7 Eylül 2011 Çarşamba

Bazen!


Bazen yanlış dünyada, yanlış insanlarla yaşadığımızı düşünen bi ben mi varım?

Yanlışlıklara gebe bi hayata adapte olmaya çalışan bi ben miyim?

İçimden gelenler yerine, yapmam gerekenleri birbirine karıştırıp karman çorman olan sadece ben miyim?

Düşünüp durmalar boşa, herşeyi bi köşeye atıp kaçmalar boşa, insanlıktan çıkıp kendimizi yıpratmalar da boşa. Neden? Niye? Haksızlık değil mi? Adalet nerde? Hani devlet? Hani millet?

Bazen "biri elimde tutsa, alsa götürse bi yerlere, geri dönmeme izin vermese" diyorum. Çığlıklar atsam yanında, keyfimden. Dönüp dursam etrafımda, kimseye sormadan. Yüksek sesle şarkılar söylesem, sırf canım istedi diye.

Zorunluluktan yapmasam hiç bir şeyi. Canım istedi diye sarılsam boynuna, keyfim yerinde diye bi öpücük kondursam dudaklarına, elimi tuttun diye kalbim dört nala koşsa, heyecandan kıvransam kollarında, merakla baksam yüzüne.

İçimden hiç korkularla dolu sorular geçmese. "Daha ne kadar mutlu olabilirim?", "bütün ömrümü yanında geçirebilir miyim?", "hep sever miyim?". İçim kıpır kıpır olsa, heyecandan duramasam yerimde, sevsem, sevilsem, gülsem, eğlensem ama uzaklarda.

Burada, bu şehirde değil. Bu şehir el pençe divan dursa önemi yok artık. Doğduğum şehirde mutlu olma şansım yok, bunu anladım. Başka şehir, başka insanlar, sıfırdan bi hayat. Kendime hediyem olmalı belki. Ya da biri dokunsa hayatıma yenilese değiştirse işte.

Bıraksın artık yakamı İstanbul. Bıraksın kollarını açsın artık, çırpındıkça daha çok batıyorum. Bitirse benle bütün ilişkisini. Unutsa hemencecik.

Bazen "bu şehrin benimle bi alıp veremediği var" diye düşünüyorum. Nasıl bu kadar çok sarıp, sarmalar? Nasıl bu kadar çok can acıtır, hırpalar? Seviyorsa niye yapıyor?

Bazen beni birinin kurtaracağını düşünüyorum. Öyle ki baştan aşağı yeniler, yüzümde gülücükler, cebimde kelimeler, elimde küçük bi valiz alır götürür dünyanın başka bi ucuna diye hayal ediyorum. Bir kurtarıcı ki özgürlüğüme kavuşturur belki. Bi umut ya, bazen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder