22 Kasım 2010 Pazartesi

Yalnız Git.




Yalnızlığı kucaklamak gibi tüm bu olanlar. Karanlıkta bi başına kalmış bir çocuk gibi. Kendi kendine sarılır gibi.

Günahını ilmek ilmek örüp boynuna takar gibi. Bir şey var uzakta. Elini tutmak isteyip de cesaret edememek gibi.

O uzakta ne varsa yakın olmak zorunda. Gücüm yok benim. Cesaretim var fakat gücüm yok. Bi eksiklik peydahlandı ruhumda. Bi parça. Bulamıyorum. Yokluyorum kendimi.

- Hani eksik parçan?

Hanilerden oluşan bir ırmak var içimde.

- Hani O olacaktı yanımda?

- Hani duyacaktı sesimi koşup gelecekti ya?

- Hani severdi beni?

- Hani kılıma zarar gelsin istemezdi?

Hani? Hani? Hani?

Olmayan birine ne anlamlar yüklemişim içimde. Yüklediklerimle birlikte çekip gitti. Hiç bir şey bırakmadı ardında. Aldı ve gitti. Ne varsa... Ne gördüyse... Hain bir hırsız gibi. O'na ait olmayan herşeyi aldı ve gitti.

Arkasından bağırdım ben! Yaptım bunu.

- O duygular benim. Bende kalmalıydı. Bırak. Yalnız git!

Duymadı. Duyduysa da umursamadı.

Ağır geliyor bu olanlar. Yaşlandım sanırım. Omuzlarım çöktü. Dik duramıyorum sanki. Kamburum çıkmış gibi. Ya da sırtımda bir küfe taşıyormuşum gibi. Ağır...

Gün gelir bende söylerim belki.

Bırakırım rüzgara herşeyi. O da alır götürür belki. Sesleri yok eder. Susturur, kulağımda bir rüzgarın uğultusu kalır.

Beetül Demir - Yalnız Git

Şimdi sus bütün kelimelerini ve git!
Git alıp tüm getirdiklerini.
Hiç birşey bırakma ardından,
İçime sinmiş kokunu, tenimdeki dokunuşunu
Al ve git!

Git yalancı sevişler gönlünde
Sil aşkının ayak izlerini kapımdan
Avucundaki öfkeyi bırak rüzgara
Burak bende kalsın düşerim
Bu defa yalnız git!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder