15 Eylül 2010 Çarşamba

Hoş-çakal...




Dün gece herşeyi sıfırlayıp hiç bir şey olmamış gibi konuşurken buradaki yazılarımı "giydirme" olarak gördüğünü söyledi. Peki. En güzeli. Sana söyleyemediklerim var burada. Aklımdan geçenler, canımı acıtanlar, beni üzenler.

Yanlışlarım var. Aslında isteyip de uygulayamadığım doğrularım da. Anlamazsın işte. Hoşuna da gitmez.

Bugünden sonra ne benden sana bi fayda gelir, ne senden bana. Ne isterim seni olduğun gibi, ne de kabullenebilirim. Canım acır. Hayalkırıklığımdan doğan yara büyür. İstemem.

Uzaklığın verdiği cesaretle...

Hoş-çakal ve hoşt-çakal...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder