21 Şubat 2011 Pazartesi

Söylenmeden...


Şefkate bi bizim mi ihtiyacımız var? Bi biz kızlar mı ilgi istiyoruz? Bi biz mi yalnız kalmaktan hoşlanmıyoruz?

Ya sen? Ya siz?

İnsanoğlu yalnız yaşayabilir mi be? Dayanamaz ki... İçi almaz ki... Katlanamaz ki... Yalnızken bile biri aklındadır. Yanında yoksa içinde yaşatır.

Bi karamsarlık hali ki kasıp kavuruyor içimi. Bi çıkmaz sokak, bi saçma ruh hali... Ruhum ellerinde...

Birini ya istersin, ya istemezsin. Ya varsındır, ya yok olursun. Kararsızlıkların hepsinden nefret ediyorum. Bitişler, başlangıçlar olmasın artık. Bitiriyorsam eğer geri dönmesin. Geri döndüyse gitmek istemesin. Kıyamasın. Yıkmasın.

Zorla güzellik de olmaz, aşk da, sevgi de... İyi de kolayını bulamıyoruz biz. Zorlamayalım mı yani? Kolay olmuşsa bişeyler "kesin altında bişeyler vardır, böyle olmaz bu." diyoruz. Korkuyoruz.

Kolaylıklardan korkuyoruz. Zoru seviyoruz. Kahretsin!

Bıraksam kendimi herşey öyle basit olacak ki ama tahammülüm yok. Zor olmalı. Kolay elde edemem ben.

Biliyor musun en büyük hatam neydi? Hayatımda ilk defa birinden sevgisini istemekti sanırım. İlk kez kollarının arasına aldığı anda durup "beni sever misin?" diye sormaktı hatam. "beni üzme" demekti. En çok o üzdü halbuki.

Sevdiğimi sandığım adam.

Kollarında mutlu olduğumu düşündüğüm adam.

Beni asla sevmeyecek olan adam.

Adam demeli miyim? Oyh! Bi an emin olamadım.

İstemiyorum ki. Artık kimseden tek bir söz, sevgi sözcüğü duymaya sabrım yok. İstemem ki. Ne istediğim belli benim. Söylenmeden, sözcükler olmadan bir sevgili istiyorum ben. Hissetmek istiyorum. Şu üstteki fotoğrafa bakınca bişey söylemeye gerek var mı? Bence yok.

Ben de aynısından istiyorum.!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder