009 Perşembe

AoOaoO...

Şaşırdım. Şaşkınım şu an...

Hani iltifat mı hakaret mi çözemedim ama neyse... Bi arkadaş yeni tanıştığım bi arkadaş :

- Farklı bir havan var, gülüşün enerji yayıyor etrafına. Farklılık bu değil ama...

dedi...

Hayır bu ne demek kii? Bi anlamı varsa da ben anlamadım. Burası süper bu arada ortam, gırgır, şamata...

Amma velakin bu söz hayatımın bu dönemine damga vuracağa benzer... Sizler bi yorumlayın ben geliyorum... :)

GreenLight...

Henüz öyle bi durum yok. He ama olabilir de garantisi yok... :)

John Legend dinliyordum da aklıma geldi. Gecen yıl hani bana bi Cd vermişti bir çocukcağız hani şu Alright şarkısını kendisi söyleyerek ısınmaktaydı. Hani hani şey vardı ya... Neyse neyse...

"I'm ready to go right now" hahaha eger John gelicekse bende giderim yani n'olcak... :)

Sıkıldım zandımca...

Bugün bir an önce akşam olsa iyi olur. Olmazsa ne yapacağıma dair en ufak bi fikrim bile yok... Yarın şu benim inşaatçı amcayı görmeye gideceğiz. Valla ayağım çok feci ne babet ne topuklu giyebilirim. Ugg'larımı da giymeyip converse'lerimi giyebilirim. Kararsızım şu an.. Elbise giysem süper olurdu da off üşeniyorum. Eve gidip denerim. Anneme sorarım.

Ayyyyyyyy İzmir'e gidiyorum ciddi ciddi... :)

Gergin Bekleyiş...

Ehueheu bugün güzel de gerginim neden bilmiyorum...

Boki Nachbar'a az önce twitter'da çok kötü bişi söledim sanırım. Neyse yaa...

Güzel güzel, hanım hanımcık, güleryüzlü, az konuşan, cici bi kız olmak için ne yapmalı?

Nerden başlasam değiştirmeye bilemedim şu an???

Evet fikirlerinizi yardımlarınızı bekliyorum. Değişim nasıl başlamalı? Dış görünüşten mi? İçten mi? Ne yapmalıyım? Ne yapmamalı???

Tick Tock...

İş arkadaşlarımdan biri bugun benim yüzümden çıldırdı sanki... Onur Air'den internet üzerinden bilet alamadık sürekli sorun sürekli sorun toplamda 2 saat 10 dk uğraştık. Sonra telefonla arayıp aldık. 7 Tl fark ödedim ama koymadı yani... Hele de o kadar uğraşmadan önce söyleselerdi daha çabuk verirdim parayı..

Şimdi otelde yer bulamadım. Ne yapmalıyım? Nerde kalmalıyım? Cuma akşamı kimin evine gidilir yahu saat 6'dan sonra bilmiyorum...

Gün be gün yazıcam neler olduğunu merak etmeyin. Ordaki herşeyi belgeli ispatlı dakika dakika rapor edeceğim. Hem deeeeeeee kızlarla çektiğimiz bir çok - ama sadece güzel olanları- yükleyeceğim. Sonraaaaaa belki hayırlı bi kısmet bulur sizin yakanızı da bırakırım.

Zaman ilerliyor ve ben çok garip bi şekilde hissediyorum. Ciddi ciddi İzmir yolcusuyum. Misafir olacağım yani... :)

Neyse mutlu olmam lazım. Bu akşam kalabalık bir ekiple Efes Pilsen- Rytas maçına gidiyorum. Fanatik dediler bana ama olsun yaa birşey demiyorum onlara. Ve sonuna kadar takımımı destekleyeceğim. Sizleri de hem ekran başından hemde yanımızdan desteklemeye davet edebilirim sanırım. :)

2 Aralık 2009 Çarşamba

Bir İstanbul Macerası...


Günlerden bir gün İstanbul'un altını üstüne getirmişliğimiz var da bu kanıtı sizlerinde görmeniz gerektiğini düşündüm...

Esen kalın eheuhuehe :D

Proje...

Proje bana patladı. Hem de kocaman bi bomba gibi...

Nasıl mı? Nasılını anlatamasam da durum vahim arkadaşlar...

15 gün süreyle delilik sınırımın hangi katsayıda olduğunu anlayacağız. He anlamasak da olur biz seni biliyoruz diyebilirsiniz. Olabilir. Ama bilmeyen insanlar var demek ki bana böyle bir iş veriyorlar...

Hobareeeyy !!! İmdat...

Kaç saattir nefes alamıyorum yahu işi düşündükçe... Yok korkmayın hayatı tehlike durumu yok :D

Yani benim resmim ortada olmayacağından bir sorun yok diye dusunuyorum. :D

İlahi Mesaj...

Hahahahah. Bi saat öncesinde uzak olan çocuktan çocuk yapmayı düşünüyordum. Şu an bi prezervatif firmasına proje hazırlamaya çalışıyorum. Yahu nasıl bi proje yapacağım ben şimdi?

"Hadi şeyle şey edin" mi dicem adamlara?


İlahi bir mesaj olarak mı algılamalıyım? Engeliniz var olmaz gibi... Hahahhaa...

Yok hiç bir şey içmedim. Çok sıkıldım burda geyiğe sardım. N'apiiim??? :)

Komikmiş...

Yahu hep beni mi buluyor bu durumlar? İş yerimde bir ayı doldurdum ama maaşım henüz yatmadı. Yemek ücretimi zaten alamadım.

Bugun yatmadıysa yarın yatar gibi bi sözde hiç duymamıştım yani...

Neyse komikmiş. Komik... Çooooooook komik....!!!!

1 Aralık 2009 Salı

Aptaaaaaaaal !

Hani şu sevgilisini gözüme gözüme sokan arkadaş vardı ya... Simdi de gözümden cıkarma cabası içinde...

Msnde cıkıp ayrıldıgını bittiğini, niye bittiğini anlattı. Şaka yani..

Kankan mıyım senin? Hay yarabbiiiiiiiiiiiiiiim....

Cahit Sıtkı...

Cahit Sıtkı Tarancı'dan gelsin uykusuzluğum üzerine...

Her gece mi bu uykusuzluk!
Hele saatin tıkırtısı!
Ya karasinek düşünceler!
Çıldıracağım bu gidişle;
Yatak değil sanki cehennem.

Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük.

NOT : Tesekkurler Vahap. :)

Yine mi SEN?

Evet sana diyorum. Yeter. Yine mi? Yeniden mi? Yeter...

Duymakta duyurmakta istemiyorum. Seni istemiyorum. Senin için en ufak birşey hissetmiyorum. Burdan söylüyorum. İlan ediyorum. Senden de konuşmalarından da düşünce tarzından da nefret ediyorum. Öyle bişeysin ki kırıp üzdüğün yetmiyor. Ağlamam senin için bişey ifade etmiyor...

Neden? Neden rahat bırakmıyorsun? Benden ne istiyorsun? Zaten söylememiş miydin? Bana karşı bişey hissetmediğini canın istediğinde birşeyler yapalım dediğini öğrendim ya zaten... Eeeee ???

Bitti canım. Bitti... Üzülmek istemiyorum. Seni düşünmek istemiyorum. Hayatımda bir yerin olsun istemiyorum. Gözümün önünde olmanı istemiyorum.

Senin yüzünden arkadaşlarımı kaybetmek istemiyorum. Onların yerinin dolmayacağı kesin... Senin yerin olmadığı için düşünmeme bile gerek yok.!!!

Çiftlik.

Evet seviyorum orda olmayı. Çok eğlenceli çünkü orda zaman geçirmek. Tabi ki dayım Digiturk cihazını getirmeseydi daha süperdi. Neden mi? Tüm haftasonu hiç bir sey izleyemedim... Efes Pilsen maçını kastediyorum tabi ki...

Neyse baya turladım gezdim çiftliği. Azıcık da olsa atları görebildim ama uzaktan... Sonra küçük kuzenlerle oyunlar oynadım. Tatlılar yaptım sabahlara kadar. Gitmeden zaten kocaman bi tepsi revani yapmıştım herkes bayıldı. Revani bi günde bitince gece yarısı kadayıf tatlısı yaptık. 3 tepsi hemde. Bekle bekle nereye kadar? Saat 3'ten sorasını bilmiyorum uyuyakalmısım...

Neyse ertesi gün kadayıftan yiyenler de bi baygınlık oldu fln. İyiler iyiler pek sevmişler... :D

Sıkıldım ama annem mutluydu. Yani ordaki performansımdan memnun olmamaları mümkün değildi zaten. Neden mi? Babam arife gününden itibaren hastaydı ne bayram namazı, ne cuma namazı hiç birini göremedi. Tabi bizde ertesi gün burnumuzun ucunu göremedik. Uykusuzluktan.

Benim kronik uykusuzluguma zaten care bulamamıştım. Babamın hasta oluşuyla uyku kelimesi rafa kalktı. Ayağım mı? Ayağım mikrop kaptı galiba garip bi ağrı var bi de tıp tıp yapıyor.

Gözlerim yanıyor... Gelicem yine...

Bi An İçin...

Bi an gerçekten onunla olmanın hayalini kurdum ya kendime acıyorum... Hem ne cesaretle böyle bişey yaptım ki? Kime sordum? Kim izin verdi?

Saçmalık... Tüm yaptıklarım da yapacak olduklarımda... Bir sene sonra o benim-miş. Kim nerden duymuş? Kim kime söylemiş?

Gözlerimi kapattığımda yanımda olduğunu düşünürdüm bi süre önce. Aptallığımdan...

Rüyalarımda görmedim onu hiç. Uyuyamadığımdan...

Gülüşünü seyrettim bi çok kez. Ama...


Okadar işte. Bu kadar. Dahası daha fazlası yok.

Yüzümde bi an için eskisi gibi bakışlarını yakalasam, bi kez bana önceki gibi baksa, susup önüme bakmaktan vazgecsem bende onu seyretsem ?

Olmaz dimi? Olmaz...