17 Kasım 2011 Perşembe

Geçmiş Hiç Geçmemiş....


İlişkilerde geçmişler önemli midir sahi? Senin geçmişindeki yaramazlıkların, hataların, zaferlerin, kazançların gerçekten önemli mi?

İlişkinin temeli güven diye attığımız nutukları revize edip "ilişkinin temeli geçmiş" diye düzeltmemiz hata değil o vakit. Kiminle ne yaptığın? Ne kadar fedakar olduğun? Nasıl hissettiğin? Neden vazgeçtiğin? Hepsi, tamamı önemliyse eğer güven değil bahsedilen, geçmiştir o geçmiş.

Acaba ilişkiye on hazırlık niyetine cv'ler mi oluştursak? Listeleri orada mı tutsak? Tek gecelik, tek günlük olanları da listeye mi alsak? Yok, abartmayalım. Şehrin yarısından fazlasında facia ve intihara sebebiyet vermek istemeyiz.

Bir düşün, yeni biriyle tanıştın. Her şey süper gidiyor. Flört tamam, çekim tamam, keyif tamam, huzur tamam. Dört dörtlük görünmüyor mu şu ana kadar? Taaaa ki senin geçmişini merak edene kadar. Bir yerde başlıyor sorular. "Benden önceki sevgilinle niye bitti?", "o da esmer miydi?", "böyle giyinir miydi?" sonra işler biraz kızışmaya başlar tabi, rekabet buyuyor, malumunuz. "Sana böyle mi dokunurdu?, "seni böyle mi öperdi?", "seninle maç (başka bir eylem düşünüverin) izler miydi?" Evet, bu dakikadan sonra size olan güveni tamamen dağılır. Neden mi? Çünkü siz doğruyu söyleseniz de o bir bahane bulur. "Ama böyle böyle oldu" e olsun deyip geçemezsiniz. Çünkü o orada takılı kaldı.

Başka bir örnek verelim. İlişki devam ederken gittiğiniz bir mekânda eskilerinizden biriyle karsılaştınız. Eyvah! Zırhınızı kuşanın, en şirin gülümseme yüze yerleşsin, yanınızdakine bir tutunun (tabi acınız "her dem taze" modunda ise) selamlaşıp yerinize geçin. Masada sorular gelmez -tabi yanınızdaki tez canlı değilse- eve kadar sabrediverin. Kapı açılır, eve girilir ve sağlı sollu cümleler gelmeye baslar. "Ne kadar sürdü?", "niye bitti?", "çok sevdin mi?", "benden daha fazla mı sevdin?" Burada yapmanız gereken tek şey onun kapıyı arkasından kapatıp kapatmadığına emin olmak. Hırsızlardan korkuyoruz biz. Gerisi bos. 

Çünkü siz onun "güvenini" sarstınız. Evet, benim de bir fikrim yok bu güvenin hangi uzuvda peydahlandığına dair. Sarsma olayını nasıl yaptığınızsa tam bir muamma. Ama olacağı varmış iste. Ana fikrimiz su ki "geçmiş hiç geçmemiş" ey ahali.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder