22 Aralık 2011 Perşembe

Hadi!


Bir karın ağrısı var, siz de hissediyor musunuz? Böyle midede bir tuhaflık, bir kıvranma hali. Tam olarak çözülememiş denklemin sonucuna ulaşma çabası.

Kendi kendine gülme, bir güzellik... Macera arıyoruz aslında kendimize, daldan dala konar gibi değil de gönülden gönüle geçişler yapmak istiyoruz.

Eller yukarıya açılmış, dua ediyoruz gizliden. "Benim olsun." diyerek. Duyan varsa ses versin bir zahmet!

Bir sürü şey yaptık, görmeden-göstermeden. Gizliden yürüttük her şeyi. Sevdik mi? Sevdik be abi. Güldük mü? Kahkahalar bile attık. Eğlendik mi? Keyfimizin adı yoktu bir tek. Peki, şimdi neden böyle olduk? Neden güzelliklerden anlamayan, odunlaşmaktan gocunmayan, yüzsüzlüğü ele almış, bencilliğiyle yaşamaya alışmış insanlar nasıl olduk biz? Kim yaptı böyle? Gelenler mi? Gidenler mi? Gelenler kalmayı becerebilmiş mi? Gidenler gittikleri yeri beğenmiş mi?

Ne sevmeyi öğrenebildik, ne kendimizle barışmayı...

Biz hayatımızı yoluna koymaya çalışırken anladık ki daha çok dağıtıyoruz. Toplamaya uğraşmak, mükemmelleştirme çabamız "bozuk saçma sapan hayatlar" veriyor bize.

Biz aslında "silgi" istiyoruz hayatımıza. "Silicem, gelmişi geçmişi." diyebilseydik. Beğenmediklerimizi, bozuklukları, sorunları bir çırpıda "hadi hadi hadi" diyerek silseydik ya. Güzellikler kalsaydı yanımızda. Bizi yormasın kimse, güldürsün, eğlendirsin, keyif verici maddeler arasına girsin de aklımızı karman çorman etmesin.

"Azıcık aşım, kaygısız başım." yerine "azıcık arkadaşım, yormayan dostlarım." olaydı ya. Yeterince yorulmuş insanlarız, kendi yorgunluklarımız, kendi hayatımızla. Dostluklarımızın yoruculuğu, ortak olduğumuz dertlerle beraber katlanıp duruyor. Hepimiz için geçerli. Kimin aşk hayatına dokunsan tuzla buz, 5 bilinmeyenli denklemdeki x gibi kalıyorsun ortada. (Varsa tabi öyle bir denklem.)Kitaplardan medet ummaya başladık, "hayallerle yaşayalım" diye. Biz de sevilseydik ya, biz de sevseydik. N'olurdu sanki?

Neyse "sevelim, sevilelim." geyikleri bir yana, Polyanna'yla olan yakın dostluğuma nokta koyar, bir kere, iki kere, üç kere, dört kere, beş kere de olsa :

"Ben suysam o ateş, ruhu var ruhuma eş." diyerek gelecek olanın yerini belli etmek istiyorum.

Sevgiler,

Merve

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder