Dun gece Emir'in yanındaydım ya evet hasta oldum. Mide bulantısı, kusma derken bi de ateşim cıktı... Hülya Teyze geldi iki hastayla birden ugrastı. Tam kafamı kaldırdım azıcık oturuyoruz. Muhabbeti aynen naklediyorum :
Hülya Teyze : Emirr Merve'yi alsana.. ( "nereye alıyor yahu ?" sorusu gözlerde parlamakta tabi..)
Emir : Yok anne ( göz kırpıyor durum toparlanacak diyor yani ) ben onu cok üzerim.
HT : Hiç üzmüyor baskaları sanki... ( oglunun cevabına bozuldugu için geri dönüşü sindiremiyor. ) O zaman Oğuz'a alalım..
Emir : ( kızmaya basladıgından ) Oğuz'un sevgilisini ne yapalım ?
HT : Zaten sevmedim kızı cok gıcık...
Ben : Beni de sevmezsin Hülya Teyze ne kadar dagınık oldugumu bi bilsen..
HT : Ben toplarım ortalıgı bişey olmaz ( burda içerden "yuhhh, ohaaa, çüşşş" nidaları cekilir.)
Emir : Anne ya sen git de uyusun kız bak yüzünün haline... ( Hatun kişi bakar, görür, "ahhh tabii" der ve eve gider... )
Emir'i benim beklemem gerekirken o sabaha kadar basımda bekledi. Kafamı kaldıramadım. Çocuk hasta ameliyatlı ama... Gidecek ya son son yapıyor iyiliklerini... Sahura bile kaldırdı beni gece. Kendimi bi garip hissettim.
- Uyan.. Kız kısmısı kalk... Gece yarısı arayanların oluyor acmamak için uyuyor numarası tamam da yalnız basıma sahura kalkmayayım istersen kalk diyorum kız...
Gibi abuk subuk cümlelerle beni ayıltırken söyledigi telefon olayı dikkatimi cekti.. Evet aranmısım gecenin yine 2'sinde kararsız dedigim cocuk aramış. Neyse kalktık yaptık sahurumuzu yattık geri.
Sabah Emir'in en sevdigi pantolonu giyip geldim işe. Evet onun pantolonunu... :) Arkamdan bagırıyordu "bi yere gitme bu aksam dogru eve" diye...
NOT : Pantolon güzel de bi garip. Yukarı ceksen cekilmiyor azıcık indirsem düşecek. Ne biçim bişey lan bu ??? :)
NOT : Bu gunku modum Kate Voegele - Only fooling myself...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder