15 Haziran 2011 Çarşamba

Yer Aç!



Bi an tam vazgeçiyorsun ya herşeyden bi an hani artık küfürlerin bini bi para diyerek bi "siktir" savuruyorsun ya o zaman kendie gelmene ramak kalıyor aslında.

Yine başa dönme, yer aç. Kendine yer aç. Eskileri katla, kaldır. Olmadı çöpe at. Karşında durdukça, içinde durdukça acıtacak yine seni, üzecek. Affedecek yer arayacaksın. Bulamayacaksın da yine kendine kalacaksın.

Ne zaman vazgeçmeyi anlarsın işte o zaman büyürsün aslında. Vazgeç. Ondan başka seçeneklerde çıkar karşına. Sen yer aç! Buyur et. Hoş tut gönlünü.

Kimler, neler atlatmış. Neleri affetmiş. Üzmüş de üzülmüş de. Bi sen misin acı çeken? Bi sen misin üzülen sanki? Kimler neler görmüş de ses etmemiş. Senin haddine mi?

Bi kendine gel. Bi durul. Bi dinlen.

1 yorum:

  1. İnsanın kendine en çok acı çektirebildiği zaman, en çok üzüldüğü zamandır. Aslında olaylara "boş ver" diyebilsek, umursamamayı başarabilsek, biraz olsun mutlu olacağız. İşte üzüntüyle mutluluk arasındaki mesafe bu kadar kısa! Fakat o öyle bir ruh hâli ki; boş veremiyoruz, kendimize söz geçiremiyoruz, kendimizi hırpalamktan zevk alıyoruz. Öyle olunca da durum, kısır döngü hâlini alıyor: Üzüldükçe kendimizi yıpratıyor, böyle yaptıkça daha da acı çekiyoruz...

    YanıtlaSil