17 Ağustos 2011 Çarşamba

Saçma...


Bazen farkına varmadan olayları biz yaratıyoruz. Biz büyütüyoruz. Biz önemsiyoruz. Sanki faydası var öyle görmemizin... Sanki çok mühim şeyler de düşünüp duruyoruz.

Neler doğru? Neler yanlış?

Bi bulsak doğru yolu, bi ilerlemeye başlasak. Bi etrafımıza baksak, bi mutlu olsak. Bi olayları kabul etsek, bi değiştiğimizi bilsek.

Korkularla başa çıkma şansımız yok da biraz geri plana alsak. Hepimizin istekleri var. Hepimizin dilekleri, temennileri... Hepsi olur mu? Olmaz. Olsa zaten arsız oluruz. Öyle ki olmadan bu kadar yüssüz olabiliyorsak daha sonrasını siz düşünün.

"Elindekinin kıymetini bilmek" diye bişeyden bahsediyor büyükler. Elimizde bişicikler yok, haber vermeli. "Var olanlarla yetinmeli" diyorlar ya biz olmayanı yaratmaya çalışıyoruz, ııh yine olmayınca olmuyor.

Dinlemeyi de bilemiyoruz, söz söylemeyi de. Anlamaya zaten çalışmıyoruz da ne birini tanıyoruz, ne tanıdığımızı sanmakla kalıyoruz. Çığrından çıkınca işler "başımıza bu da mı gelecekti?" kıvamına giriyoruz. Hayır sanki olmadı daha önce, ilk kez karşılaştın böyle sözlerle...

Saçma işte. Çok saçma. Fazla saçma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder