13 Aralık 2010 Pazartesi

Elimi Tut!




Tutmalısın elimi artık. Bırakmadan. Her neredeysen ortaya çıkmalısın aslında. Ya da ben gelip seni bulmalıyım. Nasıl yapacaksam? Bi yol göster.

İçimden gelmiyor artık bişeyler. Nefes almak da belki. Bi boşluk ki çekilir yanı yok.

Nasıl anlatmalıyım bilmiyorum. En iyisi en başından başlayayım.

İçimde bir şey var. Yani yok. Yani olması gereken yerde bir boşluk var. Bi amaç? Bi sebep? Bi sonuç?

Sesleniyorum. Yankı var. Boşluk öyle derin ki. Öyle uçsuz bucaksız ki. Neyle dolması gerektiğini de nasıl dolması gerektiğini de bilmiyorum.

Hani sevmem gereken yanım yok onu anladım. Ya sevilen yanım nerede? Sevgisiz yaşanır mı? Yaşatma beni böyle.

Herkes mutluluktan nasibini alırken bana bunu yapma. Acı biraz. Neleri kaybettim? Bilmiyorum. Nerede kaybolduğunu? Hatırlamıyorum. Beni bu 1001 surat saçmalığından kurtar.

Gülmüyorum ben aslında. Sevmiyorum kimseyi. Bu boşluktan kurtulmak için sığınıyorum ya fayda yok kimseden. Ben kendime ilaç kendime derman olamadıktan sonra başkası bana ne yapsın?

Ben kendime acımazken bana birisi acır mı? Ağlamaktan yorulmazken teselli eder mi?

Etmez, yapmaz, bitmez.

Boşluk derinleşir. İçine alır beni. Bırakmaz. Sarar, sarmalar.

Bi bakmışsın yalnızım. Şu andakinden çok da farklı olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder