10 Mart 2011 Perşembe

İç Ses.

Sen her zorluğu kendine çıkarmak zorunda mısın sanki? Bir engel kalktıysa "oh" çekmen gerek, durup tutup "ne çıkacak başıma yine?" diye düşünmek neden?

Senin sorunun yok aslında. Kendini bi rahat bıraksan. Bi koyversen gitse... Ama olmaz di mi? Kendini rahatlatamazsın. Sebebi de "ya iyi bir şey olursa, beni etkilerse" korkusu. Teşhis belli. Çözüm kesin.

Dur bi dinlen. Derin nefes al. Dik dur. Dik otur. Kaldır kafanı, bak etrafına.

Ne için uğraşıyorsun şu hayatta? Daha çok para, daha çok arkadaş, daha çok çevre, daha çok bilinme, daha çok eğlenme, daha çok kendine bakma-baktırma... Nedir derdin dostum? Kendinle alıp veremediğin ne kaldı? Kendinden aldıkların yetmedi mi sanki? Hesaplaşmaların? Çözüm arayışların kar etti mi? Etmedi ki...

Hadi bakalım, başla yeniden...

Yüzünü güldürmek için sıra bekleyen onca insan, senin keyfin yerine gelsin diye takla atan o yüce güruh... Hiç biri mi umurunda değil? Neden seni üzmek isteyenler oldukları yerde ki? Gitsinler... Söyle çekilsinler. Yer yok onlara.

Gülücükler saklanmasın artık. Kendini gizleme, korumaya kalkma. İtiraz etme bi, söz dinle. Yeni sayfalar seni bekler. Olmadı mı? Yırt at! Yeniden yaz. Dön başa. Her seferinde.

Güzelliklere koyduğun engellerle daha ne kadar uğraşacaksın? Sen engelliyorsun, sonra sen "olmuyor" diyerek pes ediyorsun. Haline bak, haddine hududuna bak. Bilemezsin değil mi? Böyle yaptığını bilemezsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder