29 Haziran 2011 Çarşamba

Çözdüm!


Tüm bu sorunu çözdüm. Neymiş? Niyeymiş? Hepsi çözüldü.

Biliyorum, okuyorsun. Biliyorum, arada merak edip "napmış?" diye girip şurada yazılanların tümünü gözden geçiriyorsun.

Ben kendime şu soruyu soruyorum "niye böyle oldu?" hani 3 gün takılıp bırakıyordum seni? Hani ben grubun yaramaz kızıydım? Hani unuturdum herkesi? Hani hiç bi özelliğin yoktu benim için?

3 gün demiştim. 3 koca gün. 3 güne sığdırıp sonrasına taşırmayacaktım hiç. Biliyorum, anlayamıyorsun. Anlamak da istemiyorsun zira. Hoşuna gitmiyor. Böyle şeyler senin için "gereksiz". Evet, doğru kelime bu!

Bugün izlediğim filmdeki kız gibi hissettim kendimi. Yok benzerlik rolle, kızın kendiyle alakalı değil karıştırmayalım. Kız işinde gücündeydi. Evet, doğru. Kız kimseyle uzun süre takılmıyordu. Evet, doğru. Kız kimseyi hayatında istemiyordu. Kesinlikle, doğru. Sonra çocukla takılmaya başladı. -Ki laf aramızda Ashton abinin belindeki gamzeler pek hoşmuş.- Sürekli sevişme hali. Ama git gide işin seyri değişti. Ama çift taraflı. Bizdeki gibi olmadı. Tabi film bu ya, sonradan dönüp yine birbirlerine ait oldular. Film işte canım yani.

Ben kimseyi istemiyorum ufaklık. Bi kişiyi istiyorum. Benim olmayacağını bile bile istiyorum. Onunla hiç benzemediğimizi, onun aptalın önde gideni olduğunu kabul edip istiyorum. Çünkü onun dışında kimseyi sevmiyorum, sevmek için de zorlamıyorum kendimi. Kandırmıyorum. En azından "artık". Denedim. Yemin ederim, denedim.

Başkalarıyla mutlu olmayı. Ama yine bi köşede sen vardın. Sonra aynı anda tüm bağı kopardım. Herkesle. Tümünüzle. İstemedim. Yanımda olmanızı da, soru sormanızı da, bişiler beklemenizi de.

Olay şu ki hata ettim. Arayacak bir telefon numaram bile yok. Sildim numaranı. Yok. Seni sorabileceğim de kimse yok. Keşke aklının bi köşesinde geçen yıl tanıştığın şu "mavi şey" olsa. Keşke sen arasan. Keşke bişey yapsan.

Durum içler acısı farkındayım. Sorsan yine umurumda değilsin de burda yazdığım her kelime doğru. Ömrü hayatımda kimseye söylemediğim bişeyi söyleyip duruyorum içimden. Gereksiz, evet. Saçma, o da kabul. Aptalca, işte bu!

Fikrim aynı, hissettiğim de. Değişirse bi gün mutlu olurum sanırım. Rahat rahat uyurum belki. Sen rüyalarıma girmezsin. O parfüm tedavülden kalkar. Aynı gezegende yaşamaya devam etmeyiz belki. Düşüncesiz ve sonuna kadar yine bencil olabilirim.

Sevilmeyi kabul edip belki de başkasıyla gerçekten olmalıyım. Sevmesem de sevilirim ama di mi? O kadar kötü değilim sonuçta. Senleyken hissettiklerimi unutabilirim, di mi? Yanımda sadece 15 dakika uykuya daldıgında sayıkladıgın sözleri de unuturum, di mi? Beni istediğini de unuturum, nolacak sanki? Yüzüne bakıp güldüğümü unuturum, öptüğümde gülümsediğimi, bana dokunuşlarını da unuturum, eminim!

Biraz daha zaman gerekli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder