18 Ocak 2010 Pazartesi

Taksim...

Lisede kızlarla bi gün okuldan kaçıp fal baktırmaya Taksim'e gidecektik. Olay şu ki haftasonu baska arkadaslar gitmiş falcının söylediklerinin ne kadar müthiş olduğunu ballandıra ballandıra anlatmışlardı. Eh tabi biz de Neslihan, Burcu ve ben eksik kalmış kızlar guruhu olarak hemen gidelim dedik. Ama düşünün sabah 8 durakta buluşmuşuz gidiyoruz. Manyak olduğumuz nerden belli... :D

Atladık ilk gelen Taksim otobüsüne... Bize anlatılan yol tarifini aynen naklediyorum.

"İstiklal'de yürürken Converse mağazası göreceksiniz. Karşı sokaktan girdiğinizde orda. Adı da Majestic."

Bizim Taksim'de otobüsten inişimiz 08.40. Tiplerimiz :

Burcu : Sarışın, uzun saçlı, zayıf, güzel, okul eteği kısa, üstte kısa mont, saçlar açık bırakılmış...
Merve (yani ben:) : Uzun, koyu kestane saçlı, aynen bu halde, cirkince, etek kısa, kısa mont, açık bırakılmış saçlar...
Neslihan : Kumral, kısa saçlı, yeşil gözlü, tombulca, etek kısa, mont kısa...

Biz bu tipler 3 kez inip çıktık İstiklal'de bir aşağı bir yukarı... Converse mağazası yok. Yok annecim ya...

Neyse pes ettik birilerine soralım. Karşıdan acayip yakışıklı bir çocuk geliyor. Neslihan soracak Converse mağazasını...

- Pardon Converse mağazasının yerini biliyor musunuz acaba?
- I don't understand you. Sorry...

dedi ve gitti tabi abi... Neslihan pes etmedi soracak ve bulacak. Karşıdan biri geliyor hadi sorsun bakalım.

- Pardon Converse mağazasını nasıl bulabilirim?
- Ay Don nov!!!

Dedi manda yavrusu... Adam safi Türk... Her halinden belli... Ama söylemedi. Neyse sabah oldu saat 10.00 en sonunda bulduk Converse mağazasını. Girdik karşı sokağa. Düşünmenizi rica ediyorum bundan 6 sene önce o sokağı. Bilen bilir neresi olduğunu. Emek sineması'nın olduğu sokak yanlış hatırlamıyorsam. Girdik gidiyoruz. Önden de yaslı bi adam bıyıklı, iri yarı... Gidiyor gidiyor bize bakıyor. Ama bakılmayacak gibi de değil. Çeşide gel...

Gidiyoruz. Cafe yok ortada... Sonra bi açıklığa çıktık o adam da gitti köşede durdu. Hani gitsek bittik. Kafamı kaldırıp yukarılara baktım. Millet camlardan sarkmış sigara içiyor. Nasıl yani? Sonra bi pencere de tabela " sıcak sulu banyolu odalar"

- Hass.....r, Oha, Gidiyorum, Cafe'si de kalsın, falı da... İstemem istemem...

Önden önden hem küfrederek hemde nerdeyse koşarak çıkmaya basladım sokaktan... Kızlar dur demeye kalmadı peşimden geldiler... Çıktık sokaktan kafaları kaldırıp bi baktık meğer bize yol tarif eden arkadaşımız "Converse'n yan sokağı" demeliymiş. Az daha güme gidiyorduk yahu...

Okunmuş muyuz? Dualı mıyız? Bilmiyorum ama böylece atlattık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder